piknik

40 5 1
                                    

"Bence buna gelebiliriz"

"Bencede "

Jeonglix ikilisi birleşmiş yine benimle gelmeye zorluyorlardı. Allah aşkına ne bu böyle abisini bir rahat bırakmayan küçük kardeş gibi.

"Lan  bir salmadınız gelmeyin ne yapacaksınız orda sıkılırsınız"

"Ya bak sıkılmayız cidden sadece pikniğe gitmek istiyo-"

Sözünü kesen şey telefonumun çalmasıydı. Cebimden telefonu çıkardım ve arayan kişiye baktım. Ekranda kocaman BÖREKÇİM yazıyordu. Ahh kalbim.

"Susun lan benimki arıyo AAAAA"

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo"

"Alo Jisung ben seni bisey sormak için aramıştım müsaittin dimi"

"Evet evet sor"

"Şey bizim iki tane arkadaş varda tutturdular illa bizde gelek diye sana sormadan bisey demiyim dedim gelebilirlermi"

Felix arkadan kısık sesle bisey diyordu.

"Evet evet gelsinler gelirkende şu kaslı çocuğu getirsin şöyle de"

"Sana ne oluyo amina koyim"

"Jisung ordamısın"

Sesin gelmesi ile felix susmuştu

"He evet burdayım tabiki gelebilirler bende o zaman bir kaç tane arkadaşımı getireyim"

"Olur o zaman piknikte görüşürüz"

"Görüşürüz"

Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum ama jeongin ve Felix bana gülerek bakıyordu.

"Ne bakıyon"

Bir anda bağırmaya başladılar.

"YAŞASIN AŞIK JİSUNG"

"YAŞASIN MİNHO"

"YAŞASIN MİNHONUN ARKADAŞLARI"

"YAŞASI- "

"YETER AMINA"

~~~
Minho

"Minho bence bura değil kardeşim bida kontrol etsene konumu"

"Ya abi kaç kere kontrol ettim burayı gösteriyo"

Şu an belki üç belkide daha fazla saattir Jisung- benimkisi olur kendileri- gili bekliyorduk. Artık yanlış yere mi geldik acaba diye kendimi sorgulamaya başladım.

"Şey şu çilli de gelecek dimi"

Arkamı dönüp meraklı bir şekilde changbine baktım.

"Bilmiyorumda sana ne oluyo hayırdır"

Yan bir gülüş attım

"Lan sadece merak ettim aa merak etmekte suç olmuş "

"Aynen eminim öyledir"

"Evet öyle "

He he anlamında kafamı salladım. Changbin kesin aşık olmuş bu arada. Biz kendi kendimize konuşurken bir kaç çocuk koşarak ve bağırarak yanımıza  geldi .

"EEENİİİŞTEEEEE"

"BAK BİZ GELDİK"

"EEENİİİŞTEEEEE"

"Cocuklar Bağırmayın"

Ilk önce küçük tilkiye benzeyen çocuk koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Sonra çilli olan.

" daraltmayın abinizi"

Teker teker benden ayrıldılar

"Bizim jisungunki sen misin hmm yakışıklıymış"

Jisung çocuğu yanına çekti ve ağzını kapattı.

"Ne dedim ben şımarmak yok demedimmi hadi gidin parkta oynayın Felix Jeongine sahip çık"

Çilli olan tilki çocuğun elinden tutup parka doğru ilerlemeye başladılar bende jisungun yanına doğru ilerlemeye.

"Kardeşlerin mi tatlılarmış "

Jisung çocukların arkasından bakmayı bırakıp bana döndü.

"Ha yok arkadaşlarım  konu piknik yada park olunca acayip çocuklaşıyorlar"

Arkadaşlarımı nee

"NEEEEE bir an gerçekten kardeşlerin sandım"

Hafif bir iç çekip serilmiş örtünün üstüne oturdu bende onun yanına.

"Aslında ikiside çocukluğunu asla yaşıyamadı"

"Neden peki"

Yanımıza changbinde oturdu

"Jeongin aslında yetimhanede büyüdü o yüzden park yada ona benzeyen eğlenceli şeyleri pek bilmez. Onu ilk lunaparka  götürdüğüm gün nasıl sevindi nasıl eğlendi anlatamam o kadar masumduki o kadar küçüktüki"

"Peki Felix"

"Felixin aslında tranvası gibi biseyi var diyebiliriz ama biraz farklı"

Changbin meraklı bir şekilde dinlemeye başladı.

"Nasıl yani"

"Felixin annesi onu parka götürmeyi çok severdi ve sürekli götürürdü. Ama sonra annesi ile babası  boşandı ve babasıda bunu kendine yediremeyip annesini öldürdü sonra babası yakalandı ve tutuklandı. Zaten şu anda da anneannesi ile beraber yaşıyo Felix. O yüzden Felix için park, çok büyük bir önem taşıyo sanki annesi gelecekmişte onu eski zamanlardaki gibi sallıycak zannediyo"

Duyduklarımız ile bakışlarımızı yerden çekip parkta neşe içinde oynayan ikiliye baktık. Jeongin kaydıraktan kahkaha atarak kayıyordu Felix ise salıncakta gülerek Jeongini izliyordu. Daha sonra Changbin oturduğu yerden kalkıp parka doğru yürüdü.

"Nereye"

Changbin parka ulaştığında salıncakta oturan Felixin yanına gitti ve sallamaya başladı. Felix anlık haraketle şaşkınca arkasına baktı. Dediklerini az çok anlayabiliyordum.

"Eğer rahatsız olmazsan sallayabilirmiyim"

Felix hala şaşkınlığını üstünden atamamıştı.

"A tabiki"

Changbin gülerek sallamaya devam etti. Jisung Felixe bakmayı bırakıp bana döndü.

"Desemde inanma"

"He?"

"Changbini felixe yapicam"

"He?"

Daha ne olduğunu anlamadan telefonum çaldı.

"Bekle geliyom"

Jisung tamam anlamında kafasını salladı.Arayan patrondu. Telefonu açıp kulağıma yaklaşıtırdım.

"Lee Minho kovuldun"

"HE?"

~~~

Börek İster Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin