..
başlama tarihleri;...
"İki buçuk yıldır aradığım okyanus mavisi sen miydin?"
Güneşten biraz kızarmış olan zarif çizgili kollarını çitimin üzerine yerleştirdi. Bir süredir uzaktan görebildiğim varlığını uzun zaman sonra yeniden yakından görme heyecanı ile gözümü biraz zorluk içinde oradan ayırıp yüzüne baktığımda, kafasını sağa eğerek merak içinde bana bakmaya başladı.
Gözlerimin içine şaşkınlıkla bakarak, biraz da heyecanla ceylan kahvelerini biraz daha açarak konuşmaya devam etti toz pembe güzeli.
"Hem de bu kadar yakınımdaydın yani?"
Görünüşe göre, yazılanların o olduğunu bile fark etmemiş.
Nereden anlasın ki, 'okyanus' ismini kullanarak yazdığım ve o gazeteye paylaştığım şiirlerin sahibinin ben olduğunu. Elbette bilemezdi kendinin olacağını. Şayet böylesine güzel biri olduğunu da yeni duyuyor gibiydi zaten.Ben henüz cevap bile verememişken şaşkın çocuk merakla başka bir soru yöneltti yine.
"Sen mi yazdın yani hepsini?""Ben yazdım."
"Kime yazdın?"
Hala bilmemiş tavrıyla merak içinde bana gözlerini dikmişken dilimden 'sana' diyebilmek öylesine zordu ki. Kötü bir şey yapmış gibi hissettim.
Oysa sadece uzaktan onu anlatan biriydim ben,
2 yıldır...
-
2 yıl önce...
Artık dışarıda gezmek için okulu ekmek zorunda kalmayacağım çünkü liseyi sonunda bitirmiş bulunmaktayım.
Küçük kasabamızda neler olup bittiğinin haberini erken alacak olsam bile Leo'nun amcasının yeni matbaa dükkanı açtığını geçenlerde öğrendim.Aslında Leo sürekli oraya gidip, amcasından yaz tatilini nasıl geçirmesiyle ilgili fikirler alırken ben aylak aylak dolaşıyordum sadece. Kasabadakiler bana daha şimdiden '17 yaşındasın ama boş gezenin boş kalfasısın' dediğini duyduğumda, 'bir gün bir iş bulacagim ve o da gözünüzün önünde olacak!' diyordum.
Aslında bu cümlemden sonra Leo önerdi bana oraya gelmemi.
"Madem gözlerinin önünde bir iş yapacaksin, gazetede bir şeyler yayınla da her gün seni okumak zorunda kalsınlar."diyince gaza gelmemle birlikte kabul edip bu haftasonu orada buluşmayı önerdim.Bu yaz tatilini bir şekilde dolu geçirmek istediğimi düşünürken telefonumun çalma tınısı ile düşüncelerim bölündü ve telefonu açtım.
Arayan babamdı ve buraya gelemeyeceğinin haberini yeni veriyordu. Fransa'da isler bayağı yoğunluk kazanmış ise demek...
Annemi çocukken bi kaza sonucu kaybetmiş, onun sonucunda arabalar travma olarak kalmıştı bende. Tektim her zaman.Tüm okul günüm boyunca babamı beklemişken tatili de tek geçirecek olmak beni bayağı bir umutsuzluğa düşürecek olsa bile şu gazete işi biraz olsun dindiriyordu beni, heyecanlıydım.
Eve ulaştığımda her zamanki gibi tek olduğum için anahtarlığa anahtarımı asıp duşa gittim. Yarın için bir buluşmam vardı ve hazırlıklı gitmem lazımdı.
Ama tek hazırladığım şey, kitap okuyacak bir kafa ve temiz bir beden olunca biraz okuyup sonra koltukta uyuyakaldığımı fark etmem biraz geç olmuştu...
-
Sabah ilk işim kısa kollu siyah tşhirt'ümü ve yine siyah pantolonumu giymek oldu.Hafif bir kahvaltı ile evden hızla çıktım, karşı çaprazımızda bir evin taşındığını gördüm. Sanırım kasabaya yeni biri geliyordu. Muhtemelen bi süre sonra haberi yayılır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
okyanus
Romance"Sen mi yazdın yani hepsini?" "Ben yazdım." "Kime yazdın?" Sana diyememek garip de olsa uzaktan onu anlatan biriydim ben yalnızca, hem de 2 yıldır.