Jungkook'u bu bölümde böyle hayal edelim-ki genelde böyle giyiniyor ficte-
27 yaşında
Taehyung'umuzu biricik ukemizide böyle hayal edelim lütfen.
22 yaşında
...
Arabamı bahçeye park edip kütüphaneye doğru yürüyordum. Maskemi iyice burnumu kapatacak şekilde yukarıya çektim.
Evet,bazen rahatsız oluyordum ama güvenliğim için bu gerekiyordu. Zaten bir zaman sonra alışıyordunuz.
En son bir hafta önce geldiğim kütüphanenin polisiye bölümüne gelmiştim. Kitap okumak spordan sonra hoşuma gidiyordu.
Çok vaktim kalmasada gece uykumdan alıp kitap okumaya veriyordum. Uyuyamadığım ve uyumayı sevmediğim için çok sorun olmuyordu gözümün altındaki morarmalar dışında.
Uyayamamamın sebebi huzurlu hissetmememdi. Buna da mesleğimin epey bir katkısı oluyordu.
Belimdeki silağı kontrol edip kitapları incelemeye başladım. Aynı zamanda da etrafımı göz ediyordum.
Çoğu polisiye kitabını okumuştum bu yüzden okumadığım bir kitap arıyordum ki arkamdan fotoğraf makinesi sesi geldi.
Hemen arkama dönüp sesin sahibine baktığımda gözlerinin biraz altında fotoğraf makinesi tutan bir tane çocukla karşılaştım.
Beni çekmişti.
Hızla omuzlarından sertçe ittirip kütüphanenin duvarına yapışmasını sağladım. O sırada da elindeki fotoğraf makinesi yerle buluşmuştu.
Acıyla inlediginde üzerine doğru yürüyüp ellerimi kollarının hemen yanından duvara yasladım.
Ona birşey yapacağımı sanıp ellerini omuzlarına koyup beni ittirmeye çalışıyordu. Gerçi birşey yapmayacağım da belli değildi.
Benden kısa olduğu için boynumu eğmek zorunda kalıyordum.
"Kimsin sen ?"
"B-ben mi ?"
"Yok ben,sabır. "Kütüphanede olduğumuzun bilincinde kulağına doğru eğilip tehtidkar bir şekilde "Neden fotoğrafımı çektin ? Kimsin lan !?"
Kollarımın arasında korkuyla titrememişti hala cevao vermiyordu.
"Be-ben sadece f-fotoğrafınızı çekmek istemiştim b-bilmiyordum"
Gözlerini kaçırıp yere indirdiğinde elimle çenesini sertçe kavrayıp tekrar bana bakmasını sağladım.
"A-acıyor lütfen bırak beni"
Gözleri yavaş yavaş dolmaya başladığında ben hala masum olup olmadığını anlamaya çalışıyordum.
Kollarımın arasında hıçkırdığında gerçekten birazdan ağlayacağını anladım.
Geriye çekilip çantasını elime aldım içerisinde bir tane kulaklık,telefon,defter,kalem ve astım ilacı vardı. Bunlar normal şeylerdi şüpheci hiç bir davranışını görmemiştim zaten çocuğun.
Ta ki çantasının içindeki küçük bölmeye bakana kadar bir tane bıçak vardı. Bıçağı elime aldığımda gayet de bir insanı ağır bir şekilde yaralayacak keskinlikte bir bıcaktı.
Havaya kaldırıp bilmiş bir edayla hahlayıp bıçağı salladım.
"Bu ne ?"
Gözlerini ikinci defa kaçırmıştı -ki söylemeliyim bu hiç hoşuma gitmiyordu- sertçe boğazından kavrayıp bana bakmasını sağladım tekrardan.
Gözünden bir yaş yanağından süzülerek elimin üzerine düşmüştü. Ağladığını görmezden gelip kulağına doğru yaklaşıp fısıldadım
"Bu ne dedim,beni mi bıçaklayacaktın ?!" Boğazındaki elimi biraz daha sıkılaştırdım -astım olduğunun bilincindeyim tabii ki-
Ellerini ellimin üzerine koyup çekmeye çalıştı.
"Ya-yapma lütfen...lütfen"
"Hala cevabımı alamadım ama ben hım ?"
Yutkunup dolu dolu gözleriyle bana bakmaya başladı. Gözlerindeki endişe ve korkuyu görebiliyordum.
"Sadece..güvenliğim için. B-ben birşey yapmadım sadece tekrar,te-tekrar kimsenin bana d-dokunmaması için. Ben tekrar pis hissetmek istemiyorum. T-tekrar o ellerin bana dokunmasını istemediğim i-iç-için"
Böyle birşey beklemedigim için boynundaki elim yanıma düşmüştü. Gözlerim irice açılmış bir şekilde ona bakıyordum. O ise sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştı.
Bıçağı tekrar aldığım yere koyup çantasını ona uzanmıştım. Duvara sürtünerek yere oturduğunda hala aglıyordu.
"Ben özür dilerim,bilmiyordum"
Elleriyle göz yaşlarını silmeye çalışıyordu aynı zamanda da nefesini düzene sokmaya.
Bir kaç dakika sonra sakinlestiginde bana baktığında bende ona bakıyordum.
"Fotoğraflarımı sil"
"Fotoğraf makinem sende"
Gözlerini ellerime indirip fotoğraf makinesinin olmadığını gördüğünde gözleri ağzıyla orantılı bir şekilde açıldı.
"F-fotoğraf makinem nerede ?"
Yana çekildiğim de gözleri tekrar dolmuştu. Hadi ama neden bu kadar ağlaktı ? Böyle insanlardan nefret ediyorum.
"Bana numaranı ver"
"Ne"
"Sana parasını öyle yollayacağım, hadi"
Telefon numarasını zor da olsa almıştım. Hiçbir şey almadan onu arkamda bırakarak çıkışa doğru ilerledim.
Beni çekmek istemesi garipti. Hayatimda hiçbir kişi beni çekmek istememişti,şimdi neden böyle oluyordu ?
Bu çocukda birşeyler olduğunu hissediyordum.
...
Çok mu klişe oldu ? Sevdiniz mi. Benim hoşuma gitti ama önemli olan sizin düşünceniz.
Jknin ajan olduğunu unutmayalım lütfen yani davranışlarını ona göre puanlayalim.
NE KADAR COK OY VE YORUM GELİRSE OKADAR HİZLİ YENİ BOLUM GELİR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Ceykey
FanfictionKore'nin ajanı olan Jeon Jeongguk'un bir sürü düşmanı vardı. Gizli evinden asla çıkmıyor sadece arada kütüphaneye gidiyordu.Yine kütüphaneye gittiği günlerden biriydi,polisiye bir kitap arıyordu fakat arkasından fotoğraf sesi gelince hızla sesin kay...