"aşağıdayım"
"tamam geliyorum hemen"
jisung'dan
telefonumu arka cebime koydum ve içtiğim ilaçları ufak bir poşete koydum hızlıca. son kez aynada kendime baktım. güzeldim.
saçıma 2 el attıktan sonra anahtarı alıp aç karnına aşağa indim. eskisine kadar baya iyiydim ölmeyecektim yani sanırım.
ölmekten çok korkan birisiydim çocukluktan beri hastanelerden, doktorlardan çok korkardım şimdide öyleyim aşırı korkuyorum.
bu yüzden hastaneye gideceğim zaman felix beni hiç yalnız bırakmazdı hep birlikte giderdik.
ben anlatmadım sanırım felix ile ben çocukluk arkadaşıyız liseyi birlikte okumuştuk. aynı binada oturuyor aynı servise biniyorduk. jeongin ile çocukluk arkadaşıyım onunla ilkokulu ortaokulu liseyi hep birlikte okuduk.
ardından felix jeongin ve ben hep birlikte takılmaya başlamıştık hiç birimiz ayrı gitmezdi bizi sadece ölüm ayırabilirdi.
felixin hayali yazar olmaktı ben ve jeongin onu hep desteklerdik. ve bizim desteğimiz sayesinde yazar olmuştu şimdi ise bir sürü kitabı vardı. deliydik hepimiz.
felixin babası alkolik birisiydi bu yüzden geceleri onu dövdüğünde bana gelirdi geceyi beraber geçirir dertleşirdik. üniversiteye kadar evlerimiz yan yanaydı. felix bana geldiğinde jeongini saat kaç olursa olsun arardık ve oda felixin yanında olurdu o gece ağlayarak geçirirdik.
biz böyle büyümüştük sonra aramıza chan geldi. herşey yine lisede başlamıştı 10. sınıftık chan ise 12. sınıftı en güzel yıllardı şahsen.
o yıllara geri dönmek isterdim. sonra bunlar sevgili olmuştu tabi felixin babası baya kızmıştı. bunu umursamadık çünkü biz reşittik bize karışamazlardı.
sevgili oldukları gün felix bize "beni yargılamayın yalvarırım" demişti ağlayarak ama biz arkadaşız ölümüne arkadaşız asla yargılayamazdık ki bu normal bir şey di aşk sadece karşı cinse hissedilmezdi.
işte böyleydi benim -bizim- hayatımız.
binadan çıktığımda minho arabadan inmiş beni bekliyordu beni gördüğünde yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. aynı şekilde benimde.
heyecanlı ve korkarak arabaya binmiştim minhoda şöför koltuğuna binmişti.
"nasıl hissediyorsun?"
"bilmiyorum hem heyecanlıyım hem korkuyorum kötü bir sonuç çıkar diye"
"korkma jisung ben yanındayım senin"
"sabah sabah sanada zahmet oldu şahsen"
"olmadı."
"iyi öyle olsun."
gülmüştük minho hafif çok ses vermeden bir tane şarkı açmıştı. hoş bir şarkıydı.
"herşeyini aldın dimi unuttuysan geri dönebiliriz"
"aldım aldım. ilaçlarımı aldım, telefonumu aldım ve evin anahtarını aldım"
YOU ARE READING
sanal arkadaş//minsung
Fanfictioncanı sıkılan jisung instagram'dan rastgele hesaplara yazmaya karar verir. Bu sayede ruh eşi olan Lee Minho ile tanışır