Karanlık Aşk
3.Bölüm
O bir çift göz uzaklaştığında kalakalmıştım bizi böyle görmesi düşüncelerini doğruluyordu çünkü hemen geri çekildim ve; +Ben biraz hava almak istiyorum dışarı çıkıcam sende yat dinlen iyi geceler dedim ve birşey demesine kalmadan kapıya doğru koşturup çantamı alıp evden ayrıldım yürürken Yağız'ın nereye gitmiş olabileceğini düşünüyordum fakat onu aramayacaktım beni gerçekten sevse böyle yapmazdı sabahtan beri aramızda olanlara gerçekten inanamıyordum daha fazla düşünmeden rotamı Handelere doğru çevirdim.
Yağız bakış açısı;
Ona gerçekten inanamıyordum dün o piçin izini silmek için benimle birlikte oldu fakat şimdi o piçe sarılıyor deli oluyorum aklım almıyor benim onu sevdiğimi değer verdiğimi nasıl göremez onca şeye rağmen o piçi mi seviyor yani gerçekten yazık diye düşünerek bir içki daha istedim barmenden yanıma sürtüğün biri yaklaştı ve yanımdaki tabureye oturup;
+Selam tatlım
-Selam
Belkide Derinle Berk şuan...
-Bence direk eve gidelim güzelim hadi diyip bardan ayrıldık eve götürüp yaşadığımın aynısını Derin'e yaşatıcaktım.
Derin Bakış Açısı;
Handeyle sohbet muhabbet derken saat baya geç olmuştu eve dönmek üzere oradan ayrıldığımda kestirme olsun diye ara dar ve karanlık bir sokaktan içeriye girdim oldukça ıssız ve ürkütücüydü ilerlerken duyduğum sesle korkmam gerektiğini anladım
-Oooo fıstık gibi hatun bee
-Hey baksana bedelin ne senin diyip kahkaha attı herkesin bana neden sürtük gözüyle baktığını anlayamıyordum gözlerim dolmuştu boğazım yırtılırcasına bağırdım
+Defolun gidin buradan rahat bırakın beni yoksa kötü olur anladınız mı defolun
-Oooo atarlı bebek en sevdiğim dedi histerik bir kahkaha ile 20-23 yaşlarındaki adam
+Size dedim defolun rahat bırakın beni hepsi birden üzerime doğru gelip kollarımdan tuttular artık sona doğru yaklaştığımı düşünürken bir ses duydum;
-Hemen kızı bırakın sahipsiz mi sandınız lan defolun gidin hadi bak hala bakıyor yürüsenize oğlum diye öfkeyle bağıran adama baktım diğerleri kolumu bırakıp gidince adam yanıma geldi ve ;
-İyi misiniz?
+İ-iyiyim teşekkürler dedim hala titriyordum
-Sizi eve bırakmamı ister misiniz?
+Lütfen diyerek başımı salladım
-Ozaman buyurun dedi ve biraz ilerledikten sonra siyah bir jipe yanaştık adam kapımı açıp beni bindirdikten sonra kendiside şoför koltuğundaki yerini almıştı adresi söyledim ve arkama yaslanarak yol boyunca dışarıyı izledim evin önüne geldiğimizde ışıklar yanıyordu Yağız'ın arabasının kapısı açıldı ve içinden Yağız ve birde ne göreyim bir kız indi evet evet bir kız indi beynimden aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim yanımdaki adam farketmiş olacak ki;
-Bir sorun var sanırım?
+Ş-şey yok ben teşekkür ederim herşey için iyi geceler... dedim suratına bakarak ismini sorarcasına;
-Ayaz dedi içten bir tebessümle ve oda aynı şekilde baktı bana;
+Derin dedim aynı içtenlikle olan tebessümümle
-İyi geceler Derin dedi gülümsedim ve arabadan inerek kapıya yürüdüm Yağız kapının önünde bana kaşlarını çatmış bakıyordu anahtarımı ararken kolumu sertçe tuttu ve;
-Kim o pezevenk?
