"Gü"
"Nay"
"Dın"Diyerek girdi mutfağa Naz.
"Günaydın Prenses..."
Diyip sarıldım. Bana bir soru yöneltti.
"Zeynep abla nerde?"
"O yukarda, gelir şimdi."
"Çok güzel kokuyor, ne yiyoruz? Ne yaptın bize?"
"Bol soğanlı... Menemen"
"Hiiii! Bayılırım"
"Hadi koş üstünü değiştir gel..."
Koşarak yukarı çıktı. Zeynep aşağı geldi.
"Yakışıklım,"
Diyerek girdi mutfağa. Menemeni karıştırıp altını kapattım. Ona döndüğümde dudağıma yapıştı. Eş zamanlı olarak da Naz geldi."Çok pardon, böldüm. Özür dilerim ben çıkıyorum siz devam eder-
"Naz gelir misin...
"Yok, gelmiyim abicim benim işlerim vardı bir yirmi dakika sonra gelirim."
Koşarak yukarı çıktığında Zeynep elini tişörtüme attı.
"Boşver biz devam edelim."
Tekrar dudağıma yaklaştığında uzaklaşma gereği duymuştum.
"Zeynepçiğim, kahvaltımızı yaptıktan sonra sen evine mi gitsen..."
"Olur, sende gelirsen-
"Gelirim"
Sırıttı, geri çekilip Naz'a seslendi.
"NAZ GELSENE ABLACIM!"
"EMİN MİYİZ!?"
"BEN DAHA GENCİM, KÖTÜ GÖRÜNTÜLERE ŞAHİT OLMAK İSTEMİYORUM!"
"OFFF NAZ, HADİ!"
Diyerek böldüm onları. Sabaha kadar konuşmalarını istemedim.
Naz altında paçaları bol diz kapağında dar olan bir pantolon giymiş, üstünde ise bu havaya rağmen sweatshirt ile aşağı inmişti.Zeynep Naz'a bir soru yöneltti.
"Bu havada niye böyle giyindin *canımın içi*"
(Siz şimdi yanlış anlarsınız, video vardı ya Zeynep'in çektiği. Tuana'dan bahsederken Canım, birtanem, canımın içi gibi ithamlarda bulunmuştu.)Naz yere bakmaya başladığında bende anlam verememiştim.
"Şey ya ben..."
Diye geveledi ağzında. Yağız koşup geldi salondan."Sizene ayol, istediğini giyer o benim kızım, karışmayın kızıma!"
Dedi sahte bir kızgınlıkla... Yağız o benim kızım dediğinde anlamıştım neden öyle giyindiğini.
Eskiden...
-Flashback-
Naz: merdivenden düştüm diye...
Yağız: burası acıyor mu peki?.
Naz: evet ahh, Yağız abi bastırma!
Yağız: morarmış, iz yapmış zaten ama benim kızım ağlamaz dimi Abileri?
Arda: tabii ki senin kızın güçlüdür.
Yağız: hem eğer morlukları seni kötü etkiliyorsa uzun kollu bir şeyler giy ne dersin kızım?
-Flashbacktheend-
Naz o gün merdivenden düşmüş, Kumsal orospusu ise onu dövmüş kolunu morartmıştı.
Sadece kendi sorumluğu altındayken merdivenden düştüğü için...
Naz, uzun kollu giymişti çünkü kollarında izler var... Ve bunların hepsi benim yüzümden.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra Zeynep ile evden çıkmıştık, onun evine geçtiğimizde o bana sırnaşmıştı. Ancak benim niyetim o değildi.
"Zeynep, olmuyor... Yürümüyor ilişkimiz, biz uyumlu bir çift değiliz. Ayrıca son haftalarda hiç benim ilk aşık olduğum kadın gibi değilsin. Ben seni o yetimhanede ilk gördüğüm zaman güzelliğine, fiziğine değil o çocuklara vakit ayırıp seven kalbine tutulmuştum. Ama sen artık ordaki gibi değilsin. Kötü, itici bir kadınsın, ben seni yanlış tanımışım. Ayrılalım. Yani en azından ara verelim."
Tam ağzını açıp bir şey diyecekken telefonum çaldı. Yağız'dı ve Yağız telefon konuşmalarını sevmez, kimseye telefonla ulaşmaya çalışmazdı.
Acil bir şey olsa gerek...İzin isteyip yanından ayrıldım. Bahçedeydik zaten arabaya bindim.
"Efendim yağız?"
"Knk Naz yok..."