§2

302 32 28
                                    

13 Haziran Perşembe
Saat 20.18
Akşamın ilk yıldızlarından biri tam karşımda. Hüzünlü ve yalnız.
Kendimi bazen o yıldıza benzetiyorum. Farklılığından dolayı yalnız olmak, hor görülmek, ezilmek... Tıpkı bu yıldız gibi.
Yarın okulun son günü. Küçüklük hayalim olan konservatuarı tutturabilmek için sadece 1 senem olacak. Tabi üzücü olan çok sevdiğim bu ilçeden başka ilçeye taşınmak zorunda olmak. Babamın 2 ay önce tayini başka bir ilçeye çıkınca annemde tayinini vermişti. Kabul olmuş.
Ne Arvennur biliyor ne Zümra ne de Alphan.
Gerçek dost kelimesini yakıştırdığım 3 güzel insan. Beni takıntılarımla, yüzümle, davranışlarımla çeken en iyi dostlar.
Sigaramı yakıyorum bu güzel akşam saatlerine. Özleyeceğim her şeyi. Bur bur karanfil kokan balkonum. Her akşam izlediğim o akşam yıldızı. Manzaram. Yaktığım sigaralar. Ağladığım, sevindiğim yer. Çok özleyeceğim çok. Sigaramı söndürüp odama geçtim. Beşiktaş amblemli tavanım, oyuncuların imzalı formasının olduğu çerçevenin asılı olduğu köşem. Marş çalarak uyandıran alarmım. Cem adrian detaylı duvarım. Sizi çok özleyeceğim.

08.30
Annemin sesi koca evi inletmişti.
Nisa Hanım işte. Her gün 06.00 oldu mu kalkardı. Çok dakik insandı. Maalesef, ben de böyleyim.
Hazırlanmaya başladım. Karneyi alıp Zümralarla vedalaşacak ve en kısa zamanda babamın yanına gitmek zorunda kalacaktım.
En sıkıcı olan taraf veda kısmıydı. Bir balık burcu kızı olarak duygusallık hat safhadaydı. Hazırlanıp annemin arabasına binerken o anları düşünüyordum. Herkese alışmıştım ve farklılığımı alıştırmıştım. Takıntı dolu kapris dolu Ulya Tabaru'yu tanımışlardı. 2.blok 4.sırada oturuyordum. Matematik hocam hep çift rakamlı örnekler verirdi ve elinde 2 tane tebeşir taşırdı. Sınavlarda bana özel sınav kağıdı hazırlar, tamamen çift sayı kullanırdı. O kadın, tam eli öpülesi bir kadındı. En çok da o hocayı severdim. Senem Altun Kabacı. Onu hiç unutmayacağım.
Okula gelmiştik ve içime şimdiden koca bir fil oturmuştu. Etrafa baktım arabadan indikten sonra. Sigaradan yakalandığım ilk gün annemin benimle 2 hafta konuşmayışı, defalarca Zehranaz'ı dövüp disiplinlik oluşum, sigaradan para cezası yiyişim... Bu anılarıyla bile güzel bir okuldu. Sınıfa doğru yürümeye başladım. Adımlar atıldıkça batıyordu ayrılık acısı. 3 senem gitti. Neden çift sayı değil ki?
Sınıfa girdiğimde herkes ordaydı. Tüm herkes. Vedalaştım hepsiyle. Son kez sarılır gibi sarıldım.
Sıra geldi can dostlarıma.
"Size bir haberim var çift düşmanları."
"Söyle bakalım." dedi Alphan ağabeyimmiş tarzıyla.
"Ben..."
Derin bir nefes aldım.
"Ben gidiyorum. Annem tayinini babamın yanına aldırmış."
Şaşkın gözlerle baktılar bana. Üzgünüm dostlarım çok üzgünüm.
Zehranaz mutluydu. Okulda sıkıştırıp korkutamadığı sayılı kızlardan biriydim. Ama onunla kavgalarını, Safinaz tipindeki çelimsizliğini özleyecektim. Beni farklılığım için dışlamayın, aralarına katmaya özen gösteren sınıfıma baktım.
"Hepinize teşekkür ederim beni bu halimle dışlamadığınız için."
Herkesle teker teker vedalaşmaya başladım. Sıra Mehmet'teydi.
Belki beni karşılıksız sevecek tek insan o olacaktı. Ama olmadı işte. Olmaz da. Onu böyle aşık gördükçe içim çok acıyor. Onu üzmemek için elimden gelen çabayı veriyorum. Onu sevmeyi de denedim aylarca. Olmadı. Arkadaş sıfatından ileriye gidemedi bende.

Sırama, her zaman oturduğum banka, her zamanki öğlen yemeğime...
Kantinci Vedat ağabeyin kartal diyişleri, Gürsü ablanın beni görür görmez sütleri çıkar Vedat diyişi...
Ah be okulum. Seni çok özleyeceğim.
Zümra, Alphan ve Arvennur'a baktım. Zümra daha eskiydi onlardan. Taşındım taşınalı ilk onu bildim, ilk onu sevdim. Ona veda etmek daha zor.
"Hoşçakal güzel gözlüm. Beni unutma Arvennur ile."
"Olur mu tatlım öyle şey."
Arvennur'a sıra geldi.
"Alphan seni gerçekten hak eden, seni çok seven biri. Birbirinize iyi bakın."
Sarıldım kocaman. Alphan'a döndüm.
"Kuruyemişçi benim kızımı bir üz seni ne yapıyorum bak."
Herkesle vedalaştığımda telefonum çaldı. Arayan annemdi.
"Ulya eve dön kızım. Aciliyetten dolayı erken veda ediyoruz."

KaranfilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin