1.BÖLÜM
Kemiğe Dayanan Bıçak"Şu sokuk kafanı içeride tut!" Diye bağırdı genç kadın can havliyle. Bir anda kendilerini beklemedikleri bir pusunun içinde bulmuşlardı, üstlerine yağmur misali yağan kurşunlarla buradan çıkmalarının pekte kolay olmayacağını anlamıştı. "Tan silahın yanında değil mi?" Diye sordu genç adam kardeşi bildiği adama. Dört kardeşti onlar, hayatın acımadan vurduğu dört kardeş...
Erna, Tan, Dehri ve Mir.
Ya da kimsenin bilmediği gerçek isimleri.İki kere gelmişti dört beden bir dünyaya. İlki tahlilsizce doğdukları sokaklara açılmış ikincisi babaları bildikleri Yarbay'ın sıcak kollarına kapılmıştı.
"Dehri..." Dedi Mir acıyla "Vuruldum galiba acıyor amına koyayım" Genç adam ne kadar kendini sıksada dayanamıyordu "Salak salak konuşma lan! Kurtaracaklar oğlum işte bizi" Dehri'de biliyordu buradan asla çıkamayacaklarını. "Mir?" Erna'nın çocuk kadar güçsüz hayatın bütün sillesini yemiş kadar da güçlü sesi üç adam arasında çalkalandığında kaçınılmaz sona yaklaştıklarını biliyorlardı. "Bir şey olamayacak" Dedi Tan, bir eliyle kanayan göğüsünü tutarken bu pekte inandırıcı olmuyordu tabii.
Erna kafasını saniyelik haraketlerle çıkartırken silahını ateşlemeye devam ediyordu. Korkuyordu, sadece kendi canını taşımadığı bu beden yüzünden oldukça korkuyordu. Oysa her şey ne güzel başlamıştı, evde onu bekleyen adam geldi aklına yine yüzünde bir gülümseme yayıldı. O da yoldadır diye düşündü, tanıyordu haberi alır almaz geleceğini çok iyi biliyordu.
Mir ve Tan yaralı olmalarına rağmen son güçlerini kullanarak kardeşlerine destek çıkmaya çalışıyordu. Dehri ise bir yandan Erna'yı korumaya çalışıyor bir yandan da kemerindeki bıçakları isabetli şekilde fırlatıyordu.
"Amına koyduklarıma bak hele!" Diye adeta kükredi Tan, "Bitmiyorlar anasını siktiklerim!" Mir'in acıyla karışık sesi zaten bu dönemde hassas olan Erna'nın gözlerinin dolmasına sebep olmuştu. "Nerede kaldılar anasını satayım!" Hepsinin aklındaki soruyu dillendiren Dehri artık yorgun düşmüştü. Belki farkında değildi ama vurulmuştu genç adam, hemde dört farklı yerinden.
Aralarında tek sağlam kalan Erna olmuştu, genç kadın silahını bir an olsun durdurmuyor içindeki hırs ve kederle delicesine ateş ediyordu. "Oğlum ölmeyin lan! Ölmeyin amına koyayım! Bitmez böyle" Dedi bağırarak, sesi mermilerden duyulmuyordu bile. "Saçmalama Erna! Ölmüyoruz, ölemeyiz" Mir'in zorlanmadan konuşmaya çalışması tam yanında yatan Tan'dan kaçmamıştı. Küçük kardeşlerini korkutmamak için çabalayan üç koca adam karşılarında dünyanın derdini sırtlamış koca bir kadın olduğunu unutmuştu.
Bir anda sarsıldı Erna, karnına yediği kurşunla sadece o değil onu izleyen üç adamda kaskatı kesilmişti.
Bir kurşun daha,
Bir tane daha,
Ve bir tane daha,
Son kez bir tane daha..."E...Erna!" Diye bağırdı Mir acıyla haraket etmeye çalışarak. Dehri'nin sesi susmuş, gözleri açık kalmıştı. Tan akan kanlara bulanmış, sessizdi. Erna yere yığılmış, ölmeden mezarına girmişti. Mir ise güçsüz kalmış olduğu yere mıhlanmıştı.
Sadece üç dakika sonra onları kurtaracak kahramanları gelmişti...
•••
Instagram; ell.andlife
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HECR
Teen FictionÇok yakında yeni bölümlerde görüşmek üzere... Yazım Tarihi 21072023 Yayınlanma tarihi 23072023