"Tufan, kızımın velayeti bende mahkeme bana verdi ve sende o zamanlar bunu kabul ettin. Baba olduğun 3 yıl sonra mı aklına geldi" diye telefonda Bağıran Yeşim, bu konuşmanın karşılığında telefonun diğer ucundaki adamın rahatlığını naklen görebiliyordu. Bu onun canını daha çok sıkıyordu. Çünkü o adam, eski eşi ve kızının babasıydı. 3 yıl önce boşanmışlardı. Kızının henüz 7 yaşının üzerinde olmaması nedeniyle mahkeme velayeti ona vermişti. Oda kızı ile kendine bir hayat kurmuştu ki dünyada bir fazlalık olan eski eşinin bundan pek bir şikâyeti yoktu. Fakat, 5 ay önce 3 yıl üzerine kızını görmeye gelen adamın neredeyse aşkı depreşmişti. Onca yaptığının üzerine Yeşim ile tekrar evlenme isteğinde bulunmuştu ve yeşim bunu reddedince bu sefer kızını kullanmaya başlamıştı. Her iki haftada bir adaya ziyarete geliyor. Her gelişinde ise Yeşim'e sırnaşıyordu. Artık yaptıklarının işe yaramayacağını anladığı içinde 6 ay sonra 7 yaşına girecek olan kızlarının velayetini almak için dava açmıştı. Yeşim, açılan davanın celp kâğıdı ile bugün yüzleşmişti ve öfke ile eski eşini aramıştı. Tabi ki davayı geri çekebileceğini söylemişti ama karşılığında onunla yeniden evlenme koşulu vardı. Yeşim bunun imkânsız olduğunu biliyordu. Onunlayken yaşadıklarının hiçbirini tekrar yaşamayacak ve kızına da yaşatmayacaktı. Fakat, telefonun diğer ucundaki eski eşi,
"Seni geri istiyorum. Kızımı geri istiyorum ve bunun için velayeti almam gerekiyorsa bile yapacağım. Seni kızından ayırmıyorum. Onunla benim yanımda da olabilirsin" dediğinde ise Yeşim'in tüm bedeni öfkeyle doldu. Fakat bunu dizginlemek için derin bir nefes aldı ve
"Bunun olmayacağını biliyorsun. Konuştuk anlaştı ve boşandık.." daha cümlesini bitirmeden Tufan,
"Sen konuştun, ben dinledim ve boşanma kararına ses çıkarmadım. Sen benimsin sarı kelebek. Onun için yuvaya dönme zamanı" diye söylediğinde Yeşim artık sinirine hâkim olamayarak,
"Beni, kuzenim ile aldattığın o iğrenç eve mi? Ya da boşanmak istediğimi söylediğimde öldüresiye dövdüğün o odaya mı? Ya da sayısını bile bilmediğim sürtüklerinin benimle dalga geçtiği hayatına mı? Sen beni gerçekten tanımadın hiç de tanıyacağın yok pislik herif sana kızımı vermeyeceğim" diyerek telefonu Tufan'ın suratına kapattı. Dişlerini öyle sıkıyordu ki çenesinin ağrımaya başladığını fark etmesi bile zaman aldı. Adam, fazlasıyla zengindi. Fazlasıyla nüfuslu ve fazlasıyla pislikti. Onunla 20 yaşında tanışmıştı ve tanıştığında bir pembe rüya gördüğünü zannediyordu. Evliliklerinin 3. Yılında boşanmak istediğinde ise hamile olduğunu öğrenmişti. Evliliğine ve o pislik adam bir şans daha vermek istemişti fakat o, Yeşim'in artık ondan vazgeçmez diye düşünüp en ağırını yapmıştı. Onu kendi evinde yendi yatağında kuzeni ile aldatmıştı. Bu ise artık dayanılamayacak noktaya geldiğinden boşanma kararı almıştı. Bu süreçte fazla sancılı geçmişti. Fakat Yeşim kazanmıştı. Yeşim, elindeki telefondan avukatını aramak için tuşlara bastığında avukatı ikinci çalışında açtı ve
"Yeşim Hanım üzgünüm dönemedim fakat bana eski eşinizin Tufan Koroğlu olduğunu söylemediniz?" diye sorunca Yeşim dişlerinin arasından,
"Size attığım celp kağıdında yazıyor." Diye söylendi. Sonra avukatı,
"Koroğlu ailesinin en tehlikeli oğlu olan Tufan Koroğlu olduğundan bahsetmediniz. Yeşim hanım, siz daha iyi birlersiniz ki o aile pek adil oynamaz. Onun için risk alamam." Dediğinde Yeşim artık çığlık atmak üzere olduğunu düşündü. Telefon kapandığında ise gözünden süzülen göz yaşına engel olmadı. Buradan hemen gitmek zorunda olduğunu düşündü ve tam arkasını döndüğünde karşılaştığı kişi ile donup kaldı. Şu anda bu adamı gerçekten görmesi mi gerekiyordu? Bir günde odasına gelmese ve o gün onunla kavga etmese dünya yerinden mi oynardı. Buraya geleli 1 ay olmuştu ve yeşim cidden Tufan'ı öldürmediyse bile bu adamı kesinlikle öldürecekti. Onu neden öldürmek istediği hakkında fikri yoktu ama onu gördüğü her saniye bedeninde olan bu karıncalanmayı kesinlikle öldürecekti. Fakat şu anda gözünden yaş süzülürken burada olmaması gerekiyordu. Onun için,
"Kuzey Bey, her ne söyleyecekseniz birkaç saat sonrasına erteleseniz. Hiç uygun bir zaman değil" dediğinde genç adamın soğuk bakışları, Yeşim'in yanağından süzülen yaşa takılıydı. Buraya geldiğinden bu yana onun hiçbir ruh halinden etkilenmeyen adamın şimdi göz yaşını takip ediyor olmasına da fazlaca sinirlenmişti. Fakat Kuzey, 10 dakikadır genç kadının tüm konuşmasını dinlemişti.
Kuzey, hayatı boyunca kadınlara, onların gözyaşlarına, duygularına asla inanmamıştı. Fakat bu kadının hayatı ile onun hayatı arasında bir ortak nokta vardı. Oda Kızı. Çünkü yıllar önce annesi ile babası arasında kalmıştı ve babası, annesini nüfusunu kullanarak alt etmişti. Annesi ile onu ayırmıştı ve yıllarca onu annesine göstermemişti. Annesi, onun hasretine dayanamayıp babasına geri dönmüştü ve babası, tüm çocukluğunu annesine zehretmişti. Sonra da annesi yakalandığı hastalık yüzünden hayatını kaybetmişti. Yani Kuzey, yıllar önce Yeşim'in kızı gibiydi. Annesinden koparılmış, sevgisiz büyütülmüş ve şu anki haline dönüştürülmüştü. Yaşadığı hiçbir şeyin, küçük bir çocuk tarafından yaşanmasını istemezdi. Onun için her ne kadar buzlar kraliçesi ile kavga etmeden konuşmaz durumda olsalar da sesini biraz ılımlı tutmaya çalışarak,
"Sana yardım edebilirim" diye söylendi. Evet ona cidden yardım edebilirdi. Gözü hiçbir şeyden korkmayan avukat arkadaşları vardı. Adamın nüfusunun ve saçmalıklarının etkileyemeyeceği. Yeşim ise şaşkın bakışlarla karşısındaki buz kralına baktı. Önce ne demek istediğini anlamadı ve sonra konuşmanın her bir kelimesini duyduğunu fark ederek
"Neden yardım edeceksin?" diye sordu. Genç adam adım adım ona yaklaştı ve bakışlarının soğukluğunu değiştirmeden,
"Kızının benim gibi olmaması için" dediğinde genç kadın sadece şaşkın bakışlarla adama baktı. Ne dediğini algılayamadı ama bu kadar yakınlıktan hissettikleri karşısında yandı. Bu kadar soğuk bakan bir adam nasıl olurda bu denli yakabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
RomanceGATA'da işine başarılı bir doktor olan Kuzey Ataman, aşk, aile, kadınlar ve güven ile ilgili hiçbir şeye inanmıyordur. Onun için aşk yoktur, sevgi yoktur, aile ise hiç var olmamıştır. Çünkü o, hiçbir zaman sevilmemiş, aşık olmamış, tercih edilmemi...