Vicdan azabı(2)

294 23 12
                                    

Ziya yoğun bakıma girdi. Orada-sadece bir kaç adım uzakta uyuyordu sevdiği kadın. Yavaş adımlarla hatta kendini zorlayarak yürüyordu. Yatağın yanına gelip eğildi. Saçlarını hafif okşayıp alnından öptü Alanur'un. Kokusu burnuna gelince kalbi yine hızla atmaya başladı. Elini avucunun içine aldı. Konuşmak istiyordu,her şeyi anlatmak istiyordu ancak kafası o kadar karışıktı ki hangi cümleden başlayacağını bilmiyordu.
Z: Keşke şuan gözlerin açık olsaydı...O zaman şu lanet olası cümleleri sıraya dizmeye ihtiyacımız olmazdı.Anlardın sen...Acımı,pişmanlığımı,gözlerimin ne demek istediğini anlardın. Keşke şuanki duygularımı yansıtabilecek kadar güzel cümleler mevcut olsaydı. Ama yok... Burada bu halde yatarken bile dünyanın en güzel,en güçlü kadınısın sen. Ama artık senin güçlü olmak zorunda kaldığın bir duruma düşürmek istemiyorum seni. Bu senin ödediğin son bedel,yaşadığın son acı olacak,sevgilim...Bundan sonra hiç bir savaşta canın yanmayacak buna izin vermeyeceğim,söz veriyorum. Uyan denizgözlüm,uyan ilk ve tek aşkım. Sen uyan ki ben senin o güzel gözlerine bakıp nefes almaya başlayayım. Sensiz nefessizim,Alanur...
Diyip sustu. Tüm duygularını ifade edebilmiş miydi? Hayır,saatlerce konuşsa bile her duygusunu anlatamayacaktı.
Elini yavaşca çekecekti ki,Alanur hareket ettirdi elini. Adam daha çok yaklaştı ona ve hemen yüzüne baktı. Alanur yavaşca gözlerini açtı ve yorgun şekilde etrafa baktı
Z: Denizgözlüm,uyandın...
Dedi sevinçten çocuk gibi ağlayan ama aynı zamanda gülümseyen adam.
Z: Ben doktoru çağıracam şimdi,sakın cihazı çıkarmaya kalkışma.
Dedi ve zor da olsa yoğun bakımdan çıktı. Koşa-koşa gidip doktoru buldu.

Alanur'u normal odaya almışlardı. Aslı ve Mehmet geliyordu. Beste odanın bir kenarında oturmuş Ziya'nın telaşlı halini şaşkın şekilde izliyordu. Ziya'ysa gerçekten ne yapacağını bilmiyor,eli ayağına dolaşıyordu.
Z: Alanur,ne yapayım?  Yastığını düzelteyim mi? Su vereyim mi? Çok ağrın var mı doktor çağırayım mı? Ne yapmamı istersin?
A: Sus,Ziya
Dedi Alanur zayıf sesle. Beste kahkaha atarken Ziya susup sakince Alanur'un yanına oturdu. Beste'nin içeride olduğunu unutmuş gibi konuşmaya başladı.
Z: Çok korktum,Alanur...Bir daha seni göremeyeceğim diye çok korktum.
A: Belli oluyordu. Benimle konuşurken sesin titriyordu.
Z: Duydun mu her şeyi?
Dedi Ziya çocuk mutluluğuyla.
A: Sensiz nefessizim,Alanur
Diye tekrar etti Ziya'dan duyduğu cümleyi. Birden öksürünce acıyla yüzünü buruşturdu. Ziya hemen ayaklanıp su doldurdu. Suyu yavaşca Alanur'a içirirken
Z: Konuşma,uyu biraz. Zorlama kendini.
Dedi ve suyu kenara bıraktı. Herkese karşı gelen kadın adamın dediğini yapıp hemen kapadı gözlerini ve çok geçmeden uykuya daldı. Ziya uyuyan Alanur'u izlemeye dalmışken Beste'nin sesi onu kendine getirdi
B: Çok güzel seviyorsunuz
Dedi kız dalgın sesle. Ziya toprak rengindeki gözlerini onunkilere dikti. Beste annesi uyanmasın diye sakin sesle devam etti
B: Annem...Benim gözümde dünyanın en güçlü kadını. Şimdi bu davranışları  tuhaf geliyor bana
Z: Hangi davranışları?
Diye sordu Ziya merakla. Aslında ne diyeceğini çok iyi biliyordu ama niyeyse bu kızla konuşmak ona iyi geliyordu.
B: Sizin yanınızda herkese karşı güçlü duran Alanur Yıldız olmuyor. Sizi görünce yaralı küçük bir kıza dönüşüyor annem. Kimse ona ne yapacağını söyleyemez ama sizin dediklerinizi uslu bir çocuk gibi yapıyor.
Beste'nin "Uslu bir çocuk" demesi Ziya'yı gülümsetti.
B: Ziya bey,nedenini bilmiyorum ama size güven duyuyorum...Niyeyse annemin sizin için döktüğü her gözyaşının yerine ona mutlu bir gün hediye edecekmişsiniz gibi geliyor bana.
Z: Bunu ben de çok istiyorum. Bizden alınan 30 yılı geri getirmeye gücüm yetmez belki ama bundan sonra mutlu olabiliriz en azından. 30 yılda her ikimizin de çektiği acıları unutmak,unutturmak istiyorum.
Diyip durdu. Bu sefer kızın gözlerine bir baba şefkatiyle bakıp tekrardan gülümsedi
Z: Bana güvenmene de çok sevindim. Ben de nedensizce seninle bağ kurdum. Ne zaman yardıma ihtiyacın olursa buradayım...
B: Teşekkür ederim.
Dedi asla baba şefkati hissetmeyen kız.
Saat 19:30
Aslı ve Mehmet hala buradaydı ve Alanur hala uyuyordu. Doktorlar uyumasını daha uygun buluyordu.
A: Bu gün ben kalırım annemin yanında,siz gidin. Zaten kaç gündür uykusuzsunuz
Beste dönüp Aslı'ya baktı. Onu çok iyi tanıyan biri olarak biliyordu ki Aslı'nın şuan tek amacı Ziya'yı yollamak. Aslı,Ziya'yı Alanur'dan uzak tutmak istiyordu. Düşündü Beste: Hangisi doğru olanı yapıyordu? Beste mi fazla anlayışlıydı yoksa Aslı mı anlayışsızdı?
Kalbi soruyu şöyle cevapladı: 30 yıl geçmesine rağmen bir-birini unutmayan bu iki ruhu ayırsan ne olacak ki? Onlar yeniden bulurlar bir-birini.
Beste yavaşca Aslı'ya yaklaştı ve kulağına
B: Ziya beye bak...
Diye fısıldadı. Aslı dönüp Ziya'ya baktığında bir kaç saniye kitlenmek zorunda kaldı. Sırtını duvara dayamış olan adam Alanur'u seyrediyordu, hem de bir mucizeyi seyreder gibi.
Adamın gözlerindeki huzura,aşka,şefkate uzunca baktı Aslı.
