2 Böüm

10 3 0
                                    

Tam arkamı döndüm bir anda kapı açıldı o küçük kadın tam karşımda
Duruyordu beni hayretle
Süzüyor Bi okadarda
Şaşkındı artık suratını gizleyen
Eşrbı yoktu koşarak kapıya gelmişti
Galiba eşrap omuzlarına düşmüş etek belinden sarkıyordu sim siyah saçalrı
Bem beyaz suratı yay gibi
Kaşları ve o pisliğin.
İz Bıraktığı morluklar gözleri sim siyahtı
Ama gözleri hayatın
Tüm acısını yansıtıyor sanki
Göz altları morarmış küçuk
Burnu kıp kırmızı olmuştu
Dudakları yara içindeydi


Banim boynum atıldı bir anda
Beni sıkı sıkı sarılıyor hemde
Ağlıyordu bana ilk defa biri
Sarıldı ellerimi yanda salanıyor
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum
Bende ellerimi ona sardım kokusu
Papatya gibiydi ama işin
Acı kısmı şuydu ki paptyaların
Kokusu ölünce  yayılırdı onunda ruhu ölmüştü ve öleli çok oluyordu
O bana öyle sarılıyorduki
Annem gibi sarıldı bana
Ama annem bana hiç sarılmamaıştı
Demeki insan hiç sarılmadığı
Hiç kokusunu bilmediği insanlarında özlüyor sevgi bekliyormuş
Ben bile
Onu anımsadım benden ayrıldı gözlerime bakıyordu
Elimden tutup beni eve çekti direk
Oturma odasına gelmiştik koridor yoktu

Ev bom boş denecek kadardı soba yada kalöförde yoktu bu soğukta nasıl Duruyordu
Bir koltuk bir hali vardı ve bir masanın üstünde mutfak malzemeleri
Birtane eski tip
Bir ocak vardı rutübetliydi
Ev boyası akmıştı ama evin içinde eski salça kutuları eski
Deterjan bidonlarını içine çiçek ekmişti ev ter temizdi kapıyı ardımdan kapattı kapıda yumruk izleri çay lekeler kahve lekeleri
Vardı
 

Eşikliğe etığim  zarfa dikkati çekti
Yere eğildi zarfı küçük ellerinin
Arasına aldı  bana döndü
"içinde 100 bin lira var"
Dedim şaşkınlıkla Yüzüme baktı
Ve bana zarfı uzatı
"abla ben bunu almam" sesi o kadar tatlı ve çocuksu çıkmıştı ki benim
Ellerimin içine sıkıştırmaya
Çalıştı "ablam bunu lütfen al bu para senin geleceğin için" tek düz ve
Otoritel sesle

Bana eliyle koltuğu işaret etti
Ben de koltuğa oturdum
Ama o oturmadı mutfak
Diye kullandığı masa denilecek
Yere gitti  kollarını sıvadı "abla kahveyi nasıl içersin"
"teşekkürler ama vaktim yok" bana dödü "tamam abla senin kurtaracağını kadın daha çok senin zamanından etmiyeyim" dedi yanıma geldi oturdu "sen osun deyilmi abal" sesi o kadar yorgun çıkıyordu ki
Bileklerindeki morluklara
Gözümü diktim suratındaki
Morlukları kolundaki yanıklara
Yaraları ve kanla dolmuş koluna gözüme diktim bunu fark etmiş olacak ki kollarını indirmek için
Hamle yaptı o anda  elini tutum
"hayır bunlarla sen utanmıycaksın utanması gereken oydu"
"senin geleceğini beni kurtaracağını biliyordum abal"
"bak şimdi güzelim senin adın ne"

"su abla" dedi dikkatle
"su ablam geçmişe sünger çekiceksin"
Dedim derin bir nefes aldım
"senin resmi nikahın varmıydı canım"
"yok abla ben 15 yaşında evlendim  bubam beni satı parayla"
Ne acı bir olaydı ama normal bişey gibi anlatıyordu
"ablacım unut onları artık sen  ben Bi iş bide her ay para getiricem ama şimdi ki kadar fazla getiremem 30 bin Flan getiririm sen düzenini kurana kadar  yeni Bi ev ve okul sen okuyacaksın canım benim"
Bana umutla baktı elimi tutu
"iyike varsın abla"
Dedi "abal senin adın ne" dedi merakla "bu bilgiyi sana vermem
Bide buraya geldiğimi kimseye söyleme
Buraya geldiğimi gören Flan olursa gazeteci dersin" dedim
Ayağa kalktım bana son Bi kez
Daha sıkıca sarıldı
"teşekkürler abal" dedi
"senin başka kardeşin varmıydı yada annenle baban denen insanlar yaşıyorum ablacım"
"yok abal  kardeşim anam iyi kadındı geçen sene
Vefat eti ayaş babmda
Araba çarptı geberdi gitti" tiksinerek söylemişti
Ben kapıdan uğurladı daha çocukmuş
Belki bambaşka hayatı olabilirdi
O adam bu kızı nasıl vurmuş
Nasıl bu kız o damla yaşamaya katlanmış
İyike yapmışım


paslı bahçe kapısını açtım geç kaldım o gelicekti
Bu gece saate baktım 20:30
Bu kadar zaman ne ara geçmişi hemen Motorumun yanına gittim
Sunun evine son kez baktım
Harabe pencereden beni izliyordu
Son kez el saldı bende
Ona bir gülümseme yolladım
Hemen Motoruma bindim evimin yolunu tutum

