A.S.A.M -1-

168 22 13
                                    


-Su-

Güneşin doğmasına yaklaşık 5 dakika kadar kala uyandım. Neden bu saatte uyandığım ya da bu dakikliği nasıl ayarladığım hakkında hiç bir fikrim yok, şu an umrunda olan tek şey; bugünün pazartesi olması ve dünümün boktan öte geçmesiydi, sanki en yakın arkadaşlarım, değer verdiklerim en önemlisi "sevgilim" tüm haftanın yorgunluğunu, stresini ve bıktırıcılığını ağır laflar kullanarak benden çıkarmışlardı. Ya ben? Ben kimin umrunda olmuştum. Dün en sonki darbeyi yedikten sonra kendimi okul çıkışı "Arkadaşımla proje ödevi yapacağız." bahanesiyle sevgilisinin evine gidip, bakireliğini o değerlim dedikleri piç kurularına verip sabah kalktıklarında ise göt gibi ortada kalmış liseliler gibi hissettim. Saatlerce ağladım, çığırdım ama olan yine bana oldu, tek ben zarar gördüm kendi çığlıklarımda bir kez daha kendim boğuldum ve hiç kimse her defasında olduğu gibi sessiz çığlılarımdan haberdar olmadı. Ben aynanın karşısında kendime bakarken Ashel banyoya "Çişimiz tuvalette, kakamız tuvalette, artık kimse yapmayacak altındaki bezee..." şarkısıyla girdi. Benim akıl sorunlu arkadaşım kapıyı çalmayı unuttuğu ve banyoyu boş zannettiği için içeri girdiği anda attığım bakışları görünce "Ov shit, Su yeni uyanmış ben uzayayım hafiften." dedi ve girdiği gibi, dışarıya çıktı. Ashel'le ev arkadaşı olmamın bir sebebide bu arkadaş kıza bir bok demeden senin bakışlarından ne yaptığını, neler hissettiğini, ne tepki vereceğini önceden hissedebiliyor. Ya da ben öyle umuyorum ama şu an umrumda olması gereken şey Ashel'in geleceğim medyumu olup olmaması değil Ege'nin gelmesine tam tamına 9 dakika 56, 55, 54 saniye kalışıydı. Yaklaşık olarak 9 dakikam kalmıştı ve ben hazırdım, evet hazırdım çünkü başta söylediğim gibi güneşin doğmasına yaklaşık olarak 5 dakika kala uyanmıştım ve hazırlanmak için en az 2 saate yakın zamanım vardı, Bende sabah sabah Ashel ile banyo kavgası yapıp, Ege'yi bekletmemek için hazırlanmıştım. Banyodan son olarak eyelenirımı çekip çıktığım sırada kapı çaldı gelen kesinlikle Ege idi koridordan 4 Apollon hızında kapıya koştum ve kapıyı açıp karşmdaki insan taneciğini Ege sanıp üzerine atladım ama benim koca kafam karşımdakinin Ege olmadığını ancak gözlerimi açıp Ashel'e "Neye gülüyorsun be? Sevgilimizede mi sarılamayacakmışız." bakışını atmak için açtığımda anladım. Üzerine atladığım kişi Ege değil bize her sabah düzenli (!) olarak ekmek alan kapıcımız Mehmet Amca'ydı, kapıyı açtığım andaki cool Su yerine mahcup Su tavrımı takınarak Mehmet Amca'dan özür dileyip hemen aşağı daireye Ege ile Emir'in tuttuğu daireye indim. Zile bastığımda kapıyı Emir açtı. Bu şimdi uyku sersemidir diye düşünüp içeriye girmeye çalıştım ama amonyak özürlü beni geriye itti "Su'dan emir aldım, hiç bir kız hiç bir bahane ile bu eve Ege'nin yanına giremez hadi uza bakayım." deyip gitmemi beklermiş gibi yüzüme saf saf baktı. İlk başlarda Emir'in azğına sıçmaktan korktuğum için bir elimi belime koyarak beklemeye başladım, Emir tekrar "Hadi yolun açık olsun, bay bay." gibisinden bir şeyler zırvalayınca belime koyduğum elimi belimden çekip göğüs hizamda birleştirdim ve Emir'in kendine gelmesini bekledim. Yaklaşık 5 saniye sonra Emir sanki olanlar bir rüya imişde uyanmak istiyormu gibi gözlerini ovuşturdu ve yüzüme baktı. "Aaaa Su sen miydin? Hadi gel Ege'yide sen uyandırırsın bari." dedi ve içeriye girdi, ben bu çocuğu gerçekten anlamıyorum daha doğrusu anlayamıyorum. Egelerin dairesine girdiğimde yatak odalarının olduğu koridora geçtim, iki oda yan yanaydı ve Emirin odası daha öndeydi bu nedenden Emirin odasını pas geçip Ege'nin odasına girdim. Bugün ilk dersimiş boş olduğundan hala uyuyordu. Kevaşe yanım sabahın köründe kalktığım için yanına girip yarım saat daha uyumamı söylüyordu, melek yanım ise okula geç kalmamamız için nazikçe uyandırma yolunda teşvik ediyordu ama ben tabii ki kevaşe yanımı seçtim. Üzerimdeki montumu çıkardım, çantamı kenara koydum ve Ege'nin yanına uzandım ilk başta kıpırdadı, döndü uyanmasından korktum çünkü kaş yaparken göz çıkarmak istemiyordum ama aksi oldu başını duvar tarafından çekip tam göz hizama getirdi. Bu haline sonsuza dek bakabilirdim şu an tüm bedeniyle avcumun içindeydi ve bu varlık tamamen benimdi.

