Tam yaratığa saldıracaktım ki yan taraftan bir inleme sesi geldi.
Kafamı o yöne çevirince yabancının kıstığı gözleriyle atrafı seyrettiğini gördüm.Harika,bir de bu salak çıkmıştı başıma. Tam o sırada gözüm çocuğun belindeki kılıca gitti. Sinsice sırıtıp adama doğru ilerledim ve belindeki kılıcı kaptım. Adam tepki vermemiş,boş boş yüzüme bakıyordu.Başımı iki yana sallayarak gözlerimi devirdim ve Marry'ye doğru yürüdüm.Yaratık tuhaf bir şekilde bir şey yapmıyor ve bize bakıyordu.Marry'ye yaklaşıp elindeki biber gazını elinden alıp çalılıklara attım ve hançeri eline tutuşturdum."Sakin ol,Endişelenme ve sakın,asla ama asla o yaratığa dokunma!"Diyerek uyarıcı bir tonda fısıldadım ve tekrar adama dönerek bir uçurma büyüsüyle adamı yüksek bir ağacın tepesine çıkardım.Kesinlikle onun güvenliği içindi,ortalıkla dolanması ve beni sinir etmesiyle kesinlikle alakası yoktu.Yaratığa döndüm ve dövüş pozisyonu aldım.O an kafama bir şey dank etti,yabancı yaralanmıştı,onu bir Sarget yaralamıştı,o zaman adamın ruhu alınmış olmalıydı ama adam oldukça normaldi.Ruhu alınmış bir çok peri görmüştüm ama bu adam onlar gibi değildi,gözleri normaldi ve tepkileri doğaldı.Geçen yıl bir arkadaşımın ruhu alınmıştı ve ben hala onu düşündüğümde çok kötü oluyordum.Kızın gözleri komple beyaz olmuştu ve bir...... Bir kukla gibi davranıyorsdu,sanki kendisi değil gibiydi,onu başkası kontrol ediyormuş gibi haraketleri robota benziyordu.Ama en çok gözleri korkunç çünkü bana her zaman sevgi ve neşeyle gülümseyen gözleri boş ve soğuk bakmaya başlamıştı.
En benzer foto buydu,normalde ten renkleri daha beyaz ve yüzleri daha solgun olur)
Aklıma bir şey gelmesiyle sırıttım yaratığa doğu yavaş yavaş yürümeye başladım,elimdeki kılıcı sıkı sıkı tutuyordum ancak yaratığı korkutmayacak bir şekilde aşağı indirmiştim.Yaratık dikkatli ve ürkütücü bir şekilde bana bakıyordu ama kormadım,bu yaratıkların da zayıf noktaları vardı;Korku.
Bu yaratıklar korkuyla beklenirdi,ne kadar çok korkarsınız o kadar çok güçlenirlerdi. Ben zerre kadar korkuyordum çünkü bu yaratıktan daha korkunç şeyler görmüştüm. Normal bir şekilde yaratığın yanına geldim ve eğilip yerdeki taşı aldım,umursamaz bir tavırla yaratığın kafasına indirdim ve ellerimi silkeledim.Yaratık anında bayılmıştı çünkü korkmadığım için gücü azalmıştı. Marry'nin yanına gittim ve ona sımsıkı sarılıp sakinleştirici sözler söylemeye çalıştım.Aslında Marry çok kokusuz ve gözü kara bir kızdır,2 sene önce kadar bu yaratıktan korumayı bırak varlığına bile inanamazdı,ama bir gün ablasının cesedini kapının önünde bulması ve test sonuçlarında Ruhu Alınmış yazması onu geri dönülmez bir travmaya soktu.
"Sakin ol,geçti,bitti,ben burdayken sana asla bir şey olmasına izin vermem,korkma.Sakin ol ve derin nefesler al."dedim saçlarını okşarken.Marry geri çekildi ve gülümseyerek bana baktı.Bu kızda en sevdiğim özellik buydu işte,acı çeksede,üzgün olsada,asla belli etmez ve gülümserdi,aynı benim gibiydi.Ben de gülümsedim ve yavaşça elindeki hançeri alıp çantama geri koydum,hala çözmem gereken çok şey vardı.O an ağaca sakladığım ve varlığını bile unuttuğum adam pat diye yere düştü.Ben gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ama Marry kahkaha atıyordu.Adam baygın olmalıydı ama düştüktükten sonra gelen "Ananı...."sesiyle gülmeyi bıraktım ve adamın yanına gidip üzerine eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA BEKÇİSİ
FantasíaSyrle ülkesi,periler,ejderhalar ve daha bir çok gizemli yaratık,Mia bu güzel ülkede, annesiyle bir pansiyon işleterek sıradan bir hayat yaşayan 'sıradan' bir kızdı,pansiyona bir yabancının gelmesi üzerine Syrle'da tuhaf şeyler olmaya başlar,Mia kend...