Kırık Canlar/ texting

3

Elisa: Ulan davar

Elisa: Tüm bu izdivaç cephesini benim üzerime niye saldın?

Mert: İzdivaç cephesi?

Elisa: İşte bu kendilerini Esra Erol sanan, bizi görüşmemiz için zorlayan teyzeler

Mert: Ha onları diyorsun sen

Elisa: Senin yüzünden başıma üşüştüler akbaba gibi

Mert: Bunu bana bok gibi demeden önce düşünecektin

Elisa: Ne var yani yalan mı söyledim?

Elisa: Bok gibisin işte

Mert: Seninle tartışamayacağım

Elisa: Benimde tartışmak gibi bir niyetim yok

Elisa: İzdivaç cephesini üzerimden çek yeter

Mert: Olmaz

Elisa: Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Ne demek olmaz?

Elisa: Sona ünlem işareti koyduğumu da farzet yanlışlıkla koymadan yollamışım

Mert: Belki ben seninle görüşmek istiyorum

Elisa: Çok pardon ama siktir git

Mert: Yine ağzın bozuk gerçi hep öyleydin

Elisa: Tamam en beyefendi sensin, Mert.

Mert: Hiç değişmemişsin hâlâ aynısın

Elisa: Ne anlamda?

Mert: Her anlamda

Elisa: Ne yani hâlâ aşık olduğun kız mıyım? Lisede seninle çıkmam için 3 sene peşimde koşmuştun

Mert: Evet, 3 sene beni peşinden koşturmuştun ama bir konuda yanılıyorsun hâlâ aşık olduğum kız değilsin biz yıllar önce bittik.

Elisa: Bizi bitiren sendin

Mert: Bitti diyen bendim belki ama bizi bitiren sendin

Elisa: Ketum dağ ayısı,beni dinledin mi sen?

Elisa: Çok pis sövcem şimdi sana

Elisa: Elim ayağım titriyor bak

Elisa: Yerdeki taştan başlayıp dünyanın varoluşuna kadar sövmek istiyorum

Mert: Sana acilen bir papatya tarlası

Elisa: Bende sadece sinir yapıyorsun

Elisa: O papatya tarlasını bir yerine sokcam şimdi

Mert: Neyse sen daha fazla sinirlenmeden ben gideyim

Elisa: Makbule geçer

Mert: İzdivaç cephesi bize bir buluşma daha ayarlayacak bu sefer normal halinle gel ;)

Elisa: Hayır bu olmayacak git konuş

Mert: Oldu bile

Mert: İyi geceler Elisa

...