ALLAH'A İTAAT, O'NU VE RASÛLÜNÜ SEVMEK

131 3 0
                                    

Yüce Allah buyuruyor:
De ki: " Eger Allah ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin."

Allah ın rahmeti üzerinde olsun; bil ki, kulun Allah ı ve onun Rasûlünü sevmesi, onlara boyun egmekle, onların emrine uymakla olur. Allah ın kullarını sevmesi de onlara mağfiret suretiyle ikramda bulunmasıdır.

Denilir ki, kul gercek kemalin yalnız Allah da oldugunu, kendisine veya baskasında gördüğü her kemalin(gercek kemalin) Allah dan ve Allah sayesinde oldugunu bilince, ne Allah dan baskasını sevebilir ve ne de Allah a dayanmayan bir sevgiye gönlünde yer verebilir.

Peygamber Efendimiz(sas) buyuruyor ki:
❄"Benim sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur, beni sevenler de Kıyamet günü cennette benimle birlikte olur."❄

❄"Bana yüz çevirenler müstesna, ümmetimin hepsi cennete girecektir."
Sahabiler sordular:
"Ey Allah ın Resulü! Yüz çevirenler kimlerdir?"
Peygamberimiz sözlerine şöyle devam etti:
"Kim bana uyarsa cennete girecek, bana isyan edenler, bana yüz cevirmisler demektir. Sünnetime uygun olarak yapılmayan her iş isyandır."❄

Cüneyd el-Bağdadi(rahimehullah) der ki:
Allah a ancak Allah ın sayesinde ulaşılabilir, Allah a ulaşmanın yolu da Peygamberimizin(sas) yoludur.

⚡Sehl (rahimehullah) der ki:

Allah ı sevmenin alameti Kur'an-ı Kerimi sevmektir. Allah ve Kur'an sevgisinin alameti ise Peygamberi(sas) sevmektir. Peygamber(sas) sevmenin alameti ise sünneti sevmektir. Sünneti sevmenin alameti ise, ahireti sevmektir. Ahireti sevmenin alameti ise dünyadan hoşlanmamaktır. Dünyadan hoşlanmamanın alameti de Ahiret azığı olabilecek kadarının dışında onun varlığından uzak durmaktır.

Ebul Hasan ez-Zencani(rahimehullah) der ki:
İbadet binasının temeli üç direk üzerine oturur. Göz, kalp ve dil. Gözün ibadeti, ibret almakladır. Kalbin ibadeti, düşünmek ve duymakladır. Dilin ibadeti ise doğru konuşmak ve Allah ı zikretmekle olur. Nitekim yüce Allah şöyle buyurur:

✅Ey iman edenler! Allah ı çok çok zikrediniz. O'nu sabah-akşam noksan sıfatlardan tenzih ediniz."

✅Anlatıldığına göre; bir gün Abdullah ile Ahmed İbni Hab bir yerde birlikte bulunuyorlardı. Bu arada Ahmed İbni Hab yerden bir ot kopardı. Bunun üzerine Abdullah ona dedi ki: " Bu hareket sana beş şeye mal oldu:
❗1. Bu hareketle kalbini Allah ı tesbih etmekten alıkoydun.
❗2. Bu hareketle kendin Allah ın zikrinden başka bir işle oyalanmaya alıştırdın.
❗3. Bu hareketle başkalarının da aynı davranışta bulunmalarına ön ayak oldun.
❗4. O ot parçasını Allah ı tesbih etmekten alıkoydun.
❗5. Bu hareketinle kıyamet gunu Allah a kendi aleyhinde bir delil meydana getirdin.

Sırrî (r.a.) der ki:
Bir gün Gürcanî'yi kavrulmuş un yutarken gördüm, " Neden başka bir şey yemiyorsun" diye sordum; bana şöyle dedi: " Yiyeceği çiğnemek ile yutmak arasında yetmiş tesbihlik bir zaman geçtigini hesap ettim, o yüzden kırk yıldır hic ekmek çiğnemedim.

