Yağmur çiseliyor İstanbul sokaklarına. Şehrin öbür ucunda ki iskeleye bağlanmış yelkenliler, sandallar bir sağa bir sola sallanıyor usulca...
İstanbul Boğazını gören bir banka oturmuş, başka bir İstanbul daha...
Çiselen yağmura aldırmadan gözlerini kapatmış müzik dinliyor.
" ellerin... ellerin...
ellerin cennetimdi benim...
gözbebeklerinde kendimi görmek istedim...
istedim bir sabah...
güneş doğarken güneşe gülümsemek,
güneş batarken başımı omzuna
dayayıp, kapamak gözlerimi dünyaya..."Sonra durdu, gözlerini açtı ve sırılsıklam olmuş bir vaziyette oturduğu banktan kalktı. Evine doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı...
Bu seferde yağan yağmurdan başka bir Yağmur...
Artık sıklaşan yağmur damlaları arasında yavaş adımlarla yürüyor. Sanki ne kadar çok ıslanırsa, bu dünyadan o kadar soyutlanırmış gibi. Dinlediği müziğin en sevdiği bölüm gelince mırıldanmaya başladı.
"ellerin... ellerin...
ellerin cennetimdi benim...
gözbebeklerinde kendimi görmek istedim...
istedim bir sabah...
güneş doğarken güneşe gülümsemek,
güneş batarken başımı omzuna
dayayıp, kapamak gözlerimi dünyaya..."İstemsizce durdu ve gözlerini kapattı. Daha da hızlanan yağmurda bekledi birazcık daha. Seviyordu yağmuru. Zaten o'da nihayetinde Yağmur değil miydi?
~~~
Merhaba. Yeni bir hikâye...
Bu kitap fazla masum olucak herhalde. Her ân ağlayabilirmiş gibi.
Bence bu hikaye benim şu âna dek yazdığım yada kurguladığım en güzel hikaye.
Eğer beğenirseniz yeni bölümü yayınlayacağım.
Baştan söyleyeyim. Benim diğer hikayelerimi okuyan kişilerde bilir zaten. Ben uzun bölüm yazamam. Ama cidden yazmaya çalışacağım.
Teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul'a Yağmur Yağsa -ASKIDA-
Teen FictionKurak bir İstanbul'a bardaktan boşalırcasına birgün Yağmur yağsa ve İstanbul bu Yağmura âşık olsa? Yağmur İstanbul'u kaybetme korkusuyla sımsıkı sarılsa ve bir daha bırakmasa? Bu Yağmur ve İstanbul'un hikayesi... 07.06...