Polisler beni suçüstü yakalayıp bana müebbet hapis cezası verdiler. Yaklaşık bir hafta oldu burada. Parmaklıkların altından yarım bardak su ve yarım parça bayat ekmek veriyorlardı haftada bir. Bu haftada verdiler. Her yemek verişleri gibi bu yemeğide yemedim inadımdan. Bazen gardiyanın izlediği televizyona bakardım. Televizyona çıkmışım: "Los Angeles' in iki haftada yirmi yedi dükkanını avlayan iki hırsızdan, biri tutuklandı ve müebbet hapis cezası verildi. Ayrıntılar haber bülteninde." diye haberler veriyordu.
Fakat ne yapıp ne edip buradan çıkmalıyım. Çünkü, eğer çıkamazsam Bob'u kurtaramam. Kurtaramazsam işletme soyamam. İşletme soyamazsam da sefalet çekeriz. Bağlantıyı devam ettirmemek hatta her zamanımın aleyhime işlemesi, benim için çok zarar ediyorum demekti.
Aklımda bir fikir vardı ve bunu harekete geçirecektim. Gardiyanı yanım çağırdım:
-Gardiyan!
Hemen yanıma geldi.
-Ne var, ne bağrıyorsun?
-Şuraya bir bakar mısın?
-Ne varmış orada, diyerek gösterdiğim yer baktı.
Arkasını çevirmesini fırsat bilip, anahtarını aldım ve çıktım. Kapıyı kilitledim. Bu sefer o kaldı içerde. Şöyle diyordu."Lanet olasıca! Çabuk aç şu lanet kapıyı!" dedi ve gerisini dinlemeden masasından silahını alıp ona doğrulttum:
-Artık son nefesini ver!
-Yok... hayır bı... bırak b şu tabancayı. Doğ... doğru düzgün konu... konuşalım, diye kekeledi.
Tetiği çektim ve kahkaha da çektim. Hı hı hı!Asıl macera şimdi başlıyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOS ANGELES'İN İKİ HIRSIZI
ActionBob ile Luis sefaletlik çekmekte ve bunun için herşeyi fakat herşeyi yapmakta. Bu işi bile! Aksiyonlarla dolu hikayemize davetlisiniz! Tür: Uzun Öykü