Sonunda varmışım motorunu aldığım
Yere geri bıraktım
Sokak toz içindeydi
Apartmanı in kapısını kilidini
Cebimden çıkardım
Ama kilit açıktı noluyo lan
Ben her zamn kitlerdim
Yavaşça merdivene adımımı
Atim bu apartmanda
Benden başka kimse yaşamazdı
Apartmanı satın almıştım yani
Babam satın almıştı evden ayrılmak
İstediğimi duyunca ceza olarak
Beni bu sokağa ve bu apartmana
Sürmüştü ama bu bana ceza değil ödül olmuştu

Apartman toz içindeydi benim daire ve yan daire dışında
Hiçbir katın kapısı
Penceresi yoktu bide
İlk iki katın pencereleri
Vardı hırsız faln girmesin diye
Babam yaptırmıştı apartmanın kapısını örtüm yavaş ve temkinli
Adımlarla merdivenlri
Tırmanmaya başladım ben 11 kata oturuyordum en üste

11 kata kapımın önünde ikitane takım elbiseli adam kapımın önünde merdivenler arkalarını dönmüslerdi
" kızım gelmiş" dedi
Sesin sahibini kahretsin ki tanıyordum ikitane
Adamın önünde kapımın hemen
Önündeydi herkesin
Karşısında rol yapardı
Hoşnutsuz bir ifadeye baktım
"beni arasaydınız keşke" dedim  tek düz duygu barındırmayan ses
Tınıyla

"daha yeni geldik" dedi 
Oteriter sesiyle
Kapımın yanına gittim kilidi açmadan
"bunlar ne alka"
Adamları kast ederek
"güvenlik kızım etrafta seri katil var"
Alayla güldüm "kızının yanına gelincede güvenliğe ihtiyaç duymanız tuhaf ve o seri katil sadece pislik herifleri öldürüyor bildiğim kadarıyla sizin bunlara ihtiyacınız duymanız garip" dedim ve kapıyı açtım
Önden girdim
O ve korumalarda girdi içeri
Evim siyah gri ve beyazdı
Amerikan mutfağım ve ortadada büyük bir masa vardı
Siyah L koltuk dev ekran tv
Siyaha duvarlar ve tabloları vardı
Dev bir pencere tüm şehri göre bilecek biçimde ve yukarı kata çıakn
Bir asam merdiven
Oturma odamın yan odası
Oyun kolsoları ve kitaplıktı
Mutfağı in karşısı sa yatak odamıdı yatak odam yan direyle aynı duvarı
Paylaşıyordu  babam koltuğa oturdu
Adamlarıda onun arkasında durdu
"niçin geldin" dedim
Aynı şekilde karşısına oturarak
"yimek Flan ikram etmiycekmisin"
"yimek yapmayı bilmiyorum"
"niçin geldin" tekrar sorark
Cidileşerek "biliyorsun ki
Şirkete benden sonra sen geçiceksim
Ve artık şu lanet olası evden çık ve işe başla"
"ben zaten işimi yapıyorum evden"
Dedim derin bir
Nefes alarak "be seninde
Daha uzun bir ömrün var insanlar
Yaşattığını yaşamadan ölmez"
Ne ima ettiğimi anlamıştı
"baban var karşında neyle
Suçluyorsun sen beni
" Yok babacım ne ithamı neyse  onu  söylüyorum "
Sinirle ayağa kalktı " sen bu dik
Başlığını unutma "
Sinirle kapıyı çarpıp çıktı

Çokta umrumda di sanki
Gerizekalı adam telefonum
Çalmıştı iş yerinden olmalıydı
Beni başka biri aramzdı
L koltuğun kenarındaki telfonum
Aldım    "derviş Köksal" arıyordu
Daha demin buradaydı ne bokuma
Aramıştı bu telefonu açtım

-ne var

-sana çok güzel bir sürprizim var

-alah alah derviş bey sizin en güzel hediyenizi ben 7 yaşındayken vermiştiniz hatta bu sana olan en büyük hediyem demiştiniz ne çabuk unuttunuz

-unutmaz olurmuyum hiç bu
O kadarda güzel olmasada___


Telefonu suratına kapattım
Telefonu cebime atim
Sinirlenmiştim salk adam
Seninde sıran gelicekti derviş seninde
Sinirden ellerim titremeye başlamıştı
Hediye olarak
Bahsettiğim şeyi gayet iyi anlamıştı
Pislik herif hemen yukarı kata çıktım
Burasıda siyah ve griydi ama
Arada duvar yoktu her yer rahat
Bir şekilde görünüyor
Bir odada benim kıyafetlerim
Diğer odada sa spor aletleri vardı
Bide en sağda kitaplığı vardı
Tamamen kitap ve raftı Bi masa
Vardı sadece hemen  spor aletlerin yanındaki kum torbasına
Gittim ve onu çıplak ele yumruklamaya başladım
Tüm sinirimi gitmesi için
Yumrukluyor tekmeliyordum diz
Kapaklarıma kaburga kıran hareketiyle. Vuruyordum
Taki diz kapaklarım ve elimden kan gelene kadar devam ettim
Elimin yüzeyi parçalanmıştı
Kanıyordu yere bıraktım kendimi
Ter içinde kalmıştım banyo da bu kataydı hemen soğuk Bi duş aldım
Aynadaki suratıma baktım
Annemle uzaktan yakına benzemezdik benim kısa kumral saçlarım temiz Bi suratım ve kahve rengi gözlerim vardı kimse beni gördüğünde katil imasında asla bulunmadı melek bir surata sahiptim

Pembe Celat (katil Komşu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin