2.Bölüm

19 5 4
                                    

"Anne bak resmime" heyecanla resim defterimi anneme gösteriyordum. Yemek masasında annemle oturuyorduk, annem elinde sigarasıyla pencereyi izleyen gözlerini birkaç saniye bana çevirmişti. Tekrardan dalgın gözlerini cama döndürdü, sigarasının dumanı burnumu yakıyordu ama yanımdan gitmesini istemediğim için bunu ona söylemek istemedim. Dış kapı gürültüyle vurunca yerimden sıçradım, annem sigarasını küllükte söndürüp mutfaktan kapıyı açmak için çıktı. Resmime tekrar devam etmek için masanın üzerinde komşumuzun kızı Naz'ın eski boya kalemlerinin bana verdiği kalemlerle resmime odaklandım. Babam mutfağa gelip karşıma oturmuştu, annemde arkasından gelip babama sofra kurmaya başladı. Annemi yemek yaparken izlemeyi çok seviyordum resim defterimi ve kalemlerimi toplayıp masadan kaldırdım. Salona bıraktığım defterimden sonra koşarak annemin yanına geldim, "Bende yardım edebilir miyim anne? Bende senin gibi çok güzel yemekler yapmak istiyorum." Annem beni kucağına alıp tezgaha oturttu yaptığı salatanın soslarını koyup karıştırmam için önüme bıraktı. Gülümseyerek salatayı karıştırmaya başladım. Babamla anlaşamazdım bana karşı hep soğuktu annemede öyleydi ama babam kadar değildi. Anneme dönüp hergün sorduğum soruyu tekrar sordum. "Anne ben ne zaman Naz gibi pembe okul çantam ve boya kalemimle okula gidecdeğim?" Babamın gülüşünü duydum uzun zaman sonra güldüğünü görmüştüm. Anneme sorduğum soruyu babam cevaplanmıştı. "Senin gibi birini hangi öğretmen okutur?" Annem ocakta karıştırdığı çorbayı bırakıp babama döndü. "Ember okuyacak Ahmet, okula gitme yaşı geldi." Babamın bakışları sertçe anneme döndü sandalyeden bir anda kalktığı için sandalye arkasından gürültüyle düştü irkilmiştim. Annemin saçlarından tuttu. "Senin okulda yaptığın fahişelikleri kızına mı öğreteceksin kadın! Senin o ailene okul diye tutturduğun yerde yaptığın bokları bilmiyor muydum sanıyorsun sen!" Annemin acı dolu seslerini duyduğumda gözlerim doldu. "Okuyacak benim kızım Ahmet benim gibi bi herifin eline düşmesine izin vermeyeceğim!" Duyduğum tokat sesiyle gözlerimden yaşlar akmaya başladı tezgahtan inmeye çalıştım çekmecelerin tutma yerlerine basıp tezhahtan indim, hızla koşup odama girdim. Odamın kapısını kapatıp yorganın altında kavgalarının bitmesi için sayı saymaya başladım."

🎭

Şimdi ise babamın 'eğitim' diye tabir ettiği ama benim cehennem yapacağım tesiste odamın balkonunda bilmem kaçıncı sigaramı içiyordum. Önümde ki masaya ayaklarımı uzatmış telefonumdan kısık seste çalan şarkıyı dinliyordum.

Odamın kapısının çalınmasıyla içeriye gidip yatağımın üzerindeki özel yapım plastik maskemi taktım kapının kilidini çevirip açtım. Karşımda Ajan Drewin koruması duruyordu. "Bay Drew seni içerideki boks eğitim sahasında bekliyor Sasha."

Kafamı sallayıp kapıyı kapattım, dolabımdan siyah sporcu atletimi altıma siyah yarım taytımı beyaz spor ayakkabılarımı giyip eğitim sahasına gittim. İçeride sandalyesine yayılmış bacak bacak üstüne atmış sigarasına içen, 151 gün sonra kalbini ellerimle sökeceğim kurbanıma nefret dolu bakarak yanına ilerledi.

Boynuma astığım havluyu alıp yere bıraktım. Kum torbasının yanındaki siyah eldivenleri elime geçirmeden önce sıkıca sardım,sonra eldivenleri takıp kum torbasına yaklaştım derin bir nefes alıp verdim. Sağ elimi kum torbasına sertçe geçirdim, ardından sol elimi hızlı haraketlerle buna biraz devam ettim, ayağımı kaldırıp hızla kum torbasına geçirdim.

Bir saat kesintisiz kum torbasını dövmüştüm enseme yapışan saçlarımı alnımdan çekerek yüzüme akan terleri koluma sildim. Dişimle sol kolumdaki eldiveni çıkardım, elimdeki sargılarıda çıkarıp dolabın dibine bağdaş kurarak sırtımı dolaba yasladım.

Havlumu alıp anlımdaki yüzümdeki terleri silerken Drew'in iğneliyici sesini duydum. "Buradaki diğer öğrenciler 2 saat kesintisiz dövüşüyor sen bir kum torbasına 1 saat de anca mı dayanıyorsun? harcayacaklar seni 20 Temmuzda nerede o sikik aklın?
Kalk ve benimle dövüşmeye hazırlan."

Ruhların Vurgunu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin