13 | i ain't gotta tell him, i think he knows

1K 102 148
                                    

final

ona söylememe bile gerek yok, sanırım biliyor

ona söylememe bile gerek yok, sanırım biliyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yetişkin içerik! (olan kısım işaretli)

yaz mevsimini sevmediğimi daha önce söylemiştim, değil mi?

olabildiğince az kıyafet giysem de her sabah göz kapaklarımı ardına kadar açtığımda yine de beş dakika önce havuzdan çıkmış gibi uyanıyordum ve bu tek bir gün bile sekmiyordu. gayri resmi erkek arkadaşım hemen yanımda yatarken ve bana biraz bile değmiyorken bile.

komodindeki saat sabah dokuzu gösterirken akşamdan çektiğim koyu renk stor perdeler sayesinde oda pek de aydınlanmamıştı. iyi de olmuştu, yoongi hyungu uyurken izlemek fırsatını bir haftalığına her gün değerlendirmek adına iyi bir fırsattı.

yüzünde bir an bile olsun mimik değişimi yakalayamamıştım. göz kapakları hareket etmiyordu, küçük dudakları öne doğru biraz şişmişlerdi ve pespembe bir güzellikle öylece duruyorlardı. burnuna ve üstündeki çillere dokunma ihtiyacı hissederken elim kalkmıştı ancak hemencecik indirmiştim.

vücudunda hareket eden tek yeri hafifçe nefes alırken kalkan ve sonra inen göğsüydü.

izlemesi güzel olmasına da uyandırmam da gerekiyordu, sabah ondan önce uyanırsam onu uyandırmamı söylemişti. ablasını arayacağını söylemişti ve ne hikmetse alarm da kurmamıştı. sanırım 'uyanmasam da olur ama uyansam iyi olur' kafasındaydı ama yeterince uyumuştu, değil mi?

birkaç dakikadır göz koyduğum göğsüne doğru ilerleyip yumuşakça sol tarafına başımı yerleştirip iç çektim. ne yavaş ritimli atıyordu kalbi öyle. üstelik sıcacıktı ve bu tüm gece bacaklarımı birbirine yapıştırdığım için bacak aramda oluşan sıcaklıktan çok daha... güzeldi.

sıcaklığından hoşlanmıştım. hem uyanmasın diye yavaş davranıyordum hem de uyansın diye ataklar yapıyordum.

başımı göğsüne sürterken kafamın yükselişiyle derin bir nefesi içine çektiğini fark edip alttan onun yüzüne bakmaya çalışmıştım. kısık gözlerle beni izliyordu.

hiç garipsemeden kolları vücudumdaki yerlerini bulmuş, kurumuş ve birbirine yapışmış dudakları uyuşuklukla ayrılmıştı. "günaydın güzel şey."

yeni uyandığı için normalden biraz daha kalın olan sesine gülümsedim ve çenesiyle boynu arasını öptüm. "günaydın balım."

ona balım deyişime dudaklarını germişti ve böylece onun bugünkü ilk gülüşünü ilk ben görmüş olmuştum.

bu tarif edilemez bir gurur vermişti bir anda.

yataktan hiç de kalkasım gelmediği için daha da kurulmuş ve bacakları arasına girip üstünde tamamen yüzüstü uzanırken çenemi göğsüne yaslamıştım. kaşlarını havalandırmış elini kıvrılmış belimde gezdirip okşamaya başlamıştı. "bugün planın var mı?"

i think he knows.⋆ | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin