1.3

159 20 67
                                    

- 13 -
Sapık Mısın Doğruyu Söyle

Başım ağrıyordu. Kollarım arasına hapsederek gece saat bilmem kaçtan beridir sarıldığım yastığıma daha da sıkı sardım kollarımı. Karşı yatakta yatan kafasız zürafanın horuldayarak mışıl mışıl uyuması sinirimi bozuyordu. Çok fazla hemde. Yastığıma sarılmamın bir sebebi de o'ydu. Her an üzerine atlayabilirdim, ama bunu yapmamam gerektiğini biliyordum ve sakin kalmalıydım. Sonuç olarak mecburen ondan çıkaramadığım hırsımı yastığımdan çıkarıyordum. Kaşlarım çatılı, gözüme tüm gece bir damla bile uyku girmemiş halde bu kafasız zürafayı nasıl öldürebilirim diye düşünürken yerinde kıpırdandı.

Derin bir nefes verdim.

Sırtı dönüktü bana. Cam kenarındaki yataktaydım. Güneş'in turuncu ışıkları odayı doldurmaya başlamıştı, çalışma masamın üzerindeki dijital saate göre sabah altı buçuk olmuştu çoktan. Bu kafasızın dersi filan yok muydu? Neden uyanmıyordu?

İçimden küfürler yağdırırken yatağında biraz daha kıpırdanıp tamamen bana dönmüştü. Suratına tükürmek istedim. Yemin ederim, suratına tükürüp odadan koşarak kaçmak istedim ama yapmayacaktım. Yapmamam lazımdı. 1 ay birlikte kalacaktık ve bitecekti, yüzünü bir daha odamda görmeyecektim. Dik bakışlarımla onu izlemeye devam ederken yastığıma sokuldum biraz daha. Yorgundum.

Ben onu dikizlemeye devam ederken birden açtı gözlerini. Sırıttı. Suratına kafa atmayacağım. Bunu yapmamalıyım. Zaten dudağı ve kaşındaki yaraları duruyor, ayrıca yeni yaralarla bu odadan çıkacağından failin kim olduğu hemen anlaşılır.

"Günaydın Yeonjun. Ne o tüm gece benden çekemedin mi gözlerini yoksa?"

"Seni şimdi şurada-" Sakin ol Yeonjun. Sakin ol.

"Neyse. Ne izleyeceğim seni be! Kafasız zürafa!"

"Ne?" Anlam veremeyen gözleriyle bana baktı. Uykuluydu sesi.

"Kafasız zürafa."

Kaşlarını çatarak önce anlamaya çalıştı ama ne dediğimi anlayamamış olmalı ki boşverdi ve yatağında gerindi. Ayakları neredeyse yataktan dışarı taşıyordu. ÇOK UZUNDU!

Zürafanın tekiydi işte.

Yatağından kalkışını izledim esneye esneye. Saat çoktan 7 olmuştu. Uyanması bile neredeyse yarım saat sürüyordu. Katil olmadan odayı terk etmek adına bende doğruldum yatağımda. Dersten sonra öğlen 2'ye kadar boştum, odama dönüp uyuyabilirdim. Hem kafasız zürafa da olmazdı odada, dersi vardı. Olmasa bile kapıyı arkadan kilitlemeyi düşünüyordum, kapıyı kıramayacaktı çünkü bir de kapıyı kırarsa değil 1 ay 1 yıl tüm yurtları temizlese bile bu zürafa kılıklıyı paklayacağını düşünmüyordum. Kendi ayağına sıkardı.

"Ben duşa giriyorum. Sakın ben içerdeyken ışığı kapatma Yeonjun." Dolabının önünde dizlerini bükmüş bir şekilde duruyor, kıyafet alıyordu. Bana kısaca yan gözle baktı. "Geçen günkü gibi bir şey yaşamak istemiyorum. Dersim var."

"Hadi ya, sen inşaatta kum taşımıyor muydun? Ekmek parasını nasıl kazanıyorsun?" Alayla sesimi incelterek konuşmama gözlerini devirerek baktı. "Benimde dersim var kafasız zürafa! Seninle uğraşmak için götümü yırtıyorum sanki laflara bak!"

Bu defa tamamen bana döndürdü başını, üzerimde gözlerini gezdirdiğini görebiliyordum. Baştan aşağıya süzdü beni, uykusuz gözlerime, kollarım arasındaki yastığıma, bağdaş kurarak oturduğum bacaklarıma, altımdaki şorta baktı. Üzerimdeki siyah bol tişörtün bir omzu hafifçe kaymıştı ama düşmemişti omzumdan. Saçlarım uyuyamamış olmama rağmen tamamen sinirden tüm gece yatakta dönüp durduğum için darmadağınıktı.

Ever Since Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin