Çok beklettim dimi? Hemen okuyun.
Yarım saat sonra İris geri uyandı, çok kısa süre uyumuştu. Biraz geri çekilip oturdu.
"Uyuyamadın mı?"
"Yorgunluğum... silinmiş gibi, ama çok az uyudum." Yorgunluğu... silinmiş gibi miydi? Yani şu an yorgun değil miydi? Gözlerini kapatmamak için zorlamıyordu, çünkü kapanmıyordu. Esnemiyordu, yorgun gözleri silip atılmış gibiydi. Yaklaştım ve yüzünü yakından kontrol ettim. Hayır, hiç bir şekilde yorgun gözükmüyordu.
"Garip, gerçekten şu an hiç uykun yok mu?" Kafasını sağa sola salladı. Karşımdakinin tanıdığım İris olduğundan emin bile değildim.
"Hmm... geri uyuyabilmen için bir çözüm düşünelim."
"Benim geri uyumamı mı istiyorsun?" Ha...? Ha? Onun geri uyuması için çözüm aramak mı? Neden geri uyumasını istiyorum... onun uyumasına o kadar çok sinirlenmişken, şimdi geri uyuması için ona yardım mı edecektim yani?
"Akaza... benim geri uyumamı mı istiyorsun?" Gözlerindeki o üzüntüyü görmeseydim muhtemelen istemediğimi söylerdim... Bir sebebi olmamasına rağmen, ona doğruyu söylemek istiyorum. Ama doğruyu ben bile bilmiyordum. Onun uyumasını sağlamak mı, yoksa normal bir iblis gibi onu öyle bırakmak mı?
"Sanırım istiyorum, ama emin değilim. Sen geri uyumak istiyor musun?"
"Hayır... istemiyorum, normal bir iblis olmak istiyorum... ben... melez olmak istemiyorum..." Gözlerim genişledi. Kendisi... melez olmak istemediğini söylemişti, ama bunu ona söyleyen bendim. Onun melez olduğunu söyleyen ilk kişi... bendim... ve söylediğim için büyük bi' suçluluk duygusu hissediyordum.
"S-Sen melez değilsin! Melez olduğunu sinirle söylemiştim, ama artık melez olduğunu düşünmüyorum, uyumayı tekrar istiyorsan uyu, asla melez olmayacaksın."
Elimi saçlarının arasına koyup okşadım, ama geri çekilmişti. Okşamamı sevmemiş miydi?
"Okşama... ben geri uyumak istemiyorum... senin elin sanki bedenimi manipüle ediyor, uyumamı sağlıyor..."
"Uyuyabilirsin İris, kimse kızmıyor, sinirlenmiyor, istediğin şekilde uyu, kızmayacağım, sinirlenmeyeceğim." Uyu, uyu, uyu, uyu, uyu, uyumanı, geri o sakin, temiz yüzünü görmek istiyorum, uyanık olunca, o üzgün gözlerini değil, senin rahat hissettiğini anlamak istiyorum, geri uyu, İris. Uyu... lütfen uyu...
"A...Akaza, neden uyumuyorum diye... üzülüyorsun...?" Üzgün müyüm?
"Üzgün müyüm?"
"Öyle hissediyorum... neden üzgünsün, Akaza?" Hissedebiliyor muydu? Daha doğrusu, ben üzgün müydüm? Haklıydı, üzgündüm, çünkü kendimi tutmazsam gözyaşlarım dökülecekti. Ona cevap veremiyordum, zaten ne söyleyebilirdimki? Konuşmayınca elleriyle yanaklarımdan tutup yukarı kaldırdı. Hemen geri çekildim, gözlerindeki o hüzün'ü görmek istemiyordum.
"Ü-Üzgünüm... sevmeyeceğini düşünmemiştim... bir daha tutmam..."
"Hayır, tutabilirsin. Sadece... sende görmek istemediğim birşey var."
"Yani... beni sevmiyor musun...?"
"Hayır!" Kafamı geri kaldırdım, gözleriyle buluşunca geri indirdim. Ellerim yumruk olmaya başladı, damarlarım belirginleşti. Dişlerimi sıktım. Üzgün olması beni çileden çıkartıyordu.
"Gözlerini kapat ve sadece uyu."
"Ama-"
"Uyu, İris." İris söylediğimi yaptı ve kafasını geri yastığa koydu, gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Beş dakika, otuz dakika... hayır, iki saat geçmişti ve hâlâ uyumamıştı. İris geri kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akaza x Reader | •Uykucu•
Fanfiction"Uyuyan iblis olmaz ki!!" Dedi Akaza, bana sinirle bakmıştı, ama ben ona bakamamıştım, gözlerimi kapatıp uyumamak için direniyordum. Vallaha yazmak istiyorum ama çok üşeniyorum, acıyın yazarınıza bugünlerde boş yere yorgun oluyor. #1uykucu: 19 Ağust...