-Ege-

Kafamı ona doğru çevirdiğimde bana bakıyordu. Alnımı alnına dayadım, ve gözlerimizi kapatıp bir 10-15 dakika daha uyuduk. Onunla uyurken içime büyük bir huzur doluyordu, o farklıydı. En azından benim için. 10-15 dakika daha uyuduktan sonra kalktık bana kalırsa hiç yatağımdan çıkmamayı tercih ederdim ama okul... Su çantasını alıp çıktığında üstümü giyindim. Herzamanki gibi klas Ege Can bir t-shirt ve kot pantalon. Odadan çıktım Su Ashellerin yanına gittiğinde bende mutfağa giirp bir şeyler atıştırmanın fena olmayacağını düşündüm. Tam birkaç zeytin atmıştım ağzıma ki, camdan, buraya gelen bir kız vardı . Tanıdıktı biraz daha yaklaştığında Beyza olduğunu anlamıştım. Elinde benim ödünç verdiğim kitap vardı. Hadi ama bugün sınıfta veremez miydin be kızım. Hemen Emirlere baktım içeri taraftaydılar. Beyzayı kapıyı çalmadan yakalayabilmiştim neyseki. Kapıyı açar açmaz boynuma dolandı. Bu nasıl bir kız lan.

"Bakıyorum da çok hızlısın tatlım." dedi. Tam yanağıma doğru eğiliyorduki onu ittim. Biraz zoruna gitmişti. Çünkü genelde okuldaki erkeklerin %90 ı ona hasta, pardon fiziğine hasta. O piçlerin hepsi onunla yatmak için can atıyor, kız fahişe abi. Benimle uğraşmasının sebebi sıradaki kurbanının ben olmam. Ona ilgi göstermemem sinirine gidiyor. Eğer beni elde ederse, bir sonraki kurbanına geçecektir.

"Ne için gelmiştin Beyza?" dedim.

"Bence bunu içeride konuşalım." dediğinde elindeki kitaba baktım, daha sonra ona baktım. Sırıtıyordu, tabii ki onu içeriye almayacaktım. O sırada bir kaç adım içeriye girmişti ki kolundan tutup geriye çektim. Elindeki kitabın benim olup olmadığından emin olmak istedim ve elinden kitabı çekip aldım.

"Kitabını ödünç verdiğin için sağol." sadece kafamı sallamıştım.

"Eğer bittiyse, git artık." dedim. Kız resmen beni dinlemiyordu.

"Su içeride değil mi?" dedi. Sinirlenmiştim, hemde fazlasıyla.

"Sana bittiyse git artık dedim!" ben bunu dediğim sırada Emirlerin sesi daha yakın duyuluyordu sanırım geliyorlardı. Beyza'yı hemen göndermem gerekiyordu.

"Beyza okulda söylersin. Şimdi git hadi!" sesim biraz fazla çıkmıştı ve aynı zamanda Beyza'yı itekliyordum. Küçük bir kahkaha attı ve

"Biliyordum, Su'yun beni görmesinden korkuyorsun." dedi ve gitti. Kapıyı kapattım ve tam arkamı dönmüşken Su aniden önümde belirdi. A-ha sıçtım. Gördü, kesin.

"Ege." dedi

"E-fendim." dedim, kekelemiştim.

"E gidelim artık saat geldi." görmemişti. Oh be, içime oturan öküz birden kalktı.

"Tamam canım. Siz çıkın ben geliyorum hemen." dedim. Onlar çıakrken bende yüzümü yıkamak için banyoya gittim ve ardından onlara hemen yetiştim. Emir bir espiri yapmıştı neyseki anlamadılar bir bitmedi bu Beyza bozuntusu.

AŞKTAKİ SUÇLU, AŞIK MASUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin