GİRİŞ

82 22 15
                                    

Bir varmış; bir yokmuş,
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; Develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallarken, kocaman mı kocaman bir orman varmış. Bu ormanda, güzel mi güzel peri kızı yaşarmış. Bu Peri kızının ismi...

Masal anlatacağımı sandınız değil mi? Yanıldınız. Keşke size anlatabileceğim kadar güzel ve masalımsı bir hikayem olsaydı. Elimde olan nedir biliyor musunuz? Koca bir hiç. Kim olduğumu bilmiyorum. Nerden geldiğimi ve nereye gideceğimide bilmiyorum. Ben sokakların Prenses'iyim. Ahahahahaha bunu söyleyince aklınıza hani şu gündemde olan  aşko kuşko kızlar geldi değil mi? Gerçek bir Prenses olan kızlar. Malesef. Aşko kuşko olamayacak kadar hiçtim ki ben. Evet Prenses'im. Kardeşlerim bana öyle sesleniyor. Ama Hırsızlar Prensesi. Bir sokak kızı ancak Hırsızlar Prensesi olabilir. Robin Hood'un hikayesini bilir misiniz? Şu adalet ve haksızlığa başkaldırmak için zenginden alıp fakire dağıtan cesur ve kurnaz haydut. Evet biliyorum öyle bir şey bekliyorsunuz benden. Ama hayır ben daha kendim için adaleti sağlayamadım. Evet bir hırsız olarak kariyerime Robin Hood olarak devam etmek istiyordum. Robin Hood olmakta bir meslek olmalıydı. Sizler sınav hazırlık sürecinden geçerken bende geçiyorum. Prensesin Kraliçe olması gerekiyordu artık. Kraliçe olmak için bir Kral aradığımı falan mı düşündünüz yoksa? Yine yanılırsınız.

Ben sadece Ahmet'i devirmek istemiştim. Ahmet.. Kız çocuklarını kaçıran pislik herif.  Bir gün okuldan çıkarken Ahmet beni gözüne kestirmiş. Çikolatalı pasta yapmakla kandırdı beni. Evet kandırdı çünkü annem öldüğünden beri kimse benim için çikolatalı pasta yapmamıştı. Ahmet'in çok güzel bir yüzü vardı. 8 değil 48 yaşında olsanız onun yüzüne, mimiklerine ve sözlerine yine kanardınız. Yurttaki ve okuldaki sıkı tembihlere rağmen evet onunla gittim...

O ölürse her şey güzel olacak sanmıştım. Robin Hood gibi çetenin lideri olup adaleti sokaklara dağıtırım sanmıştım. Hiçbir şey sandığım gibi olmadı. Ahmet öldü gitti, yerine Emin geldi.

Anlamadığım şey nedir biliyor musunuz? Aslında ben bir örgütün elindeydim. Küçük kardeşlerimin tatlılığını masumluğunu kullanıp onları dilendiren, hırsızlık yaptıran; yaşıtlarım ve büyükleriminse bedenini satıp onların hayallerini geleceklerini kirleten bir örgütün. Tuhaf olan Ahmet bizi satmamıştı. Ahmet bize dokunmamıştı. Ahmet bizi kormuştu. Ve biz Ahmet'in ölümüne seyirci kalarak kendi hayatımızı mı mahvetmiştik yoksa?

HIRSIZLAR PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin