(...)
-Bak şu aynaya !'dedi puslu sesiyle fısıldayarak. Dudaklarını genç kızın kulağına dayayıp hafifçe yutkundu.
''İyi bak ! Bu aynada gördüğün kadın benim için doğdu. Benim için getirildi bu dünyaya. Sen benimsin Ahuzar! Ve o geçmişle olan tek...
Kalın panjurların arasından sızan zayıf güneş ışığının tesadüfen gözkapaklarına değmesi ile rahatsız olmuş ve gözlerini ağır ağır açmıştı yeni güne Ahuzâr. Rahat yatağın yarısından çoğuna yayılmış olduğundan ziyadesiyle geniş ve huzurlu uyumuştu. Bir de dudaklarında dün geceden kalan o mutluluk dolu kıvrımlar asılıydı ki huzurlu hissetmesinde en büyük etkendi kendileri. Kollarını havaya kaldırıp bacaklarını da gererek bedeninin her bir kıvrımını esnetmeye çalışmıştı. Bir tüy mü daha hafif yoksa güzellik uykusundan yeni uyanmış Ahuzâr mı diye sorulsa şeksiz şüphesiz kendi adını haykırabilirdi. Birinci sınıf ortopedik yatakta değilde bulutların üzerinde uyumuştu sanki. Derken aklına gelenle yüzündeki tebessüm irileşmiş, elleriyle hafifçe saçını başını düzeltip gözünde çapak var mı diye kontrol etmişti. Tabii ki çapak olabilir beni makyajlı uyuyup makyajlı uyanan yaz dizisi esas kızı falan mı sandınız? İnce parmaklarıyla elmacık kemikleri üzerine biraz allık niyetine çimdikler atmış, ardında geceliğinin zaten dekolteli olan açık yakasını mümkünü varmış gibi biraz daha açarak hülyalı bakışlarla arkasında kalan kocasına cilveyle dönmüştü. Ve gördüğü manzara ile kalakalmıştı. E uyuyordu bu adam? Az önce biraz cilve biraz mahcubiyet dolu olan gülüşü solup dudakları küskün bir tavırla bükülmüş , yattığı yerden paldır küldür kalkıp oturma pozisyonuna geçmişti. Bu kadarı olmazdı canım! Bu yapılacak kadın mıydı o? Kollarını göğsünde toplamış, ayağıyla bacağına tepik atmak suretiyle kocasını dürtmüştü.
-Karan! Karan aşkolsun ama ya!'diye tiz bir cırlama eklemeyi de unutmamıştı elbette. Genç adam karıcığının bu kibar(!) uyandırışı ve bülbül misali sesi ile gözlerini açarak uyku mahmuru suratıyla kaldırmıştı başını. Zifiri hareler henüz ayılamamış zihniyle alık bakışlar atmıştı karısının yüzüne. Bir yandan da sabahın nurunda Ahuzâr'ın cırlamasına sebep olacak ne kabahat işlemiş olacağını sorguluyordu. Genç kız dudaklarını öne doğru balık gibi büzmüş, ela gözlerini kısarak kızgın bir ifade takınmıştı. Eli karamel rengi saçlarını omuzundan geriye tripli bir halde savurmuştu.
-Ben mutlu mutlu uyanıp arkama bir dönüyorum ki kocam Kara ambar kamyoncular derneği onursal başkanı gibi horul horul uyuyor ! Dün geceden sonra senin benden önce uyanıp beni saatlerce romantik romantik izlemen gerekmiyor muydu? Hayır yani izlediğim onca dizi, okuduğum onca kitap yalan mı söylüyor? Yoksa ben mi bir kalas ile evliyim?'
