Çok tatlı görünüyordu
Yemekten sonra masayı toplayıp oyun oynamaya başladık
UNO kartlarını üçümüze de eşit şekilde dağıttım
Tae 3.
Ben 2.
Hyungumuz Namjoon 1. Olmuştuher zaman 1. Olurdu bunu nasıl yapıyordu?? Bir insan nasıl her defasında kazanır?? İnsan hayret ediyordu bir keresinde son 1 kartım kalmıştı ve 8 kart çekmemi söyledi çok şaşırmıştım bu adam her defasında yeniyor insanı deli ediyordu
Neyse oyuna dönelim oyunda 2 el daha oynadık ve bitirdik birlikte oturup sohbet ederken Tae başını eğdi bizim sohbetleri bilmediği için katılamıyordu hyungum ile bakıştık ve başka konular açtık böylelikle Tae'de konuşmuştu ve o güzel sesini duymak bana çok iyi gelmişti
Bir saat sonra onlar gitmişti son kez etrafı topladım ve koltuğa oturup saatlerdir sessiz de olan telefonumu elime alıp açtım babamın adamı aramıştı?? Hâlâ anlam veremedim hemen geri aradım arar aramaz açmıştı "özür dilerim telefon kapalıydı buyur?" "Babanız hastanede beyefendi"
"Hm? Ne?" "Kalp krizi geçirdi durumu iyi değil doktorlar öle bilir diyorlar dayanmıyormuş kalbi" yüzümde bir gülümseme oluştu sonradan tekrar ciddileşmiş ifade yüzümü kapladı "hangi hastane?" Adresi öğrendim ve telefonu yüzüne kapattım evden çıktım motoruma bindim kaskımı kafama taktım motoru çalıştırdıktan sonra hızlıca sürmeye başladım uzun zamandır hız sınırlarımı bu kadar aşmamıştım gelince babamın arabasını gördüm bir binaydı? Ama hastaneye benzemiyordu motorumu babamın arabasının yanına koyup arka kapıdan içeri girdim etraf karanlıktı? Hassiktir babamın oyununa gelmiştim!!
Hemen telefonumu açtım adresi hızlıca hyunguma attım ve yardım istedim etrafa ışık tutuyor gibi yapıyordum beni gören biri anlamasın diyeBir anda iki kişi kollarımı tuttu etraf karanlıktı bir anda aydınlık bir odaya girdik ve beni yere ittiler kafamı kaldırınca karşımdaki görüntüye inanamadım bütün gün birlikte olduğum çocuk? Yerde yatıyordu o anki sinirle herkesi itip onun yanına koştum ve sarıldım "sen napıyorsun burada Tae!" "B-ben markete girmek istedim sonra markete girdim işte bunlar beni tuttu çıkarttı senin arkadaşınım diye"
Sesinden korktuğu belliydi daha sıkı sarıldım kulağına sessizce "korkma" dedim olumlu şekilde kafasını salladı
Babam gelmişti Taehyung'u benden ayırdı ve köşeye itti yine söylenmeye başladı ses tonu normalden daha yüksekti yüksek sesten hoşlanmam bu yüzden sinirlendim
Ayağa kalktım babamı geri ittim "bu güne kadar bir kere destek olmadın lan bana! Şirketi falan götüne sokarım!! Ben daha 22 yaşındayım!!! Kafamı senin işlerin ile yoramam!" Gözlerimiz dolmuştu ikimizin de dizlerimin üstüne düştüm kafamı hafif eğip yere baktım "annem öldü baba.. senden bekledim hep o sevgiyi hep babam beni sevse de keşke her şey böyle olmasaydı dedim ama sen her defasında beni parçaladın attın" babam yere eğildi "özür dilerim" ilk defa özür dilediğini duydum bana sarıldı..
Sabah olmuştu dün gece ne olduğunu hiç sormayın babamla barıştık ve tam o sırada Namjoon hyung içeri girdi ordaki herkese saldırmıştı bizi görünce sarıldı adamlara dönüp hafif eğildi ve "kusura bakmayın beyler" hepimiz gülmeye başladık Tae ve hyung kendi evlerine ben ise babamın evine gittim orda da bi odam vardı
sabahın ilk ışıklarıyla birlikte uyanmıştım odamın kapısı çalındı "gel" dedim ve babam girdi "günaydın hadi kahvaltıya" gülümsedim bi gecede buraya gelmiştik.. ama buraya gelene kadar 22 yıl geçmişti nerdeyse
İşte kahvaltı yaptık