+İnsanlar hakkında düzgün konuş Yağız herkes sen değil sonuçta dedim
-Sen bana pezevenk mi diyosun hah dün gece benimle yat ertesi gün Berk'in kollarına git sarıl Berk gerçekten haklı dedi histerik bir kahkaha ile tiksinerek ona baktım bana sürtük demişti;
+Yağız sana gerçekten inanmıyorum senden nefret ediyorum şu sürtüğünü de al git buradan diye bağırdım
-O benim sevgilim ve onu evime getirdim seni ilgilendirmez dedi ve omzuma çarpıp geçti alkışlamaya başladım ve kahkaha eşliğinde
+Helal olsun be gerçekten helal olsun Yağız hiç değişmemişsin sen aynı Yağızsın 3 yıl önceki bana acı çektiren adamsın dedim o sırada kapı açıldı ve Berk;
-Ne oluyor burda gece gece?
-Kuzenin sürtüğünü eve getirmiş bende yaptığının hoş olmadığını söylüyordum dedim ve Yağıza gözlerimi kısarak baktım
-Kendide bir sürtü-
-Yağız ağır ol Derin hakkında düzgün konuş
-Hadi ya konuşmazsam ne olur?
+Tamam yeter hadi Berk biz içeri girelim oda ne hali varsa görsün dedim ve Berkle birlikte içeri girdim merdivenlere yöneldiğimde;
-Odama gitmek istiyorum bana yardımcı olur musun?
+Tabiki dedim kolunu omzuma atarak yavaşça merdivenlere yöneldik tek tek çıkarken Yağız arkadan seslendi
-Ooo bu gece evde çok ses olacak yan villadakiler şikayete gelirlerse hiç şaşmam dedi
+Komiksin Yağız gerçekten komiksin dedim
-Boşver sen o piçi takma dedi Berk kolay mıydı sevdiğin insanın sana öyle şeyler söylemesi kalbini kırması ha kolay mıydı?diye geçirdim içimden.Odaya girdiğimizde Berk'i yatağına yatırdım ve odadan çıktım kendi odama geçerek kendimi hemen yatağa attım göz yaşlarımda usulca süzülüyordu ben bu adamı nasıl sevmiştim? Gözlerim ağır gelmeye başlamıştı yavaşça kapattım ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.Uyandığımda saate baktım daha 4.30'du susadığımı hissettim ve odadan çıkıp aşağıya indim gözlerim yarı açık yarı kapalı mutfağa girdiğimde sert birşeye çarptım az daha düşüyordum ki o güçlü kollar ve tanıdık koku...
+B-ben özür dilerim
-Dikkat et küçük demişti bana ne değişmişti ki
+Peki ben su su içicektim de
-Bana kahve yapar mısın?
+O kız hala burada mı?
-Hayır gitti. Kahveyi hazırlamaya başladığımda;
+Onunla yattın mı?
-Hayır demişti direk cidden o kızla yatmamış mıydı yani?
-Sen Berk ile yattın mı ?
+Hayır dedim bu soruda neydi böyle şimdi.Bana doğru yaklaştı ve yüzümü elleri arasına alarak dudaklarıma doğru yanaştı dudaklarımız birleştiğinde beni mutfak tezgahıyla kendisi arasında bırakmıştı ardından beni kucağına alarak tezgaha oturttu geri çekilerek alnını alnıma dayadı ve;
-Onu seviyor musun?
+Hayır ondan nefret ediyorum
-Benimle ol gidelim buradan nolursun gidelim
+Şimdi olmaz Yağız lütfen anla beni dedim üzgünce geri çekildi makineden kahvesini bardağa doldurup mutfaktan çıktı yine bırakmıştı beni yine gitmişti benden mutfaktan çıktığımda salonda tv izlediğini gördüm merdivenleri çıkıp odama girdiğimde kendimi yatağıma atıp düşünmeye başladım kaçabilir miydik? Kaçsak bizi bulur muydu?Yağız beni gerçekten seviyor muydu? Ben bunları düşünürken ağır gelen bedenim daha fazla dayanamadı ve kendini uykunun huzurlu kollarına teslim etti...
Ertesi Gün;
Yüzüme çarpan güneş ışıklarıyla gözümü yeni bir güne açtım bu yeni gün bana mutluluk mu üzüntü mü getirecekti gerçekten merak ediyordum yurtdışı tatilime 2 gün kalmıştı bugün alışveriş yapsam iyi olurdu daha fazla oyalanmadan hemen yataktan kalktım ve banyoya ilerledim banyodaki işlerim bitince minicik şortlu pijamamı çıkarmadan direk böyle aşağıya indim evde kimse yok gibiydi mutfağa ilerleyip birşeyler hazırlamaya başladım bir yandan şarkı söyleyip diğer yandan kahvaltılıkları tek tek masaya diziyordum tezgaha dönüp son tabağıda almıştım ki arkamı dönerken sert birşeye çarptım ve yine aynı koku...
+Be-ben özür dilerim Yağız
-Günaydın sorun değil korkuttum mu?
+Birazcık hadi otursana dedim masayı işaret ederek gülümsedi ve masaya oturdu ben çayları dökerken kapı çaldı çaydanlığı bırakıp kapıya doğru yürümeye başladığım sırada Yağız kolumdan tuttu ve;
-Kapıyı böyle mi açacaksın?
+Evet neden ki?
-Saçmalama git üzerini değiştir adam akıllı şeyler giy dedi kaşlarını çatarak kaşlarımı kaldırmış ve birşey söylemek üzere ağzımı aralamıştım ki ısrarcı kişimiz tekrar zile basınca direk kapıya ilerledim kapıyı açtığımda karşımda Ayaz duruyordu bir dakika ne dedim ben kim dedim ne ? Kim? İşte şimdi bittim ben korku dolu gözlerle gülümsemeye çalıştım.
+Ayaz burada ne işin var?
-Dün gece bana ne bir numara verdin ne de biyerde yeniden seni görebilmem için bir şans bende kapına geldim
+İyi yapmışsın tabi de şimdi git istersen sen
-Kimmiş gelen? Diye içeriden seslendi Yağız
+Hiç sen kahvaltıya başla ben geliyorum diye bağırdım bende
-Sevgilin mi vardı?
-Evet var ne olacak?dedi kapıda arkamdaki yerini alan Yağız beni belimden tutup arkasına çekti ve;
-Şimdi git ve birdaha seni buralarda sevgilimin yakınında bile görmeyeyim tamam mı hadi birader yol al
-Bukadar emin konuşma bence
-Öyle mi birileri sabah sabah kaşınmış galiba dedi Yağız histerik bir kahkaha ile ve Ayaz'ın yakasına yapıştı gözlerim kocaman açılırken;
+Yağız
-Sen içeri geç hayatım ben geliyorum işimi bitirip dedi dişlerinin arasından
-Bence dışarıda halledelim dedi Ayaz canına susamıştı herhalde
-Bak bana bak sen ben sana ne dedim seni piç kurusu? O kız benim sevgilim lan sevgilim karşıma geçmiş nasıl pişkin pişkin konuşuyorsun hala şaşırtıcı son kez diyorum yol al hadi bas git
-Numarasını almadan gitmiyorum
Yağız Ayaz'a kafa atınca çığlığı bastım Yağız yumruklarını Ayaz'a geçirirken Ayaz tepkisiz duruyordu
+Yağız dur Yağız delirdin mi sen gel buraya Yağız ağlamaya başlamıştım
-Sana bu kızın yakınında bile olmayacaksın diyorum lan anlıyor musun ha anlıyor musun
+Yağız lütfen
-Git lan buradan git diye yumruklarını indirirken araya girdim ve;
+Yağız aşkım lütfen diyince durdu kalakalmıştı Ayaz'a dönüp yerden kalkmasına yardımcı oldum ve;
+Hadi git buradan hadi dedim ve gitti deliydi ikiside zır deliydi hemde kapıyı kapattım Yağız hala bana bakıyordu;
-O heriften uzak dur dedi sadece mutfağa doğru ilerlerken
+Yağız dedim gideceğimi söyleyecektim ona ama cesaretim var mıydı kızacaktı bana yine kavga edecektik belki
-Efendim dedi bana dönerek ve söylemekten vazgeçip iki günü mutlu geçirmek adına herşeyi unutup koşarak kucağına atladım beni güçlü kollarıyla sararken şaşkınca bana baktı gülerek
+Duydum ki beni alışverişe götürüyormuşsun?
-Hayır öyle birşey söylemedim olmayacakta hadi şimdi in kucağımdan ufaklık
+Ama Yağız lütfen ya kırma beni hadi diyip yanağına bir öpücük bıraktım
-Çok mu istiyorsun?
+Evet dedim ellerimi çırparak
-Tamam ozaman ama bak çok vakit harcamak yok sonra ben ne istersem onu yapıcaz tamam mı?
+Oleyy be işte benim sevgilim çok seviyorum seni ya çok çok diyip yanaklarından öpmeye başladım sonra durumun farkına varıp;
+Ben şey özür dilerim yani önceden olanlar için
-Bende özür dilerim sevgilim dedi ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı birbirimize bakarak gülümsedik ve daha sonra beni mutfağa kadar taşıdı masaya oturduğumuzda; bir yandan sohbet edip gülüşüyor diğer yandan kahvaltımızı ediyorduk kahvaltı faslı bitince hemen herşeyi toparladık ve giyinmek üzere odalarımıza gittik
2-3 saat süren alışverişten sonra ikimizde çok yorulmuştuk Yağızın elinde bir sürü poşet arabaya doğru ilerledik eve doğru yola çıktığımızda yol boyunca ikimizde sessiz kalmıştık bu gece onunla uyumak istiyordum çünkü yarın öğlen gidecektim yurtdışı tatilime söylesem mi söylemesem mi kararsızdım onun da benimle gelme riski vardı sahi gitsek mutlu olmaz mıydık? Berk anlardı ve ikimizide bulur öldürürdü bundan emindim o yüzden söylemeyecektim eve vardığımızda poşetleri odama bıraktı ve odadan çıkarken dudaklarıma minik bir öpücük bırakıp odadan ayrıldı kendimi yatağıma attım ve düşünmeye başladım bu geceyi de mutlu geçirmek pahasına bir şey söylememeye karar verdim çünkü söylediğim takdirde kavga edecektik ve ben kavga ederek onun benden uzaklaşmasını istemiyordum kalkıp bavulumu hazırladım tam dolabıma koymuştum ki kapı tıklatıldı;
-Gelebilir miyim güzellik?
+Gelebilirsin dedim gülümseyerek
-Berk bu gece gelmeyecekmiş
+Ozaman birlikte uyuyabiliriz dedim ellerimi çırparak yatağa uzandık beni kollarının arasına aldı;
+Yağız beni seviyor musun?
-Elbette seviyorum sevgilim
+Peki bana en çok ne yaparsam kızarsın?
-Benden gidersen beni bırakırsan kızarım
+Diyelim ki gitmek zorunda kaldım ?
-Benimle konuşmanı tercih ederim hem nerden çıktı şimdi bu hadi uyuyalım yarın sabah kahvaltıya gideriz erken kalkmak şartıyla tabi küçük hanım dedi burnumu sıkarak güldüm ve gözlerimi kapattım içim okadar huzursuzdu ki gözlerimi açıp ağzımı araladım;
+Yağız ben yarın gidiyorum dedim tek nefeste gözlerini açıp yatakta doğruldu ve kaşlarını çatarak;
-Nereye gidiyorsun?
+Yurtdışına dinlenmem yalnız kalmam lazım
-Derin saçmalama ne dediğinin farkında mısın sen? Birlikte gidicez ozaman hem belki geride dönmeyiz hı nedersin?
+Yağız Berk öğrenirse ki anlar o yüzden birlikte gidemeyiz
-Senin beni sevdiğine gerçekten emin olamıyorum diyip yataktan kalktı kolundan tuttum ve karşısına geçerek;
+Yine mi Yağız bırakıp gidecek misin beni? Bende emin olamıyorum sen böyle yapınca gitme işte kal yanımda birşeyi de bozma mutlu olalım
-Mutlu olmak istiyorsan beni dinlemelisin aksi takdirde hep bu şekilde olacağız dedi ve çıkıp gitti yine yalnız bırakmıştı beni işte yatağa geri yatıp gözyaşlarımı serbest bıraktım ağlarken uykuya çoktan dalmıştım...
Ertesi Gün;
Pencereden odama yayılan güneş ışıklarıyla gözlerimi yeni bir güne araladım hemen kalkıp banyodaki işlerimi hallettikten sonra dolabımdan dünden hazırladığım kıyafetlerimi çıkardım ve üzerime geçirdim makyaj aynamın karşısına oturup bir eyeliner ve dudak rengi bir ruj ile makyajımı tamamladım spor ayakkabılarımıda ayağıma geçirip odadan çıktım aşağı indiğimde evde kimse yoktu belli ki Yağız bana çok kızmıştı mutfağa giderek birşeyler atıştırdım bu sırada Yağız için bir mektup bıraktım temelli kalabilme ihtimalime karşın...
Havaalanına gitmek üzere bavulumu kapıya koyup taksi çağırdım ve beklemeye başladım.
