🌜Sister🌛

51 11 3
                                    

Aradan 3 ay geçmişti. Artık liseliydim. Yeni okulum için pekde heyecanlı değildim. Dün gece hiç uyumamıştım. Dün tatlin son günüydü. Sabah alarm sesiyle uyandım. Gözümü açar, açmaz solundakikomidin'e dönmüştüm.

Derince nefes aldım ve komindin'in üstündeki telefonumu aldım. Saat sabahın 8 idi. Peaky'den yine mesaj vardı. Klasik beni sevdiğini söyleyen mesajlar atıyordu. Ben ise onun bu haline alışmıştım. Ben bunları düşünürken; çok geçmeden 2. Alarm çaldı. Yavaşça doğrulmuştum.

Ayağa kalkıp üstümü giydim. Çantamı da alt kata koyup, masaya geçmiştim. Annem yine kahvaltı hazırlıyordu.

"Yeni okulun için hazır mısın tatlım? Eğer beğenmezsen değiştiririz." Gülümsüyordu.

Ulan değiştirebiliyorsak neden değiştirmedik!?

Nefes alır ve; "Ah severim anneciğim. Neden sevmeyeyim?" Kahvaltımızı yaptıktan sonra arabaya binmiştim. Ah bu arada bugün yeni bakıcım gelecekti.

Yani ilk bakıcım. Biraz heyecanlıydım. Şoför okulun kapısına gelince kapıyı açıp aşağı inmiştim. "Şükür." Diye iç geçirdim. Toplu, taşıma araçlarından nefret ediyordum. Tek omzunda çantam ile merdivenlerden doğru yukarı çıktım. Adımın olduğu sınıfı bulup sınıfa geçtim. Herkes çok kaba.

Üstelik arkadaşlar burası kız meslek. Bir insan neden sevgilisini getirir? Çok itici duruyorlardı. Boş bir sıraya oturup hocanın gelmesini bekliyordum. 5 dakika geçtikten sonra hoca gelmişti. Bir süre sonra aşağı indik ve sırayla isimlerimiz okundu. 2 saat içinde asıl sınıfıma düşmüştüm.

Neyse ki, en azından sevgilisiyle gelen yoktu. Teker teker hocalar gelip kendilerini tanıtıyorlardı.

İçlerinden ikisi bizim bölüm hocamızdı. Ben ise orta, kapı kenarında, bir sırada, tek başıma oturuyordum.

Elimdeki telefona bakıyordum. Aklıma Jessica'nın dediği gelmişti.

Eh... Madem bir abim var. Onu araştırayım bari. Evet çok saçmaydı. Sadece saç rengini ve göz rengini biliyordum. Google arama motoruna; "Sarı saçlı, yeşil gözlü çocuklar." Yazıp araştırmaya başlamıştım. Bütün dersler boyunca böyleydim. Böylece 1. günümü de böyle tamamlamıştım. Eve gitmek için aşağı indiğimde, karşımdan bir ses geliyordu.

"Ellie!" Bana doğru koşan, kıvırcık saçlı, kahverengi gözlü, bir kız vardı. Ah iyi de benim hiç arkadaşım yok ki? Kim bu?

Kafamı, anlamsızca telefondan kaldırmıştım. Kaldırmamla karşıma bakmam bir oldu. Ah! M-meddie. Bir saniye! Ben onunla aynı okulda mıyım!?

"Ah- Meddie! Abla" kısa sürede yanıma gelmişti. Biraz sohbet ettikten sonra kaynaşmıştık. Bana abla demememi söylemişti. Artık onunla yakın arkadaş gibi bir şeydik. Ona kendi abimden bahsettim. Onu hiç görmediğimi ve bir kaç bilgi dışında başka bilginin olmadığını söyledim. Bu işlerle alakası, olan bir arkadaşı varmış. Ona söyleyeceğini söyledi.

Paris/ Fransa/ Adrien'in evi🐾

Esneyerek uyanmıştım. Uyanmamla Nathalie'nin gelmesi bir oldu.

Gözlüğünü düzeltir. "Ah uyanık olmana sevindim Adrien. Baban aşağıda seni bekliyor." Dedikten sonra kapıyı kapatıp gitmişti. Ben ise üstümü değiştirip aşağı inmiştim. Babam bana bakıyordu.

"Günaydın oğlum. Yeni gün için hazır mısın?" Hafiften gülümsüyordu. Bekle! Benim babam? Hafiften gülümsüyor? Babam genelde tepki vermeyi sevmeyen bir insandı. Bugün herkes okula giderken ben gitmiyordum. Babam böyle uygun görmüştü... Yavaşça yanına oturdum ve babama baktım. "Oğlum... Sana bir şey anlattacaktım ya... O gün, bugün." Bana bakıyordu. Yanındaki bardaktan bir yudum aldı. Biraz dışarıyı izledikten sonra söze başlamıştı.

☁️ C o N t R o L 🦚 (#adrinette & #féllie)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin