sanal arkadaş//minsung

13. hasta.

"... öyle işte ama doktor hala şüpheleniyorum dedi"

"felix..."

felixin tekrar gözleri dolmuştu jisung ölemezdi yaşamak zorundaydı. felix ile taa bebeklikten beri arkadaşlar aynı okullara, aynı sınıflara, aynı servislere hatta aynı yer yatağında bile yattılar.

onlar arkadaş değildi onlar kardeşdi. ölümüne severlerdi birbirilerini asla kavga etmemiş -etseler bile akşama kalmadan barışılardı- asla küs kalmazlardı onların arasında bağı kimse anlayamazdı.

aralarında ki bağ çok kuvvetliydi, çok özeldi. kötü günde iyi günde birbirlerinin yanındalardı.

felixin erkek arkadaşı olduğunu öğrendiğinde ailesi onu evden kovmuştu chan'da kalmak yerine jisung da kalmıştı felix.

o kadar güzel bir bağları vardı aralarında.

jisung ağlarında felix ağlar, felix ağladığında jisung ağlardı. felix mutlu olduğunda jisung, jisung mutlu olduğunda ise felix mutlu olurdu.

jisung ondan 1 gün büyüktü felix ona yalandan hyung diyordu jisung da ona aynısını diyordu. -felix ile aralarında şaka vardı-.

onlar birbirilerini kaybedemezdi ki.

"umarım öyle bir şey yoktur felix...  jisung, jisung o biliyor mu bebeğim?"

"h-hayır... chan ölmez değil mi?"

"... öyle deme felix'im"

sarılmışlar dı. chan'nın telefonu çalınca sarılmaları sonlanmıştı jeongin arıyordu.

📱hyung.. gelsenize hadi

📱geliyoruz hangi kafedesiniz

📱hastanenin önündeki hemen oturuyoruz orda çıkarsanız görürsünüz

📱tamam miniğim geliyoruz şimdi

📱tamamdır

"hadi gidelim felix"

"gidelim.."

ikili jeongin ile jisung un yanına gitmişlerdi. jisung uzun zaman sonda börek yiyordu -midesi bulanmadan-

"felix ile chan niye geç çıktınız? hem felix doktor ne dedi? bir şeyim varmış mı? n'oluyo olm anlat"

"jisung!!!! kes sesini ve yemeğini ye!!"

jisung hafif korkmuştu

"felix tamam sakin ol bebeğim"

"sakinim chan ben!! söyleceğiz dedik me uzatıyorsun ki?!"

"tamam felix bir şey demedim merak etmiştim sadece"

"şşşt!! sakin olun"

jeongin öyle diyince felix arkasına yaslanmıştı derin bir nefes vermişti sinirliydi, üzgün, stresliydi garip bir his vardı içinde. ne yapacağını bilmiyordu. o yüzden bağırıp çağırıyordu.