Yağız Bakış Açısı;
Neden birlikte gitmemize sıcak bakmıyor anlayamıyorum ama onu seviyorum ve aramızda küslük olmasına dayanamıyorum bu yüzden en sevdiği çiçekleri aldım ona gidip özür dileyeceğim ve sımsıkı sarılıp kokusunu içime çekeceğim...
Derin Bakış Açısı;
Taksi geldiğinde bavulu taksicinin yardımıyla bagaja yerleştirdim ve arka koltuktaki yerimi aldım yol boyunca Yağızı ve bu kısacık zamanda yaşadıklarımızı gözden geçirmemeye düşünmemeye çalışarak başımo cama yaslayıp yolu izlemeye koyuldum.
Yağızdan;
Arabadan indiğimde koşar adımlarla kapıyı açtım ve içeri girip salona göz attım kimse yoktu odasında uyumuş olabileceğini düşünerek merdivenlere yöneldim odasının önüne geldiğimde kendime çeki düzen vererek odaya daldım fakat yüzümdeki gülümseme solmuştu o yoktu yatağın üstündeki zarfa çarptı gözlerim korktum yatağa doğru attığım her adım içimdeki korkuyu daha da arttırıyordu "Kaybetmek" onu daha yeni kazanmışken "Kaybetmek"
Titreyen elim mektup"a gitti elime alıp açtım ve okumaya başladım;
Sevgilim biliyorum kızacaksın bana hemde çok ama başka çarem yok biraz uzaklaşmak istiyorum yaşadıklarımdan mutlu günler geçirmek istiyorum seninde gelmeni çok isterdim belki de ömür boyu Berkten uzakta bir ülkede ama yapamayız Berk bizi bulursa ikimizinde sonu olur benim zaten sonum elbet gelecek uyuşturucu denen iletten ama sana birşey olmasına izin veremem seni bukadar çok severken kaybetmeyi göze alamam beni anlamanı umuyorum belkide burayı beğenirsem temelli kalırım kim bilir ama merak etme sevgilim sık sık arayacağım seni kokunu duyamasamda sesinle hayat bulacağım seni sevdiğimi sakın unutma senden asla vazgeçmeyeceğim sen benim en büyük aşkım en büyük zaafım en büyük mutluluğum yanında masum olduğumu hissettiğim adam Elveda...
Göz yaşlarımı silerek kapıya koştum arabama atlayıp havaalanının yolunu tuttum ona yetişmeliydim beni bırakamazdı ben nasıl onsuz kalamıyorsam oda bensiz kalamazdı aşk böyle birşey değil miydi?
Derinden;
Taksiden inip havalanından içeri girdim dış hatlar gidiş yönüne doğru ilerlerken etrafta sarılıp öpüşerek vedalaşan çiftler gözleri yaşlı teyzeler elele tutuşup birlikte gidecek olan insanlar vardı daha girişten bırakıp gideceklerdi veda etmek zordu çünkü herkes kaldıramazdı bavulumu X-ray cihazın koydum ve bende geçtikten sonra bileti onaylatıp bavulu bagaja gönderdim peronlardaki yerimi aldığımda uçağın anonsunu duydum Yağızı arayıp aramama tereddütüne düşsemde aramaktan vazgeçip uçağa doğru yürüdüm herkes uçaktaki yerini almıştı son anonslar yapılıyordu
Yağızdan;
Nereye gittiğine dair en ufak bir fikrim bile yoktu hemen danışmaya gidip belirli bilgiler ve biraz para karşılığında uçağını öğrendim peronlara doğru koşarken uçağın kalkmaması için dua ediyordum peronlara gelmiş uçakların olduğu piste çıkan kapıyı açmıştım ki uçağın kalktığını gördüm o an herşey bitmişti sanki benim için dünya durmuştu sevdiğim kadın beni burada bir başıma bırakıp gitmişti belki geri dönecek belkide dönmeyecekti ama arayacağını söylemişti benden vazgeçmeyeceğini yanağımdaki ıslaklık eşliğinde banklardan birine oturdum başımı ellerimin arasına alarak sessiz iç çekişlerle ilk defa bir kadın için ağladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk
Literatura Kobieca1.Bölüm "Seni İstiyorum" Liseye başlayalı çok olmuştu lise 3 idim ve 2. Dönemin yarısındayız diyebilirim 2 hafta sonrasının sonunda Türkiye den gideceğim 10 günlük bir yurtdışı tatili bana onu unutturacak acılarım bir nebze azalacaktı ben kimmiyim...