Iç geçirdi. Dönüp Mehmet'e baktığında onun Ziya'yı izlediğini gördü. Karışıktı Mehmet'in bakışları. Aşkı görmüş bir adam olarak anlıyordu babasını ama diğer tarafta da annesi vardı. Bir süre babasını izledikten sonra karısına bakıp
M: bu gece burada kalma,sevgilim. Yarın sabah erken kalkacağız yeni ev için eşya alacağız. Biz gidelim Beste kalır burada. Tabi eğer o da isterse
Diyip Beste'ye baktı. Beste hafif gülümsedi. Mehmet tabiki de biliyordu onlar giderse babasının burada kalacağını. Gelecekte bu ilişkiye ne diyecekti karar vermemişti ama en azından şimdi bu iki aşık ruhu başbaşa bırakmaya razıydı.
Aslı bir şey demeden ayağa kalktı. Beste ve Ziya'ya "iyi geceler" dedikten sonra gittiler.
Beste Ziya'ya yaklaşıp
B: Gitmeyeceğinizi biliyorum ama yine de şansımı denemek isterim. Isterseniz eve gidip biraz uyuyun. Yarın gelirsiniz yine
Z: Yok,kızım,iyiyim ben böyle. Sen git eve dinlen biraz yorgun görünüyorsun. Merak etme gerekirse ararım seni.
B: Peki,ararsınız diye telefonum açık olacak
Ziya gülümsemekle yetindi.
Saat 20:00
Alanur nihayet ilaçların etkisinden kurtulup uyanabilmişti. Elini tutan ele baktı önce. Sonra 'Kaç gündür uyumuyor' diyerek kıpırdamadı Ziya uyanmasın diye. Bir süre sevdiği adamı izledi. Ziya gözleri açar-açmaz
Z: Alanur,uyanmışsın.
Dedi uykulu sesiyle. Alanur hafif gülümsedi.
A: Sen uyuyabildin mi? Geçti mi biraz yorgunluğun?
Z: Benim yorgunluğum uyuyarak geçmez ki...Ama senin gözlerine baktığımda geçiyor. Yorgunluğum,acılarım,dertlerim hepsi geçiyor.
Ziya Alanur'un elini daha da kavramıştı. Alanur yüzündeki gülümsemeyi genişletti. Bu sırada odaya yemek getirdiler. Ziya Alanur'un ısrarlarına rağmen çorbayı ona kendisi içirdi. Yemek bittikten sonra
A: Ziya,pencereyi açsana bu gün dolunay var.
Ziya kalkıp jaluzleri çekti. Işıkları kapattılar böylece sadece dolunayın beyaz ışığıydı odayı aydınlatan. Ziya geri geldiğinde
A: Yanıma gelsene
Z: Yatağa mı? Sığar mıyız ki? Hem canın yanar
A: Yanmaz. Gel hadi
Alanur yarasına dikkat ederek hareket etti ve Ziya da dikkatlice uzandı onun yanına. Alanur başını Ziya'nın göğsüne koymuş odaya düşen ay ışığını izliyordu. Ziya,Alanur'un kokusuyla sarhoş olmuştu adeta
Z: Alanur...
A: efendim
Z: Seni çok seviyorum...
Dedi adam fısıldayarak. Ona olan sevgisi o kadar özeldi ki sadece ikisinin bilmesini istiyordu. Hatta onlara eşlik eden dolunayın bile duymasını istemiyordu sanki...
Alanur da aynı ses tonuyla
A: ben de...Ben de seni çok seviyorum,Ziya.
Ziya, parmaklarını Alanur'un çenesine götürüp kendisine bakmasını sağladı. Bir kaç saniye gözlerine baktı ve sonra nazikce birleştirdi dudaklarını. O sakin öpücük alevleniyordu ki nerede olduklarını ve Alanur'un yaralı olduğunu hatırlayıp yavaşca ayrıldılar
Z: Keşke yaralı olmasaydın
Dedi Ziya çekici tonda. Alanur başını yeniden onun göğsüne koyup yerini rahatlarken
A: sen var ya yaşlı,azgın bir odunsun
Ziya güldü. Biraz daha kavradı sevgilisini daha rahat yatabilsin diye. Alanur'a laf yetişdirmeyi de unutmadı tabi
Z: Yapacak bir şey yok,Alanur hanım...Sen bu yaşlı,azgın oduna deli gibi aşıksın ve bu odun da sana çok aşık.
O gece tek bir kelime daha etmeden,yarını,verecekleri savaşları,sırları düşünmeden huzurla uyudular. Yarın sabah çocukların gelip onları bu halde görmesi bile umurlarında değildi.



Bölümün sonu


Umarım beğenmişsinizdir. Bölümün nasıl olduğunu pek bilemedim. Yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiler💖😍🤗😘

Akıl mı Kalp mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin