•Odaya geldiğimde ne reich ne weimar vardı. İkisininde odada olmaması biraz paranoyami tetiklesede kendime gelip sandalyeye oturdum. Öylece oturup beklerken masadaki kağıdı fark ettim... Kağıtta..benim resmim vardı.
Reich beni mi cizmisti?
Bunun düşüncesi bile yüzümü kızartmaya yetti. Resmi elime alıp incelemeye başladım...belkide reich bu yüzden bana o kadar uzun baktı...nedenini bilemem...ancak bu resmin gerçekten harikulade olduğunu söylemekte fayda var.Yüzümde bir tebessümle resimi incelerken içimden bir ses izlenildigimi söyledi..duraksayip etrafa bakindim..kimse yok..
Garip.Biraz daha bakinayim derken farklı bir masada almayı unuttuğum romanımimi fark ettim. Anında ayağı kalkıp romanima doğru gelip romanı elime aldım.
Kitabımı aldığım gibi ensemde hissettiğim o sıcak esintiylen hızla arkama bakiverdim. Hiç bir sey göremeyince garip garip etrafa bakıp iç çektim. Doğruldum.. üstümü düzelttim ve etrafa bir son kez bakıp odadan ayrıldım.Uzun sessiz koridorla usulcana yürürken içimden bir his hem izlenildigimi hemde hayırsız bir şeyin yaşanacağını sanki kulaklarıma yankı ediyordu. Durdum..nefesim kesilmeye başlamıştı artık, neden bu kadar stres ve kaygı dolu olduğumu dahi anlamakta güçlük çekiyordum, ki kulağımda çınlamaya başladı..ardından etraf sadece bulanık renklerden ibaretlesti..derkeeen.. bilincimi kaybettim.
(...)
Gözlerimi tekrardan açtığımda yine o odadaydım. Alman kardeşler, yani Weimar ile reich'in odasında. Bedenimi güçlükle doğrulttum ve karşıya baktım. Weimar bir çekmeceye yaslanmış, zaten okumuş olduğu romanımı tekrar okuyordu..ne yapıyordu bu çocuk? Taktı mi beni gerçekten de kafaya..
"Bayan?" Gelen sesle kafamı hızla yana çevirdim. Bu hoş sesin sahibi alman kardeşlerden reichdi..onun yüzüne bakarken gözlerim tuttuğu elime kaydı. Hafiften kızararaktan elimi çekiverdim gözlerimi kaçırdım..
Ne kadar da garip. Bu kadar çekingen olduğumu hatırlamıyordum.."..iyi misiniz?" Ona baktım.. derin bir nefes alıp zorlan tebessüm etmeye çalıştım. "Evet..sadece.. sanırım kahvaltım yeterli değildi. Kan şekerim düştü."
"Kan neyi?"
"...önemli bir şey değil."
Reich başını salladı "pekâlâ." Usulcana ayaklandı ve gerindi. "Ağabey, babam ve bay Osmanlı bizi aşağıda beklediklerini söylediler. Bayan türkiye ile birlikte aşağıya gelirsiniz." Odadan ayrıldı..Weimar usulcana romanı aşağıya doğru indirdi ve tam gozlerimin içine bir şahinmiscesine baktı. Bir esinti hissettim.. "Ha.."
"Bir sorun mu vardı.?"
Durdum..hayır yoktu?, ama garip hissediyordum. "hayır.."
"Güzel. Gidelim mi eğer iyiyseniz?"
Biraz düşündüm..iyi miydim? "Ah ben..iyiyim." ayağı kalkmak için bir çaba gösterip çabalarımı da boşa çıkarmadıktan sonra bay weimarin ricasıyla koluna girdim ve odadan ayrıldık.(...)
"kendinize iyi bakın."
"Asıl siz iyi bakın.. malûm hasta adam olmak zor olsa gerek."
Babama baktım.. kasları hsfiften çatılmisti, elleri yumruk haline gelmiş.. gözlerinden rahatsız olduğu okunur olmuştu. "..hı. Hasta eden siz olunca pek tabii zor oluyor bayım." Babam hızlan benim elimi tuttu ve oradan ayrıldık..
~Alman imparatorluğunun bakış açısı~
Türklerde garip bir çekim var. Sanki onlarla ugrasmak büyük bir tiyatro eğlencesi gibi. Gerçek değil ama gerçek olabilecek kadar canlı.
Gülümsedim.."Oh..diese Türken."
..............
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•.Yadigar Anılar.•
Ficción histórica"Ben kendimi sana adayamazdim, özür dilerim. Kendimi kaybedeceğimi biliyorum fakat ben kendimi kaybetsem bile beni kucaklayacagini da biliyorum. O yüzden korkmuyorum. Yanımda olduğun için teşekkürler." ~Sevdiğin adam.~ Bir Aşk hikayesi düşünün, iki...