(jungkook)
Taehyung'u zar zor evime gelmesi için ikna etmiştim ilkten kabul etmemişti ama onu böyle tek başına bırakamazdım.
Bir kaç günde tükenmişti resmen.
Kavga ettiğimiz gün kendime geldikten sonra kendine bir şey yapmasından çok korkmuştum neyseki öyle birşey olmamıştı.
Minho'yu aradığımda onun iyi olduğunu sadece yattığını söylemişti bana.
Eğer o gün kendine birşey yapsaydı asla affetmezdim kendimi.
Zaten bana korkulu gözlerle bakması kalbimi parçalarken benim yüzümden kendine bir şey yapsaydı biterdim.
Şimdi ise arabadan inmiş kapıya doğru yürüyorduk. Üç adım arkamda yürüyordu...
Kapıya geldikten sonra cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. İlk ben içeri girerken üzerimdeki deri ceketi çıkardım.
Dışarı soğuktu ama eve girdiğiniz ilk andan itibaren terliyordunuz.
İçeriye doğru adımlamıştım ki Taehyung'un arkamdan gelmediğini fark ettim. Ona döndüğümde hala dışarıda öylece durduğunu gördüm.
Ayakkabısını bile çıkarmamıştı, avuşlarına tırnaklarını batırmış öylece duruyordu.
"Taehyung...gelsene"
Sertçe yutkunmuş ve evet anlamında kafasını yavaşca sallamıştı.
Ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeri girmiş ve yine öylece durmaya başlamıştı.
Elaları öyle bir bakıyordu ki bakışlarıyla ölüyordum.
Yavaşça ona doğru adımlayıp sol bileğine ellerimi sardım ve benimle birlikte içeriyi adımlamasını sağladım.
Salona geldiğimizde ona döndüm.
"Sen otur ben birşeyler getireceğim"
Adım atacağım sırada eli kolumu sarmış sonrasında ne yaptığının farkına vararak hemen elini koldumdan ayırıp bir kaç adım gerilemişti.
Bi'tanesi ufak bir temastan bile ölesiye korkuyordu ondan... Kalbi o kadar ağrıyordu ki nefes bile alamadığını hissediyordu, ölmek istiyordu.
"Jeongguk...gerek yok gideceğim şimdi"
Jeongguk...
Arabada giderken açlıkla guruldayan karnı gerek olduğunu fazlasıyla kanıtlıyordu. Onu korkutmamak için gülümsedim.
"Tamam ben yinede getireyim sen beni bekle olur mu ?"
Her kelimemi ayrı bir özenle seçmiştim. Konuşmak yerini yine kafasını sallamıştı. Bende hızlıca mutfağa adımladım ve atıştırmalık birşeyler çıkarıp tabağa koydum.
Elimdeki tabakla içeriye adımladığımda yine öylece beklediğini gördüm. Koltuğa bakarak dalmıştı. Yine o günü hatırlamıştı...
Yavaş bir şekilde tabağı masaya koyduğumda irkilmiş ve bana bakmıştı.
Koltuğa oturduğumda bir kaç saniye bana bakmış ve oturmuştu.
Peki şimdi ne olacaktı ?
Boğazım düğümlenmişti sanki sadece ona bakıyordum o ise yere.
Bir kaç dakika da böyle geçti ölüm sessizliği gibi. Taehyung'un terlediğini gördüğümde kaşlarımı çattım.
Tabii ben kısa kolluyla dururken o pamuklu uzun kollusuyla duruyordu. Hello kittyli bir kazağı ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Ceykey
FanfictionKore'nin ajanı olan Jeon Jeongguk'un bir sürü düşmanı vardı. Gizli evinden asla çıkmıyor sadece arada kütüphaneye gidiyordu.Yine kütüphaneye gittiği günlerden biriydi,polisiye bir kitap arıyordu fakat arkasından fotoğraf sesi gelince hızla sesin kay...