7 - Balayı

34 3 2
                                    

Daha böyle olalı 5-6 saniye sürmüştür ama gözlerimden yaş gelmeye başladı.

Tam o sırada Atilla, Murat'ın ensesinden tutup bir yumruk attı suratına. Yere serilmişti şeref yoksunu adam. Pardon insan. Tekrar pardon yaratık demem gerekir. Didem yanıma gelip bana sarıldı.

Atilla şeref yoksunu yaratığın üzerine çıkıp ona art arda yumruklar gönderdi ve ilk defa duyduğum çok yaratıcı küfürler savuruyordu. Ben ise hâlâ titriyordum.

Atilla'yı zorla üzerinden kaldırdıklarında yaratığın yüzü kanlar içinde kalmıştı. Atilla yanıma gelince ben de dayanamayıp yaratığın yanına gittim ve ona birkaç tekme savurdum. Çok az rahatlamıştı. Arkamdan bir kolunu omzuma sararak yanıma gelen Atilla'ya baktım. Bana endişeyle bakarak "Hadi gidelim burdan." dedi. Ben de kafamı olumlu anlamda sallamakla yetindim. İlerlerken arkasında kalan Kenan'a "Bu adamı sana bırakıyorum." dedi.

Benim aklımda hâlâ beni zorla çekip dudağıma yapışması vardı. O anı her hatırladığımda elim dudağıma gidiyor ve elimin tersiyle dudağımı silmeye çalışıyordum. Gerçekten mide bulandırıcı. Yol boyunca kolunu belime koyan Atilla elini hiç çekmemişti. Açıkçası bu bana güven veriyordu. Didem ve Kenan ise sürekli beni konuşturmaya çalışıyorlardı, kafamı dağıtacak şeyler söylüyorlardı ama nafile...

Atilla'yla odamıza geçtiğimizde duş almak istediğimi söyleyip duşa girdim ve gözlerimden istemsizce yaşlar aktı. İğrençti! İstemediğim ve hatta iğrendiğim birini öpmek zorunda kaldım ve üstüne o şerefsiz beni tekrar zorlayarak öptü. Elimdeki köpüklü banyo lifini alıp dudağımı yıkamaya başladım.

Göz yaşlarımı durdurup üzerimi değiştirdim. Ve artık hemen uyumak istiyordum.

İçeri geçtiğimde Atilla nasıl olduğumu ölçmeye çalışırmış gibi bana bakıyordu.

"Nasılsın?"

"Bilmiyorum" deyip başımı öne eğdim. Cidden nasıl olduğumu bilmiyordum. Sadece bok gibi hissediyordum ve bunu bu şekilde söyleyemedim. Didem sorsa bile söyleyemezdim. Nedendir bilmiyorum ama ben hislerimi hiçbir zaman düzgün bir şekilde paylaşamazdım insanlarla.

"Bir daha böyle bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim! İçin rahat olsun." dedi hem hırslı hem de yumuşak çıkan sesiyle.

"Teşekkürler. Sanırım ben yatsam iyi olacak ama..." yatağı gösterdim. Neyden bahsettigimi anlamıştı. Yatakta onunla birlikte uyumak istemiyordum.

"Alt tarafı uyuyacağız ama sen rahatsız oluyorsan ben koltukta uyurum." dedikten sonra benden cevap beklemeden yatağa gidip yastığını aldı.

"Sağ ol Atilla." Yüzüne minnettar dolu bakışlarla bakıyordum.

"Ne demek"

Atilla bir şeyler atıştırıp duş aldıktan sonra uyuyacağını söyledi. Ben de yatağa geçtim ve hızlıca uyudum.

Dar ve uzun karanlık sokağı, sokak lambasından çıkan cılız ışık aydınlatıyordu. Havada kömür sobasının çıkardığı duman kokusu vardı. Bana halamın ölümünü hatırlatan kokuydu bu koku. Bu kokudan nefret ediyordum.

Sokakta tek başıma ilerlerken arkamdan gelen ayak sesleriyle, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Sonra burnuma kömür sobasının çıkardığı duman kokusunun yanında alkol kokusu da geldi.

Tanıdıktı.

Arkamı döndüğümde karanlık yüzünden yürüyen kişiyi seçemedim. Önüme döndüğümde o kişi birden karşımdaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MEKTUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin