taehyung arkadaşı olmayan ve zor zamanlardan geçen bir üniversite öğrencisiydi. bir gün 6 kişinin olduğu bir arkadaş grubu gördü. onlar gibi olmayı diledi ama dileği farklı bir şekilde gerçekleşti. onlar gibi değil onlarla oldu.
7 tane arkadaşın aşk...
benim evime taşınmışlardı. hayatım boyunca en fazla iki kişiyle yaşadığım eve taşınmışlardı ve artık 7 kişi yaşıyorduk. ilk defa ev arkadaşlığı deneyimim olacaktı aynı zamanda ilk arkadaşlık deneyimimdi zaten.
"ne yani artık her işimizi hizmetçiler mi yapacak?" dedi jimin büyük bir heyecanla.
"sanırım öyle olacak chimmy." hoseok bunu söylerken aynı zamanda etrafa büyük bir şaşkınlıkla bakıyordu.
"bu şuana kadar gördüğüm en büyük ev."
"ve en güzel ev." diye ekledi yoongi namjoonun söylediğine.
"abartmayı bırakıp yerleşmeye başlasanıza. ben hep böyle evlerdeydim sizinle yaşayana kadar salaklar."
jungkook beni tüm dikkatiyle izliyordu. galiba neler düşündüğümü anlamaya çalışıyordu. haklıydı çünkü hayatlarına bir anda girmiştim ve birden ev arkadaşları olmuştum. biraz soğuk biri olabilirim ama bunun sebebi daha önce hiç hislerimi ve düşüncelerimi söyleme ihtiyacım olmaması ya da öyle bir fırsat verilmemesiydi. ama bu grupla sanki değişebilecekmiş gibi hissediyordum. daha çok zaman geçmeden onlara alışmıştım özellikle de jungkooka. ona özel şeyler hissediyordum. tanıdığım hiç kimseye benzemiyordu. çok sevimli, neşeli, düşünceli ve yakışıklıydı. mükemmel desem yalan olmazdı. ve babama çok benziyordu belki de ondan bu kadar çabuk hoşlanmamın sebebi babam gibi olmasıydı. ama zaten insanlar hep ailelerine benzer insanların yanında rahat eder ve onları ailesi yapardı.
"bir fikrim var." herkes jungkookun bu söylediğinden sonra ne diyeceğini bekliyordu. ama jungkook sadece gülümsüyordu. sessizliği bozan namjoon oldu.
"o aklında nasıl çocukça bir şey geçiyor bilmiyorum ama umarım yemek yapmamı istemezsin." herkes bir ağızdan gülmeye başladı. jungkookun sırıtşı ise bozulmuş dudaklarını büküp surat asmaya başlamıştı. neyse ki kırgınlığı uzun sürmedi ve aklındaki fikri söyledi.
"saklambaç oynayalım."herkes ilk başta dalga geçti ama sonra eğlenceli gelmiş olacak ki kabul ettiler.
ebe hoseoktu. herkes saklanmaya başlamıştı o sayarken. jungkook birden elimden tutup "hadi evindeki en gizli yerleri göster." dedi. kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki sesini duyacak diye endişelendim. ben de onun elini kavrayıp odama çıkardım. yatağımın altına girdim ve ona gelmesi için işaret yaptım. evet bu pek iyi bir fikir değildi çünkü yatağım ikimiz için küçüktü. jungkookun elini tuttum ve diğer elimle ağzını kapadım. şuan yatağın altında yatar pozisyonda el ele tutuşarak birbirimize bakıyorduk. gözleri çok güzeldi. ne kadar sürdüğünü bilmiyorum ama uzun bir süre bakıştık. hiçbir şey demiyorduk ama gözlerimiz konuşuyordu. birden aşağıdan gelen çığlık sesleriyle bakışmamız bölündü. telaşla aşağı indiğimizde namjoon neler olduğunu anlatmaya başladı.
"jinle ben mutfakta saklanıyorduk. sonra jin hoseokun nerede olduğunu kontrol etmeye çıkınca hoseok onu gördü. ama ikisi de korkak olduğu için bu ani karşılaşma ikisini de korkuttu. ikisi de birden çığlık atmaya başladı. sonra daha da çok çığlık atmaya başladılar. sakinleştirmeye çalıştım ama olmadı. bu arada yoonmin çifti nerde gene?"
çığlıkların şokunu atlattıktan sonra yoongi ve jimini aramaya başladık. oturma odasında kanepenin arkasında jiminin saçını gördük. oraya gidip baktığımızda yoongi jiminin kucağında uyuyakalmıştı. jimin ise yoonginin saçıyla oynuyordu.
"galiba birileri sorunlarını çözmüş." dedi jungkook. jimin ise eliyle sus işareti yaparak cevap verdi. "sanırım aşkımı itiraf etmeye hazırım." jimin bunu söylediği sırada yoongi gözlerini açtı. bunu gören jimin ise hızlıca mutfağa doğru koşmaya başladı. herkes jiminin yanına gitmeye başladı. o sırada yanımdaki manzarayı fark ettiğimde ben donup kaldım. jungkook çok güzel gülüyordu. ona baktığımı fark ettiğinde yanakları kızarmaya başladı. sonra onun elinden tutup mutfağa doğru ilerlemeye başladım. geçen her saniyede yanakları daha çok kızarmaya başlıyordu ben ise sadece onun ellerinin ait olduğu yerin avuçlarımın arası olduğunu düşünüyordum.
mutfağa vardığımızda elinde unla jiminin herkesi tehdit ettiği gördüm. birden düşünmeden elime krem şantiyi aldım ve jiminin üstüne sıkmaya başladım. jimin ise unu kafamdan aşağı döküyordu. yağtığımın bir hata olup olmadığından emin değildim ya da bana kızıp kızmayacaklarından ama sanki ben de onların ekibindeymiş gibi hissediyordum sanki ne yaparsam yapayım kızmayacaklarmış gibi. sonra nerden geldiğini anlamadığım sprey boyayı jungkook jine doğru sıkmaya başladı. böylece 3. dünya savaşı başlamış oldu ve biz saatlerce mutfakta birbirimize bir şeyler sıkmaya başladık. şuana kadar yaşadığım en eğlenceli an olabilirdi.
*******
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.