2.1

168 20 207
                                    

- 21 -
Nefretini Sonraya Sakla

Etraf sessizdi. Sadece benim topal adımlarım altında ezilen taşlar, elimde iki yana sallanan poşet ve arada bir dudaklarımın arasından kaçan küçük sızlanmalar vardı. Üzerimde sarı sokak lambaları. Kampüs çıkışına yakın olan büfeden dönüyordum. Beomgyu'yu dinlemedim ve tek başıma buraya kadar yürüdüm. Pişman değilim, elimde sallanan poşetin içindeki su balonları yarın ne kadar eğleneceğimi hatırlatıyor bana poşet her hışırdadığında.

Saat 11'e yanaşıyor. Yurt kapanma saatine az kaldı ama zaten kampüste olduğum için bir sorun çıkmayacağını biliyorum. Yavaş adımlarla, arada bir seğiren sağ ayağıma rağmen yurda ilerlemeye devam ediyorum. İlk günküne kıyasla daha az acıyor artık. Üzerinden neredeyse 5 gün geçti. Ayağımda sargıyla yaşamaya alıştım sayılır.

Yürümeye devam ederken kulaklığımdaki şarkı Cherry Blossom oldu, Lana'nın sesi kulaklarımı bir kez daha kutsadı. Ne kadar yarı topal yürüyor olsamda tadını çıkardım yürüyüşün. Nefes almak iyi gelmişti. Hafif bir rüzgar esiyordu ama üşütmüyordu. Hava çoktan kararmış, Ay gökyüzünü Güneş'ten çaldığı ışıkla aydınlatıyordu. Huzurluydum.

5 gündür, huzurluydum.

Yurtların olduğu sokak ayrımına geldiğimde sağ tarafa dönüp yürümeye devam ettim. Sol taraftaki yurtlar kızlarındı, sağdakiler de bizim. Odam B blok, 6.kattaki 427 numaraydı. İçeri girip merdivenlerle karşılaşana dek unutmuştum ayağımı.

Soobin'i aramam gerekiyordu.

Dudaklarımı birbirine bastırarak derin bir nefes verirken cebimden telefonumu çıkardım. Telefon çaldı, çaldı, çaldı. Hat düşüp kapandığında sinirlenmeye başlıyordum. Açmazsa binlerce kez arardım bende.

5 gündür beni sabahları fakülteye o taşıyordu. Dersim bittiğinde kendisinin dersi olmasını umursamadan gelip beni tekrar yurda getiriyordu. Gerizekalıydı. Kesinlikle hayatım boyunca gördüğüm en gerizekalı insandı ama yaptığı şey için ona minnettardım. Zorunda değildi. Sikine bile takmayabilirdi.

Yine de intikam almak için fırsat kolladığını biliyordum. Geçen hafta sonu başına gelen ufak çaplı olayın karşılığını vermek için can atıyordu.

"NE VAR YEONJUN! NE İSTİYORSUN YİNE!"

Kulağımı yırtan bağırışı kulağıma dolar dolmaz uzaklaştırdım telefonu. Gözlerimi kapatıp yüzümü buruşturdum. Gerçekten gerizekalı bir anguttu! Bir tek bana sorun çıkarıyor olması yetmiyormuş gibi, telefon hoparlörde bile olmamasına rağmen koridorda yankılanan bağırışıyla tüm bloğu rahatsız ediyordu.

Derin bir nefes verip gözlerimi devirdim. "Aşağıdayım ve yukarı çıkamıyorum."

Telefonu suratıma kapattı. Sinirlendim. En azından işim var diyebilirdi. Ne yazık ki kendisi medeniyet bilmeyen bir amip olduğu için asıl hata ondan cevap bekleyen bendeydi. Ona güvenemezdim. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrana bakarken "Hiç gerçekten gerizekalı olduğunu söylemiş miydim?" dedim duymayacağını bilerek.

Kendi çabalarımla merdivene ilerleyip demirlere tutunarak çıkmaya başladım. Ayağım uyuşuyor gibi hissediyordum. Ben üstüne bastıkça hafifçe sızlıyordu ama ilk günkü gibi olmaması işimi kolaylaştırıyordu. 3.kata geldiğimde artık daha rahat yürüyebiliyordum. Yine de korkuluğu bir elimle tutmaya devam ederek çıktım kalan katları. Beklediğim kadar zorlanmamıştım. İyileşiyor olmalıydım.

Bu iyi bir haberdi.

6.kata çıkmam beklediğimden kısa sürmüştü ve ben tüm merdivenleri uzun zaman sonra tek başıma çıkabildiğim için mutluydum. Soobin'in canı cehennemeydi. Artık bana yardım etmesine ihtiyacım kalmamıştı. Ayağım tamamen iyileşir iyileşmez bu yaptığının da karşılığını bir güzel alacaktı. Korkuluklara tutuna tutuna yukarı çıkarken ona yapacağım şeyleri en küçük ayrıntısına kadar planlanmıştım.

Ever Since Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin