Büyük bir baraja düşüyorduk. Araba, yavaştan parçalanıyordu. Polisler yüz santim arkamda. Bob bilmiyorum nerede. Araba bir anda takla attı ve bende bir kuyuya düştüm.
Bayıldım. Kalktığımda üstümdeki, başımdaki giysiler, çizik ve eskimişe benziyordu. Etrafımda, o sarı tiner, kan ve barut kokusu vardı. Önüm açıktı ama gidemiyordum, ilerleyemiyordum; kalkamıyordum.
Elimi dışarı uzatınca elime eredi bir çalı parçası geldi. Ona tutunup çıkmaya çalıştım. Başarılı oldu bu girişimim. Ama tam dışarı çıktım ki, arkamdan polisler geldi. Şaşa kaldım neler oluyor diye. Ama kaçtım.
Kaçarken önümü, direkleri, köprü altlarını hariç hiçbir yeri görmüyordum. Bazen, kayak mekanlarına, basketbol materyallerine rastlayıp takla atardım zamanım olursa.
Kıran kırana sürüyordu bu mücadele. Bir an bir polis, telsizini açıp şöyle dedi."Zanlı, Swear merkezinde kaçıyor intikal ediyorum." Bir anda önümden ve arkamdan sıkıştırdılar beni. Kahretsin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOS ANGELES'İN İKİ HIRSIZI
AcciónBob ile Luis sefaletlik çekmekte ve bunun için herşeyi fakat herşeyi yapmakta. Bu işi bile! Aksiyonlarla dolu hikayemize davetlisiniz! Tür: Uzun Öykü