Büyük gün gelmişti. Tüm gece uyumamıştım. Gizem ilk günden geç kalmıştı. O on birinci sınıftaydı ben ise on. Sınıfa girdiğimde çok gerildim. Sınıfta en arkanın önünde bir yer boştu. Orada oturan çocuk yanına geleceğimi bilerek bana bakıyordu. Gözleri simsiyahtı. Dalgalı saçları onları biraz da olsa kapatıyordu. Bakışlarını hissetmek beni daha da germişti. Yanına doğru yürüdüm, bana oturmam için yer açtı. Ders almancaydı. Almanca hocası aynı zamanda sınıf öğretmenimizdi.
Beni sınıfa tanıttı: Bu arkadaşınızın adı Elçin. Eminim onunla çok iyi anlaşacaksınız. Arda yanyana oturduğunuza göre okulu tanıtma görevi senin.
Arda bu durumdan hoşnut olmamıştı. Sanki benim orada oluşum bile onun sinirlerini bozmaya yetiyordu. Ders boyu gergindim. Hemen gün bitse de eve gitsem diiyordumm. Sınıftaki bazı kızların bana bakıp birbirleriyle gülüşmelerini gördüm. Zavallılar diye geçirdim içimden. İnsanlar ne kadar da meraklı birilerini yargılamaya.
Teneffüs olmuştu sonunda. Gülen kızlar bana doğru yürüdü.
'' Selam Berfin AYY Belçimmm benn Ece okulu sana gezdirelim dedik gel bizle. Bunlar da Aycan ve Cansel.''
''İsmim Elçin. Okulu gezdim önceden. Sağ ol'' dedim.
ECE: AYYYYY OKAYYYYYYYY HAVALI KIZ AHAAHSA dedi.
Duymazdan geldim. Cansel içlerindeki en olgun gibi gelmişti. Daha tek başınaydı. Bazen onlarla takılıyor bazense tek oluyordu. İçlerinden tek onu sevdim.
Gizem çoktan kaynaşmştı insanlarla. Hep üst dönemlerle takılırdı. Burada da eminim kendine birini bulacaktır. O sırada yanıma Arda geldi.
''Selam tanışamadık. Arda ben. Okulu gezdireyim diyecektim ama çoktan gezmişsin galiba ha''
Elçin: aAhahaah ben de Elçin. Yok gezmedim okulu.
''Eceye gezdim demedin mi, yanlış mı duydum ben?''
''Hayır doğru duydun. Başımdan gitsin diye öyle dedim.''
Arda: Anladım ahahha. Akıllıymışsın.
Beraber okulu gezdik. Çok bir olayı yoktu tabii. Dersler falan derken ilk gün sonunda bitmişti. Zille birlikte toparlandım ve Gizem'i beklemeye başladım. Gizem sınıftan çıkıp yanıma geldi. ''Elçin bekleme beni arkadaşlarla olucam. Sahile gidicez'' dedi. Arkasında dört kişi vardı. Üç erkek, bir kız. Erkeklerden uzun olan çocukla gözgöze geldim. Bakışlarını çekmedi. Öyle yapınca ben de bakmaya devam ettim.
Gizem: Kızıııım kime konuşuyorum ben huuuuu??? Yaylan hadiiii.
Gözlerimi kırpıştırdım. Gizem durumu fark etmiş olacak ki emen beni eziklemeye çalıştı. Hep bunu yapıyordu. İnsanları bana ilgi göstermesi hep onun sinirini bozardı. Hep enn gözde o olmalıydı.
''Tamam görüşürüz.'' dedim.Eve doğru giderken uzun çocuğun bakışlarını düşünüyordum.Bana mı öyle gelmişti? Hayır. Evet? Bilmiyorum hemen eve gidip uyumak istiyordum. Tüm gece uyumamıştım nasılsa.
Eve gidip yattım. Aşağıdan gelen bağrış sesleriyle sıçradım.
Gizem: SANANE ANNEE SANANEEE İSTERSEM GECE 3TE GELİRİM!
Klasik Gizem daha ilk günden eve gece11de gelmişti. Annemle bağrışıyorlardı. Babam uyuyordu neyse ki uyanmadı kavga sonunda. Uyansaydı Gizem için sorun olurdu. Gizem sinirden ağlıyordu. Annem Gizeme artık sözünü geçiremiyordu.
''Allahım ben napıcam bu kızla'' diye yakınıyordu.
Kapılar çarpılarak kapatıldı. Saat gece 00.29 olmuştu. Herkes odasına çekilmiş, uyuyordu. Saat 6dan beri uyuduğum için hiç uykum yoktu. Banyoya gittim saçlarımı taradım. Kestane rengi saçlarım daha da güzel geliyordu gözüme. Çillerim belli belirsizdi. Gözlerim gitgide daha yeşil geliyordu. Banyonun ışığını sevmiştim. Biraz fotoğraf çekilmeye karar verdim. O sırada yukardan gelen bildirim dikatimi çekti. Birisi instadan bana takip isteği atmıştı. Bu oydu.
YOU ARE READING
tarcinkiz
Teen FictionYazar Selin SELİNCE'den yepyeni bir kitap... TARÇIN KIZ (BİR SONBAHAR HİKAYESİ)