Sabırsızca sandalyem de ileri geri hareket ediyordum. Koltuğun çıkardığı ses Sefa abimi sinirlendirmiş olsa gerek,
"Ecem! Şu sandalyeyle oynamasan mı?"
"Abi, çok heyecanlıyım bu gün gelicek! Uzun zamandır görmedim onu."
Kendisi bizim olduğumuz evden ayrılıp ailesi ile tatile gitmişti. Okulun açılmasına az kaldığı için geri dönücekti. Tam da bu gün gelicekti ve aşırı sabırsızdım.
*Kapı çalar.*
"Geldi!" Diyerek olduğum sandalyeden fırladım ve kapıya koştum. Büyük bir heyecanla kapıyı açtım ama hevesim kursağımda kalmıştı.
"Yiğit Bey burda mı?"
"E-evet içerde."
"Kargosu var."
"Çağırıyorum. Bir dakika lütfen."
Kapıdan ayrılarak Yiğit'in odasına daldım.
"Kapı çalma adeti nerde?"
"Öldürdünüz."
Kahkahasını koyu verdi.
"Noldu?"
"Kargon geldi."
"Sonunda!"
Yiğit yatağından kalkarak kapıya doğru gitti ve kargosunu alıp geri döndü. Yatağının üstüne oturdum.
"Aldığın şey nedir?"
Paketinden çıkartarak bana gösterdi mause pad almıştı.
"Harika değil mi?!" Diye sevinçle sordu.
"Ah! Evet güzelmiş."
Odasından çıktım ve büyük oturma odasına tekrardan geçtim.
Sefa abim bahçeye çıkıp sigarasını içiyordu.
Telefonumla ilgilenmeye başladım. İkinci defa kapı çaldı aynı hızla tekrar kapıya koştum.
Aynı kargocu ile karşılaştım.
"Merhaba!"
"Merhaba?"
"Kargo."
"Kimin için?"
"Sefa."
"Bir saniye."
Kapıdan ayrılarak bahçeye çıktım.
"Sefa abi!"
"Söyle."
"Kargo."
"Bakıyorum."
Sefa abim bahçeden çıkıp kapıya doğru giderken takip ettim. Kargocuya teşekkür ederek odasına geçti, bende haliylen takip ettim.
Sefa abi kargosunu açarken bende onu izledim.
"Abi bu ne?"
"Yayın yaparken koltukta çok vakit geçiriyorum. O yüzden bir kaç bir şey aldım."
"Anladım abi."
Diyerek odasından çıktım ve tekrar salona geçtim.
Bir kaç saat daha bekledim...
Tekrar kapı çaldı bu sefer ümitliydim gelen o!
Kapıyı büyük bir heyecanla açtıma ama yine umutsuz vaka.
Aynı kargocu gözlerimin içine bakıyordu. O da bıkmıştı sanırsam."Kim için?"
"Sefa."
Kapıdan ayrılarak Sefa abimi çağırdım.
Ümitsiz bir şekilde salonda beklemeye başladım.
Her kapı çaldığında daha da ümitsiz bir şekilde kapıya gittim.
Her seferinde kargocu ile karşılaşıyordum.
"Evet?"
"Bu sefer farklı."
"Buyur?"
"Ecenur için bir kargom var."
"Benim için mi?"
"Nerden bileyim. Kimsin ki sen?"
"Ecenur benim."
"O zaman kargo sana."
Elime ağır bir kutu bıraktı.
"Teşekkür ederim." Diyerek geri çekildim ve kapıyı ayağımla kapattım.
Kutuyu odama götürdüm ve yere bırakarak açtım.
İçinden bir sürü manga çıkmıştı.
Son zamanlarda bu manga serisini çok istiyordum ama sipariş vermemiştim.
Kutunun içinden bir de not çıkmıştı:
"İstediğin manga serisi, Gavat. Umarım okurken satır başına gelir :D"
Bunu o almıştı.
Neden ki?
Acaba bu gün gelemeyeceği için minik bir özür müydü?
Sanmam.
Sabahtan beri kapıya koşmak bacaklarımı yorgun kılmıştı. Yatağa uzandım ve telefonumla uğraşmaya başladım.
Daha sonra uyumaya başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yayıncı
RandomAynı evde yaşayan 4 yayıncı... 4 tane yayıncının aynı evde yaşadığı ve orada ki tek kızın erkeklere karşı temkinli olması ve bir çok daha olaylarla hayatlarını sürdüren gençlerin hikayesi.