Amr İbni Ubeyd(rahimehullah) yalnız şu üç şey için dışarı çıkardı:
⚡1. Cemaatle namaz kılmak
⚡2. Hasta ziyaret etmek
⚡3. Cenaze namazı kılmak.

Ahirete talip olanların dünya hayatımdan el-etek çekmeleri gerekir. Ancak o zaman kulun ulaşmak istediği hedef tek olur ve içi ile dışı arasında uyumsuzluk kalmaz.

İmam-ı Şiblî(rahimehullah) der ki:
İlk intisap ettiğim günlerde uykum bastırınca göz kapaklarıma tuz sürerdim. Durum daha da ağırlasınca mili kızdırıp göz kapaklarıma sürme çekerdim.

İbrahim İbni Hakim der ki, " Babamın uykusu geldiği zaman denize girer yüzmeye başlardı, o yüzerken denizde ki balıklar etrafına üşüşür, onunla birlikte tesbih ederlerdi."

⭕Anlatıldığına göre Vehb İbni Münebbih(rahimehullah), geceleyin uyumama ihtiyacını üzerinden kaldırması icin Allah a dua etmiş ve duası kabul edilerek kırk yıl hiç uykusu gelmemiştir.

Hasan el-Hallac(rahimehullah), kendi kendine topugundan dizine kadar onüç pranga vurur ve bu.durumda her gun ve gece bin rekat namaz kıladı.

Habeşi İbni Davud un (rahimehullah) kırk yıl yatsı abdesti ile sabah namazı kıldığı bildirilmiştir.

〽Mümin her zaman abdestli bulunması gerekir. Her abdest bozduğunda abdest tazeleyerek iki rekat namaz kılmalıdır. Nerede oturursa otursun, kıbleye yüzünün dönük olmasına dikkat etmesi gerekir. Kendisini daima Peygamber Efendimizin (sas) huzurunda oturuyormus gibi farz ederek ona göre kendisine çeki düzen vermelidir. Ta ki, bu düşünce altında her hareketi vakar ve ağırbaşlı olsun, kalabaliklara katılarak her çirkin harekete karşılık vermesin, kusurlarına karşılık hemen istiğfar etsin, kendini ve amelini begenip böbürlenmesin. Çünkü kendini begenmek , şeytanın sıfatlarındandır. Tersine kendini küçümsesin, buna karşılık salihlere hürmet ve muhimseme nazarı ile baksın. Çünkü salihlere hürmet etmeyi bilmeyenleri Allah(c.c.), onlarla birarada bulunma nimetinden mahrum eder.

Nitekim Peygamberimiz (sas) buyuruyor ki:

↘Dünyadan uzak durmak hem bedeni ve hem de ruhu kalbi huzura kavuşturur. Buna karşılık dünya tutkunluğu keder ve üzüntüyü arttırır. Dünya sevgisi, her günahın başındadır. Ondan uzak durmakta her iyilik ve ibadetin ilk adımıdır.

Rivayet edildiğine göre;
Hz Musa nın (a.s.) samimi bir arkadaşı vardı, birlikte hoş vakit geçirirlerdi. Birgün dostu Hz. Musa'ya : "Allah a yalvar, kendini bana iyice tanıtsın" der. Dostunun ricasına uyarak Allah a dua eden Hz. Musa nın duası kabul edilir.
Bir müddet sonra Hz. Musa nın dostu daglara düşer, vahşi hayvanlara karışır, Musa onu iyice kaybetmiştir. Allah a şöyle yakarır: "Rabbim! O benim yakın dostum, kardesimdi. Şimdi onu kaybettim."
Gizli bir ses ona der ki: " "Ey Musa ! Beni iyice tanıyan kimse artık hiç bir insanoğlu ile düsüp kalkmaz."

▶Allah ı gercekten tanımak, dünya ve ahiretin her ikisinden sıyrılarak sırf Allah a yönelmek, muhabbet.şarabı ile bir kere sarhoş olduktan sonra onun cemalini görünceye kadar ayrılmamaktır. O kimse , Rabbinin nuru icindedir.

İslami Hoş SohbetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin