3.Tılsımlar

19 12 23
                                    

Biz odanın kapısından içeri adım attığımızda beri tüm gözler bize dönmüştü.Dört büyük periye bakıp başımla hafif bir selam verdim ve kraliçeye dönerek hafifçe eğildim,ailem geçmişten beri şifacı olduğu için kraliçenin ayaklarına kapanmama gerek yoktu ki ben zaten asla öyle bir şey yapmam.Kraliçe gülümseyip başıyla selam verdikten sonra krala döndüm ve tekrar hafifçe eğildim.
Gözümü kralın sağ tarafında oturan Oğluna çevirdim,Edward yüzünde bir sırıtışla bir bana bir yanımdaki Marry'ye bakıyordu. Onun yanındaysa tanımadığım bir adam oturuyordu,adamın kıyafeti,gözleri ve saçları komple siyahtı,o kadar asil duruyordu ki onu bir an kral sandım. İkisine de başımla selam verip kralın Sağ tarafına döndüm ama dönmez olaydım.Drew orda oturmuş yüzünü saklamaya çalışıyordu.

"Drew?Senin ne işin var burda?Sende mi bizim gibi davet edildin?"dedim saklayamadığım şaşkınlığımla.Drew bana gergin bir şekilde gülümsedi ve "Mia,Marry,hoş geldiniz!"dedi.Kral ve kraliçenin kaşları havaya kalktı ve aynı anda "Tanışıyor musunuz?"dediler.Hızlıca yalan kitabımın sayfalarını karıştırdım.Drew'in üzerindeki kıyafetlerden ve yüzündeki ifadeden yaralandığını ailesine anlatmadığı belliydi. Eğer iyi bir yalan bulamazsam Drew'in başı derde girecekti.

"Evet,kraliçem."dedim başımı utangaç bir şekilde yere eğerken,
Tam 'Drew benim sevgilim' diyecektim ki aklıma şeytani bir fikir geldi.Şeytan gibi gülme isteğimi bastırdım ve neşeyle başımı kaldırarak elimle Marry'yi gösterdim ve "Tanıştırayım,"dedim.
Marry'ye kaş göz işaretleriyle bana ayak uydurmasını söyledim ve devam ettim."Gelecekteki gelininiz,biricik oğlunuz Drew'in sevgilisi ve benim en yakın arkadaşım Marry!"

Salondaki herkesin bakışları Drew ve Marry arasında gidip geliyordu,belli ki biricik arkadaşımı oğullarına layık bulmamışlardı.Asıl onlar onlar biricik arkadaşıma layık değillerdi.Kraliçe beklemediğim bir şekilde ayağa kalktı ve bize doğru gelerek önümüzde durdu.Ben ne yapacak diye beklerken kraliçe bir anda Marry'ye sarıldı.Ben şok olmuş ve kocaman açılmış gözlerle onları izlerken diğerlerinin yüz ifadeleri de en az benimki kadar şaşkınlık doluydu.Marry bir süre beklemiş ve o da kraliçeye sarılmıştı."Canım gelinim!"dedi kraliçe Marry'yi bırakırken,çok mutlu olmuştu.Marry sahte olduğu belli olmayan bir gülümseme ile kraliçeye "Utanıyorum ama majesteleri."
dedi.Kraliçe güldü ve Marry'yi alıp Hava perisinin yanına oturttu."Utanmana gerek yok,rahat ol,seni yemeyiz."

Bende Ateş perisinin yanına oturdum,böylece 11 koltuk dolmuş oldu,
Ben
Marry
Drew
Edward
Ateş perisi
Hava perisi
Toprak perisi
Su perisi
Kral
Kraliçe
Siyah yabancı

Ben Ateş perisinin yanına oturduktan sonra siyah yabancı gözlerini üstüme dikmişti.Ne bakıyon lan dememek için kendimi zor tuttum.Ben de oturur oturmaz kraliçe konuşmaya başladı.

"Evet,sevgili dostlarım,bugün neden burda olduğumuzu merak ediyor olmalısınız."Bize bakıp dinlediğimizden emin olduktan sonra sözlerine devam etti."Bunu üzülerek söylüyorum ki Syrle'da şekil değiştiricilere rastladık.Bu şekil değiştiriciler neredeyse her şeyin kılığına girebilir.Kılığına giremedikleri tek şeyler ise,tılsım kullanıcıları.Bu tılsımlar sahiplerinin etrafına kalkan gibi bir şey oluşturuyorlar ve bu sayede şekil değiştiriciler onları net bir şekilde göremiyor ve kılığına giremiyor."

Aklıma ormanda katlettiğim Sarget gelince olayı kavradım,o bir Sarget değildi,bir şekil değiştiriciydi."Çok şükür...."dedim ve rahat bir nefes verdim farkında olmadan.Herkesin bakışları bana dönünce yerin dibine gitmek istedim."Ne için çok şükür,Bayan Harrison?"dedi siyah yabancı şüpheyle.Derin bir nefes aldım ve harika bir yalan uydurdum,yani kısmen."Majesteleri,geçen gün ormanda bitki toplarken bir Sarget'a rastladım,beni yaralamaya çalıştı,hatta bana dokundu bile ama hiçbir şey olmadı,ne ruhum alındı ne de kendimi tuhaf hissettim,çok şüphelenmiştim,ama şimdi siz şekil değiştiricilerden bahsedince olayı kavradım,ormanda rastladığım şey bir Sarget değildi,bir şekil değiştiriciydi."

EJDERHA BEKÇİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin