1_ Duvar ardındaki nefes

36 7 26
                                    

Ehem, keyifli ve heyecanlı okumalar olur inşAllah.

Başlama tarihi alabilir miyiz?

Dipnot: kitap fantastik değildir.

Karanlık okumalar📕🔪

Başımın üzerinde sallanan lambanın ışığıyla gözlerimi kıstım. Dedektif ya gerçekten çok film izliyordu ya da bu ışıkla psikolojim üzerinde denemek istediği şeyler vardı.

"Komşunuz dün gece saatlerinde karakol bahçesindeki direğe asılı bulundu, Siva hanım." Şüphelendiği kişinin kim olduğunu bilmiyordum ama bu kişinin ben olma düşüncesi tüylerimi ürpertti. "Saat dokuz sularında neredeydiniz?"

Cesedinin başında. Daha önce bir insanın derisinin yüzülmesini izleyeceğimi hiç düşünmemiştim.

Gözlerimi hatırlamak ister gibi masaya indirdim. "Sanırım film izliyordum. Bilgisayarımı kontrol edebilirsiniz, gerçekten ben bir şey yapmadım. Ben suçlu değilim. Hem daha yeni yeni kendi düzenimi kurarken neden komşularımı öldürmek isteyeyim?" Her zaman kolay ağlayan birisi olmuştum. Gözlerimi doldurararak tedirginlikle ona baktım.

Çünkü masum birisi böyle yapardı.

Üzerindeki siyah dar gömlek, gerilen kaslarını ortaya seriyordu. Bir haftadır işlenen cinayetler onun uykularını kaçırtmak için yeterliydi.

Sorun büyüktü. Kamera kaydı yoktu. Görgü tanığı yoktu. Katil yoktu.

Katilse benim evimde saklanıyordu. Onu ele veremezdim. Onu korumalıydım.

"Yemin ederim, ben sadece film izliyordum." Sadece o filmi duvarlar izliyordu. Ben cesedin başındayken filmi izleyen evimin duvarlarıydı. Böylece web tarayıcıdan geçmişe girdiklerinde ve saatleri araştırdıklarında bulacakları şey bir Disney filmi olacaktı.

Moana. Canımsın.

"Pekâlâ," ellerini masaya yasladı. "Peki evine geldiğimde kapıyı neden açmadın?"

Kelimenin tam anlamıyla buz kestim. Evime gelmiş olsa katilim bunu söylemez miydi? Peki ya şimdi ne yapacaktım?

Her şeyin sonuna bu kadar mı çabuk gelmiştim? Ben tutuklanırsam katilim ne olacaktı?

Bitmiş miydi? Bu kadar erken mi?

İyi bir dedektif size işlemediğiniz bir cinayeti bile kabul ettirebilirdi. En korkunç ve en saklı sırlarınızı ortaya sererlerdi.

Ve hey, siz kendinizi korumaya çalışırken o sizi çoktan çözmüş olabilirdi.

Evime gelmiş olsa, katilim bunu bilirdi ve bana söylerdi. Değil mi? Söylerdi.

"Kimsenin kapıyı çaldığını duymadım," beni sıkıştırıp güya öğrenecekti her şeyi.

Kaşlarını kaldırarak masaya eğildi. "Çünkü evde değildiniz, Siva hanım."

"Evdeydim," dedim inatla.

"Neredeydiniz?"

"Size söyledim, evdeydim!"

"Ölen kadın en son sizin evinizde görülmüş."

"Kahve içtik ve bana kardeşini görmeye gideceğini söyleyip ayrıldı. Zaten ondan birkaç saat sonra da film izlemeye başladım."

"Nereden bileceğim sizin onu öldürmediğinizi? Belki de onu öldürdünüz ve buraya getirip astınız?"

"Ben mi?" Dedim birden dehşetle. "Ben daha beş kiloluk market poşetlerini eve zor götürüyorum. Nasıl taşıyayım bilmem kaç kiloluk insanı?"

Sadece Hatırla BiziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin