Öncelikle hepinize merhaba güzel okurlarım. Bu kitap sadece Asaf'ın başrol olduğu bir kitap olacak. Portakal Çiçeği kitabından sürpriz isimleri de görebilirsiniz. Bu kitabı okumak için Portakal Çiçeği kitabını okumak zorunda değilsiniz.
Ayrıca bu kitap biraz daha farklı olacak. Asaf'ı az çok okuyanlar onun nasıl bir karakter olduğunu biliyor. Kitabın sizi biraz karanlık ,bolca maceralı ve duygudan duyguya sokacağına emin olabilirsiniz.
Sizleri seviyorum.
İyi okumalar.
Gömleğinin kollarına taktığı gümüş renginde ki üçgen düğmeleri ile aynada ki görüntüsüne baktı bir müddet. Yüzünde ki mutsuzluk adamın bedenini yuva bellemişti artık. Dışarıdan bakan birisi bakışlarını sert ve güçlü bulabilirdi. Fakat Asaf biliyordu ki bu bakışlar boşluktan başka bir şeyi yansıtmıyordu.,
Tıpkı ruhu gibi, kalbi gibi, iyi olan bütün duyguları gibi bakışları da boşluğunun salıncağında sallanıyordu. Asaf her yeni güne uyandığında o salıncağın iplerini kesmeyi planlıyor ve salıncaktan düşmenin vakti geldiğine inanıyordu.
Başkalarının ruhunu cayır cayır yakmakta o kadar ustaydı ki , kendi ruhunun küllerini hiç bir zaman fark edememişti. Savruluyordu oradan oraya...
Üzerinde ki simsiyah mat takım elbisenin tek parlak parçası kol düğmeleriyken , siyahtan başka renkleri barındıran tek yer kel kafasına kazıttığı onlarca dövmesiydi. Kırmızı ,yeşil ve siyahın hakim olduğu dövmeleri hangi ortama girerse girsin bütün bakışları üzerine çekiyordu.
Hatta heybetli vücudu , uzun boyu ve kötücül bakışları bile ikinci planda kalıyordu.
Asaf farklı bir tarz olsun diye yapmamıştı bu dövmeleri , kafasında ki yanığı kapatmak için kel kafasını kapatacak onlarca dövme yaptırmıştı.
O yanık izini kimse görmese de , Asaf her aynaya bakışında dövmelerinin altında kalan kocaman yanık izininin nerede olduğunu biliyor ve onlarca dövme altından dahi görebiliyordu.
Elini kel kasına geriye doğru tarar gibi attı. Ardından aynanın önünden ayrılıp atın işlemeli kapı kulpunu indirdi ve merdivenlere yöneldi. Her adımında yeri göğü inletmiyordu belki , fakat adım sesleri dahi evde çalışan 13 kişiyi sıraya dizmeye yetiyordu.
Merdivenleri inmeyi bitirip ip gibi hemen sol tarafında dizilen insanlara bakmadan evin kapısından çıkıp hemen ilerde bekleyen arabasına doğru yürüdü.
Gerek olmadığı sürece ne etrafındakilerle konuşur nede etrafındakileri konuştururdu. Asaf , Şevket'in tek varisiydi.
Babasının ve Annesinin katili olan Şevket.
Kendisini bir canavar gibi yetiştiren ,duygularını aldıran ,ellerini kanla temizlemesine sebep olan Şevket'in bu dünyada ki en büyük ve korkunç eseriydi Asaf.
Zamanında kendinin elinde olan güç ve para , şimdi öğrencisi Asaf'ın önüne serilmişti. Ve Asaf'ın bu gücü nasıl ve ne için kullanabileceğini düşünmek bile insanın içini ürpertirdi.
Asaf'a göre iyilik veya kötülük yoktu. Vicdan denilen görünmez tanrı hiç bir zaman onun ruhuna uğramamıştı.
Asaf'ın doğruları ve Asaf'ı yanlışları vardı sadece. Yaşıyordu yaşamasına fakat ne amaç uğruna bilmiyordu. Ruhunda ki salıncak koptu kopacaktı yakında. Külleri havaya savrulurken avuçlarını açacak fakat tek parçasını dahi tutamayacaktı.
Hareket halinde ki arabadan dışarı çevirdi bakışlarını. Bu akşam büyük bir parti vardı. Eski bir arkadaşına düğün hediyesi vermeye gidiyordu. Hain arkadaşının hayatı boyunca unutamayacağı bir hediye olacaktı.
Asaf bu düşünce ile gülümsedi. Bu geceden sonra hayatının ters yüz olacağını bilmeden , bir insan olduğunu hatırlayacağından ,vicdan denilen tanrının kapısında yatacağından habersiz gülümsedi.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum güzel okurlarım. 💜
Sizleri seven yazarınız Tuğba.✨🪐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ-ASAF
Teen FictionAsaf , Şevket'in tek varisiydi. Babasının ve Annesinin katili olan Şevket. Kendisini bir canavar gibi yetiştiren ,duygularını aldıran ,ellerini kanla temizlemesine sebep olan Şevket'in bu dünyada ki en büyük ve korkunç eseriydi Asaf. Zamanında ken...