son bir haftam endişe içinde geçmişti. kendine baba diyen pislik bir şey yapacak diye ödüm kopuyordu. bir haftadır ses seda yoktu ama yine de endişeliydim.
tüm kapıları ben açma kararı almıştım. ne olur ne olmaz. cumartesi saat 3 civarı kapı çaldı. hemen kapıya koştum. kargocuydu ama bir gariplik vardı. kargocu yüzünü gizliyordu. bi bokluk çıkacağını anladığımda kendimi olacaklara hazırladım. birden kargocu yüzünü açtı. bir haftadır o pislik hakkında bilgi topluyordum ve yüzünü öğrenmiştim. bu oydu.
"selam ufaklık, bakıyorum sözümü hiç dinlemiyorsun. 'babana' da böyle mi davranırdın." bunu söylediği anla yüzüne yumruğu yapıştırmam bir oldu. tekvandoda siyah kuşaktım ve kick box eğitimi de almıştım. yalnızken yapacak çok bir şeyiniz olmuyor o yüzden dövüş sporlarında iyiyimdir.
o yere serildiğinde cebinden silahı çevirdi ve bana doğruldu.
"oruspu çocuğu piç. seni öldüreceğim." tam o sırada herkes aşağı indi. şaşkınlık ve korkuyla bize bakıyorlardı.
"hmmm ya da şu altısını mı öldürsem." herkese göre daha çok korkan jungkooktu. ağlıyordu ve ona bir şey olmasına asla izin vermezdim. benim daha onunla yapacağım şeyler vardı. jungkookun elinden tuttum ve onu arkama aldım. herkesten bir adım öne çıkarak.
"onlara bir şey yapamazsın sorunun benimle. onlar artık benim ailem ve onlara bir şey yapmana izin vermiyorum."
"asıl sana bir şey yapamazlar taehyung izin vermiyoruz."
"bizim için hayatını tehlikeye atıyorsan ben de senin için hayatımı tehlikeye atıyorum."
"evet, hepimiz birimiz birimiz hepimiz için."
"siktir git oruspu. bize hiçbir şey yapamazsın."
"ayy galiba bayılacağım!" herkes bir ağızdan konuşurken tek sessiz olan kişi jungkooktu. kulağıma uzanıp fısıldadı.
"tae lütfen kimseye bir şey olmasına izin verme."
"merak etme kookiem sana ve kimseye bir şey olmasına izin vermeyeceğim." yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve silah doğrultan piçe doğru yürüdüm.
silahı elinden bir hamleyle aldım ve onu yere sererek etkisiz hale getirdim. "benim aileme hiçbir bok yapamazsın." birden polis araba sesleri geldi. iyi ki babamın bana verdiği acil durum sinyali gönderen saatimi bugün takmıştım. polisler geldiğinde durumu anlattım ve piçi tutuklayıp götürdüler.
polisler gittikten sonra herkes sakinleşince oturup olayın ne olduğunu anlattım. sonra konularımız değişti ve gülerek sohbet etmeye başladık. şunu anlamıştım ki ne kadar az zaman geçmiş olsa bile bu 6 kişi benim her şeyim olmuştu. onlar için her şeyimi verebilecek duruma gelmiştim ve artık yalnız değildim bir ailem vardı.
"telefonda yapmam gereken bir şey var. onu yapıp döneceğim." dedi namjoon ve telefonunu almak için odasına çıktı. birkaç dakika sonra herkesin telefonuna bildirim geldi.
*******
(taehyung kişisi bangtan grubuna eklendi.)
(ev grubu silindi.)
*******
artık beni de bangtanın bir üyesi olarak görüyorlardı. onlar da beni ailesi olarak görüyorlardı. bu galiba benim en mutlu anımdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
i wish
Fiksi Penggemartaehyung arkadaşı olmayan ve zor zamanlardan geçen bir üniversite öğrencisiydi. bir gün 6 kişinin olduğu bir arkadaş grubu gördü. onlar gibi olmayı diledi ama dileği farklı bir şekilde gerçekleşti. onlar gibi değil onlarla oldu. 7 tane arkadaşın aşk...