Buz Pateni

181 32 145
                                    

~Hyunjin'in ağzından~

Elimde Yeonjun'un hiç durmadan I.N.'e vermemi söylediği oyuncaklarla kalakaldım.

Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. En azından biri beni böyle görmeden gitsem iyi olur. Yeonjun'a 8 tane oyuncak almıştım ve şu an bir kaçı elimde bir kaçı da yerde duruyordu, Yeonjun da değil.

Yerdeki oyuncakları da aldım.

Kapıya yaklaştım. Ona oyuncakları bırakacağımı, onları I.N.'e vermek istemediğimi söyleyecektim. Hıçkıra hıçkıra ağladığını duyana kadar.

Ona şu an söyleyeceğim her şey daha çok ağlamasına sebep olacağını düşündüm.

Asansöre binecektim ama oradan birinin çıkma ihtimali çok yüksek diye yangın merdivenini kullandım.

JYP, Big hit'e uzaktı. Bu yüzden şoförümü aradım ve sesimi titrememeye çalışarak gelmesini istedim.

10 dakika sonra şirketin acil durum kapısının önündeydi.

Kucağımda tutmaya çalıştığım oyuncaklarla arabaya bindim.

JYP'ye varınca...


Hızlıca yukarı çıktım ama kimse görmesin diye uğraşmadım bu sefer. Zaten göreceklerdi ve görmemeleri için boşu boşuna uğraşmayacaktım.

I.N.'le kaldığımız odanın kapısında durdum. Anahtarı cebimden çıkarmak yerine kapıyı çaldım.

I.N. kapıyı açtı.

I.N.: Nerdeydin seni merak ettim.
Hyunjin: Tüm gün beraberiz zaten neyine merak ediyorsun?

  Ayakkabılarımı çıkarıp yatağa yüz üstü yattı. Kafamı yastığa koydum ve bağırmadan ağlamaya çalıştım.

I.N.: Hyunjin ne oldu?
Ben: Sen düzeltemezsin I.N.

I.N. odadan çıktı.
Açıkçası çıkmasına sevinmiştim. En azından bir süre tek başıma kalmalıydım.

Yaklaşık iki dakika sonra kapı açılma ve kapanma sesi duydum. Başımı yastıktan kaldırmaya tenezzül bile etmedim.

Chan: Hyunjin ne oldu?
Ben: Chan sen niye geldin?
Chan: Çünkü gelmem gerekiyordu.

Kafamı yastıktan kaldırdım. Ağzımı açtım ama Chan konuşmama izin vermedi.

"Gelmesine gerek olmadığını. Gidebileceğini" söyleyecektim ama bunu söyleyeceğimi önceden tahin etmişti.

Chan: Çünkü bu benim görevim Hyunjin. İyi bir lider olmak bunu gerektirir.

Chan'a sarılmak için biraz daha dik oturdum.
Chan beni sakinleştirmek için saçımı okşadı.

Chan: Ne oldu anlat bakalım.
Ben: Bir hafta önce Yeonjun beni aramıştı, ben de görmemişim dans çalışıyordum o zaman sonra ben onu tekrar aradım.
Chan: Güzel aramışsın en azından.
Ben: Aradım ama konuşamadık.
Chan: Neden?
Ben: İçeri I.N. girdi, "Kiminle konuşuyorsun?" dedi sonra Yeonjun ona "Yeon" dememe-
Chan: Yeon diye mi hitap ediyordun?
Ben: demememi söyledi. Chris sözümü kesmesen diyorum.
Chan: Tamam be.
Ben: Onu dedikten sonra kapattı.
Chan: Bilerek kapatmamıştır bel-
Ben: Hayır, bilerek kapattı. Ben sonra ona bir sürü mesaj attım ama hiçbiri ona gitmedi.
Chan: Neden?
Ben: Beni engellemiş.
Chan: Hadii bee?
Ben: Ben de onu üzdüğümü düşündüm.
Chan: Öyle olmuş zaten.
Ben: Big hit'e gittim.
Chan: BİG HİT'E GİTTİN!? HEMDE BU SAATTE!? Hyunjin bunun çok tehlikeli olduğunu bilmiyor musun? Sen bir idolsün, hadi kaçırılsaydın, hadi bıçaklansaydın.
Ben: Chris bir şey olmadı gördüğün gibi. Arabayla gittim zaten.
Chan: Sen mi sürdün!?
Ben: Hee ben sürdüm Chan(!). Allah Allah şoför sürdü.
Chan: Haa iyi.
Ben: Şimdi bölmessen devam edeceğim.
Chan: Tamam tamam bölmicem anlat hadi.
Ben: İşte Big hit'e gittim, arabayla. Sonra Yeonjun'un yanına gittim. Geldiğime biraz şaşırdı... Hatta baya şaşırdı. İçeri geçtik. Ben dedim ki "Yeonjun bak ben ne yaptıysam çok özür dilerim. N'olur artık beni kendinden uzaklaştırma.". Sonra...
Chan: Hiç durmadan"sonra" diyip duruyorsun farkında mısın?
Ben: CHRİSSS!
Chan: Sakinn.
Ben: SONRAAA Yeonjun'a mesajlar gitmediği için ona gösteriliyordum, I.N "Nerdesin Hyun'um?" diye mesaj gelmiş.
Chan: Yeonjun da sinirlendi.
Ben: Kızdı ama nasıl kızdı. Ona verdiğim çiçekleri üstüme attı, ona aldığım oyuncakları bana fırlattı.
Chan: Ooo. Naptın Hyunjin ya? Yeonjun delirtmişsin.
Ben: Zaten oyuncakları elime tutuşturduktan sonra odadan attı beni.

YeonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin