Seven Night /

1.8

Eve vardığımızda üstümüzü değiştirip, akşam yemeği yemiş ve televizyon izlemeye başlamıştık.

"Ben çok sıkıldım" dedim elimdeki cips kasesini masaya bırakırken.

"Ne yapmak istersin?"

"Dışarı çıkalım" dediğimde başını salladı ikimizde günlük giyindiğimiz için üstümüzü değiştirmemiştik.

Evden çıkıp arabaya bindiğimizde Lunaparka gitmeyi önermiştim.

Eskiden sık sık giderdim son bir kaç yıldır iyice uzaklaşmıştım, şirkete gidip gelmek ve sürekli birileriyle yatmak dışında yaptığım farklı bir şey yoktu zaten.

Ailemi onsekiz yaşında kaybettikten sonra hem okumuş hemde çalışmaya başlamıştım.

Benim için zordu çünki o yaşıma kadar aile parası yiyerek yaşamıştım, yirmi yaşıma geldiğimde canımın sıkıldığı bir gün rastgele sitelerde gezinirken Hoaeok'un hesabı karşıma çıkmıştı.

Onunla o gün tanışmıştık, yaklaşık iki ay internet üzerinden konuşmuştuk sonra aynı şehirde olduğumuzu öğrenince görüşmeyi teklif etmişti.

Onunla bir birimizi pek tanımıyorduk, konuşmalarımızın bir çoğu birileriyle ilişkiye girmekle ilgiliydi, bu konuda hiç bir şey bilmiyordum o zamanlar.

Benimle buluştuğu gün beni evine davet etmişti, o gün açıkcası biraz korkmuştum ama kabul etmiştim. İlk başta sadece yemek yesekte sonra içtiğim içkinin verdiği sarhoşlukla ilkimi onunla yaşamıştım.

O sabah ona ne kadar belli etmesemde kendimi kötü hissetmiştim, ama sonra pek umurumda olmamıştı, onun dışında da bir sürü erkekle olmuştum, benim için rutin bir hale gelmişti.

Özellikle yakın arkadaşlarımla sıklıkla grup olarak takılıyorduk, yani en azından eskiden öyleydi, Hoaeok'la düzgün bir ilişkiye başladıktan sonra onlarla konuşmayı kesmiştim.

Sebebi tabi ki vardı, onlar fazla rahattı ve sürekli geçmişte yaşadığımız şeyleri konuşmaktan rahatsızlık duymuyorlardı. Yaptığım şeylerden pişman değildim ama yine de düzgün giden ilişkim varken o şekilde arkadaşlarımın olması bana hiç doğru gelmiyordu.

Zaten çoğunun benimle derdi yatmaktı, artık öyle bir şey olmayacağına göre görüşmemiz içinde bir sebep yoktu.

Araba durduğunda düşüncelerimden ayrıldım ve indim, Hoseok yanıma gelip elimi tutduğunda içeri girmiştik.

Etraftaki ışıklı aletlere bakarken gülümsüyordum, "neye binmek istersin?"  elimle hız trenini işaret ettim.

.

Nerdeyse iki saat boyunca Lunaparkta gezmiş ardından eve dönmek için arabaya binmiştik.

Elimdeki pamuk şekerden bir parça alıp Hoaeok'a uzattım.

Pamuk şekeri parmaklarımla birlikte ağzına soktuğunda gülerek omzuna vurdum, elim hafif nemli olduğu için pamuk şeker eriyip elimi batırmıştı.

"Hoseok ıslak mendilin var mı?"

"Torpido da olacaktı baksana"

"Elim yapış yapış sen bakarmısın" arabayı kenara çekip torpido gözünü açtı ve içinden ıslak mendili çıkarıp ağzını açtı.

İçinden bir tane mendil çıkarıp bana uzattığında ellerimi temizledim "yüzünü de sil" dediğinde ona doğru yaklaştım "sen silmek istersin belki?" imalı konuşmama karşı elimdeki mendili alıp dudağımı silmişti "uslu dur ufaklık, yolun ortasındayız" dediğinde gülümsedim.

Kesinlikle bu umurumda değildi, elini tutup mendili kenara çektim ve dudaklarımızı birleştirdim.