Düzenli uyku uyumadığımı ve alfa feromonlarına da çok sık maruz kalmadığımı düşünürsek bu kadar huzurlu uyumamı kesinlikle Jungkook'a borçluyum diyebilirdim. Çünkü bütün gece akşamdan sakındığını feromonları odayı kaplamış ve asla ağır olmadan beni etkisi altına almıştı. Tıpkı önceki gibi fazlasıyla rahat uyumuştum, feromonları beni daha önceleri hiç uyumadığın kadar güzel uyumama neden olduğu için de sabaha kadar huzurluydum.
Sabaha kadar diyorum çünkü uykumun en ağır noktası sabah saatleri olurdu ve aşırı bir ses yoksa bile uyanmazdım. Şimdi ise tatlı feromonları solumak bana her şeyden iyi gelirken, huzurlu uykumun en tatlı yerinde bir anda feromonlarının değiştiğini, giderek acılaştığını ciğerlerime nüfuz ederken hissetmek irkilerek uyanmama neden oldu. Yanağımı yastığa sürttüm yavaşça ve ışığa alışmaya çalışan gözlerimi yumruk yaptığım elimle ovuşturup sızlanarak boğazımı tuttum. Bir anda yoğun ve acı bitter kokusuna maruz kalmak da neyin nesiydi anlamamıştım, bu yüzden de olan biteni anlamak için yorganımla beraber arkamı yavaşça dönmüş ve Jungkook'un çift kişilik yatakta bana kilitlendiğini görmüştüm.
Bakışları sertti ve çenesi sıkıydı. Yumruk yaparak tuttuğu battaniye, dümdüz olmuş dudakları ve bir an olsun kırpmadığı gözleriyle neye baktığını anlayamamıştım ama kitlendiği yeri takip ettiğimde gözlerinin tişörtümün omuz kısmında olduğunu fark ettim. Uyurken tişörtümün kaydığı omzumdan bir zamanlar çiçeklendiğimde herkese göstermek için can attığım ancak Suho'nun beni reddedişinden itibaren göstermekten kaçındığım beyaz ve mor menekşe çiçeklerim gözler önündeydi.
İster istemez hem omegam hem de ben rahatsız olduk. Sebebini bilmiyordum bu rahatsızlığın, sadece hayatımda ilk kez çiçeklerimi bir alfa gördü diye keşke olmasalardı diyecek kadar içimde bir sızı oluşmuştu. Bu yüzden elimle yavaşça düşmüş omzumu toplama gereği duymuştum. Hareketimle de gözleri omzumdan gözlerime çıktı ve acı feromonları yavaş yavaş dağılarak uzaklaşmaya başladı, sanki çiçeklerimi kapatmamla bir şeylerin yanlış olduğunu fark etmiş ve başını çevirip sırt üstü uzanmıştı
Tepkilerinde bir mantık aramaya çalıştım, sadece belki de sabah insanı olmadığını düşündüm ama yine de onu hiç böyle uyandığı anda görmediğim için şaşkınlığımı gizlemekten zorlandım. Bu yüzden de Jungkook'un aksine ondan doğru tarafa dönerek yorgana iyice sarılıp gözlerimi üzerinde dolaştırdım.
"Günaydın," diye mırıldadım yavaşça. Ve bunu yaparken umutsuzca bana yeniden dönerek bakmasını istedim fakat Jungkook, tekdüze bir sesle cevapladı beni "Günaydın."
Ardından yatakta doğruldu ve derince bir nefes alırken iki yanına uzattığı elleriyle dümdüz karşıya bakarak "Dün için..." diye başladı ve devam etti "Kimsenin seni savunmasız görmesine izin verme Taehyung... Bana bile, ev arkadaşın olsam bile izin verme."
Yattığım yerde onun gibi yavaşça doğrulup ona gözlerimi kocaman açarak bakarken ne söylemeye çalıştığını anlamamıştım. Neden şimdi bana bunu söylüyordu? Bugün, dünün aksine daha iyi hissediyordum ve duygusal boşluk hissi hala kalbime ağırlık yapıyordu ama buna rağmen rahatlamış gibiyken bir anda kalbimde bir sızı bırakmasını çözemiyor, feromonlarının acılığını anlayamıyordum. Her zaman her noktada kötü düşünmeme neden olan zihnim hemen harekete geçti ve bir an için acaba bana destek olduğu için pişman mı oldu diye sorgulamaya başladım. Aynı hızla benim de feromonlarım vanilyanın en keskin, en acı tonuna dönüşmeye başladı.
Jungkook, ortamdaki feromonlarımızın bariz değişiminden sonra yataktan kalktığında hafifçe gerindi ve saçını eliyle geriye atarak kapıyı açtı ve tuvalete girdi. Bende arkasından öylece baktım durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fallingforyou // taekook
Fanfiction"bir şey diyeyim mi, biz var ya, seninle çok iyi olurduk." omega kim taehyung ve onun dolandırıcı ev arkadaşı alfa jeon jungkook. - 02.06.2024 for you @jeonthv