"Demek bir erkek kardeşin var." dedi Miles inanamayarak, daha çok bunu Ganke neden söylemedi diye düşünüyordu."Niye, abla gibi görünmüyor muyum?" derken güldü Olivia. Öğle arasındalardı. Yemekler güzel olmadığı için kaçarak bir büfeye gelmişlerdi.
"Evet yani hayır? İnsanlar abla veya abi görünebilir mi?"
Kahkaha atmamak için dudağını ısırdı Olivia. "Kesinlikle tek çocuk gibi konuştun, tek çocuksun değil mi?"
Miles hâlâ anlamayarak onaylarcasına başını salladı ve ıslak hamburgerinden bir ısırık aldı. Demek insanlar abla ve abi olarak görünebiliyorlardı...
"Çizmeye nasıl başladın?" dedi konuyu değiştirerek. Olivia lokmasını yeni yutmak üzereydi, bir süre sessiz kaldı. "İlkokulda en yakın arkadaşımın annesi ressamdı ve öğretmenlik de yapıyordu. Onlara her gittiğimde illa bize bir şeyler çizdirirdi, oradan kaldı. Ya sen?"
"Ben..." diye başlayıp ayaklarını salladı Miles. "Bilmiyorum, ezelden beri yapıyorum sanırım."
"Çok iyi." diye mırıldanıp daha yutamadan diğer ısırığını aldı Olivia. Miles ona mı yoksa ıslak hamburgere mi söylediğini anlayamadı.
Şimdi içten içe kendini tutmaya çalıştığı ama bir türlü beceremediği noktaya gelmişti. İster istemez Gwen ve Olivia'yı karşılaştırıyordu. Benzer yanları olduğu gibi asla benzemedikleri taraflarda vardı.
"Bir ara eskiz defterini görebilir miyim?"
Ani soru ile "Ha?" diyerek döndü Miles. Ne sorduğunu anlayınca, "Tabii tabii elbette." diye geçiştirerek sormamak için direndiği soruya geçti. "Hiç... Başka şeyler yapıyor musun?"
"Ne gibi?" diye sordu Olivia. Bir yandan eline bulaşan sosları temizlemeye çalışıyordu. "Bilmem..." diyerek sanki nereye çekeceğine karar vermemiş gibi davrandı Miles. "Belki müzik? Hiç çaldığın enstrüman var mı?"
Olivia büyük kahkaha attı. "Ah, kesinlikle hayır! Bir ara denedim ve... tek kelimeyle felaketti. Öğretmen aileme sürekli ses çıkarabileceğim her şeyin elimden alınması gerektiğini söylüyordu."
Miles da gülüşüne eşlik etti. İçine garip bir rahatlık hissi yayılmıştı. İçten içe dilediği, sanırım buydu.
"Sanırım sen bu konularda bilgilisin." dediğinde kollarını kaldırıp salladı. "Bu eller sadece çizmek için tasarlanmış."
Yemekleri bittiğinde çantalarını alıp koşmaya başladılar. Yakalanırlarsa ki, büyük ihtimal yakalanacaklardı, azarlanacaklardı. Bir de üstüne geç kalırlarsa... ikisi de bunu hayal etmek bile istemiyordu.
Birkaç saniye kala okula vardıklarında nefes nefese birbirlerine bakarak gülümsediler. Girişten geçtikleri sırada zil çaldığında, arkalarından bir öğretmen bağırdı.
"Müdür ikinizi odasına bekliyor!"
333 kelime!
Melek sayısı anlamı mükemmel denge demekmiş hani inşallahBölümü nasıl buldunuuzz
Bence ikisi arasındaki ilişki çok şirin oldu fazla toxiclik ve olay sokmayı düşünmüyorum bazen insan bünyesi minnoşlukta arıyor yanş
Ama drama olmazsa olmaz ehe^^
Nasılsınızzz
Sizi severem🤍
Daldandalabirmaymun😃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blinding lights • spider miles morales
FanfictionLise son sınıfa geçen Miles, çoklu evren karmaşasının sona ermesiyle Brooklyn'in tek ve biricik Örümcek Adam'ı olarak yalnız kalmıştır. Üniversiteye gitmeden önce arkadaşlarını ve sevdiği kızı bir daha göremeyecek olmanın verdiği içe-kapanıklıktan k...