2- kaçak duvar ve dolandırıcı meselesi

2.9K 416 140
                                    

"Salak, zaten iki gram beyin hücren vardı onu da finallere kullanacaktın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Salak, zaten iki gram beyin hücren vardı onu da finallere kullanacaktın."

Jimi buzu başıma bastırırken oflayarak elini itmeye çalıştım. Ona laf yetiştirmek on kişiye aynı anda derdimi anlatmakla eş değerdi çünkü bir başladı mı durmak bilmiyordu.

"O direğin orada olmadığına yemin edebilirim." diye yakındım ki gerçekten o direğin orada olmadığına adım kadar emindim. Bir alfa kokusundan kolay kolay etkilenip kendimden geçmezdim, ancak bende akıl falan bırakmamıştı ve dikkatim dağılmıştı.

Sen öyle sanmaya devam et.

Anlaşılan omegamın her zamanki bilmiş tavırları yerine gelmişti ki benimle alay ediyordu. Kısaca göz devirdim, cevap verirsem inada bindirip beni daha çok sinirlendirecekti. Öte yandan, omegamdan kaçmaya çalışıp bir diğerine tutulduğum da bir gerçekti. Şu an beni sinirlendiren tek şey Jimin'in odak noktasının direğe çarptığım için şişmeye yüz tutmuş başım değil, hala Suho'yla ilgili kötü şeyler söyleyip bir an olsun susmamasıydı. Saçma sapan şeyleri birbiriyle ilişkilendirmek tam onun işiydi. Ona göre dünya yörüngesinden biraz oynasa da Suho suçluydu ama bazen... Pekala, haklı olabilirdi ama o benim ruh eşimdi, kolay pes etmemi bekleyemezdi benden.

"Kafandan o piçi atamadığın için etrafını görmemen normal. Herif gözlerinin önüne perde çekmiş oyuncak gibi kullanıyor seni, beynini de böyle dağıtıyor haberin yok." söylenmelerine gözlerimi kapadım ama hala devam etti "İnanılmaz, bir de uçak biletini sana aldırdı değil mi? Sikik herif, geldiğinde onu-"

"Of!"

Gerçekten of.

Bu durumdan aşırı sıkılmıştım ve Jimin üzerime geldikçe darlanmaya başlıyordum. Ama o hala susmak bilmeden konuşmaya devam ettikçe ona karşı olmasa da gizlediğim öfke köpürüyordu patlamak için. Çünkü ben zaten söylediği tüm şeyleri biliyordum, sandığının aksine saf ya da aptal değildim ya da bunları anlayamayacak kadar aptal hiç değildim. Bu durumdan en çok sıkılan kişi de bendim ayrıca. Ama her insanın duygularını gösterme şekli, bunu anlama duyarlılığı ya da nasıl söylenir bilmiyorum ama sahip olduğu duyguları şekillendirme biçimi  farklıydı. Ben onun kadar mantıklı düşünemiyordum çünkü beni inciten şeylere ve sahip olduğum anılara tutunmak beni yaşatıyor gibi hissediyordum. Duygusal yaklaştığım durumlarda da genellikle alttan alıyordum.

"Of falan yok. Geri zekalı gibi hareket etme.."

"Bunları konuşmak istemiyorum. Gerçekten başım zonkluyor."

"Hep ben konuşunca zonkluyor zaten."

"Kafamı direğe çarptım bilmem farkında mısın?"

"Seni manipüle etmesine izin verirsen olacağı bu." başını iki yana sallayıp cıkcıkladı ve buzu biraz daha sertçe bastırıp ben sızlanırken devam etti "Seni gerçekten tanımakta zorlanıyorum. Sen böyle biri değildin."

fallingforyou // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin