2-) Taciz

617 52 24
                                    


Evet arkadaşlar selam.

Malum ki tam kitabı yayınladım ve burası kapandı. Bayadır açılmasını bekledim ama maalesef ki durum belli. Bende artık girip devam etmem gerektiğini düşünüyorum.

Hikayenin gidişatı kafamda belli ama yorumlarınızı da belirtirseniz memnun olurum. Oy verince motive oluyorum onu söyliyiyeyim.

Bu arada hepinizden büyüğüm sanırım. Geçen sene üniversiteden mezun oldum bile. Buraya yıllarımı verdim sanırım. Ufak şeyler deniyorum. Beğenirseniz mutlu olurum🫶


Gün aynı monotonluğuyla devam etti. Yemekleri yaptım ve masayı kurup kaldırdık. Avluya bakacak vaktim kalmamıştı. En son çayları kahveleri tatlıları verir saat onda evime gitmek için çıkardım. Evin sakin bir düzeni vardı. Yıllardır pek az tartışmaya şahit oldum. Zahit beyin otoritesi sağlamdı. Düzen oturtmaya yeterliydi. Hava soğuktu o yüzden annemin ördüğü hırkayı üzerime geçirip kabanımı giydim. Atkımı da boynuma dolayıp evden çıkmak üzereydim ki Ceylan Hanım seslendi.

"Uysal yarın kızlarım gelecek öğle yemeğine kalabalık olacağız. Ona göre gelirsin."

"Tamam Hanımım. Siz merak etmeyin ben hallederim. Hayırlı akşamlar."

"Sana da bakalım. Dikkatli git."
Soğuk havada bir mahalle aşağısına yürümek zordu. Ama mecburum Elimizde ki tüm para evi almaya gitmişti. Şimdi kazandığımı idareli kullanmam gerekiyor. Kardeşime ve evin giderlerine yetmesi gerekiyor. Artı olarak hastaneye gitmemiz gerekir önemli bir şey olur diye kenara da para atmaya çalışıyorum. Babamdan sonra bu aileyi ayakta tutmam gerekiyor. Akrabalarımız bile buna inanmadı. Babamı kaybedince yazık başlarında adam akıllı bir erkek bile kalmadı dediler. Beni erkekten bile saymamışlardı. Fiziğimin feminen olması veya yüzüm mü belirlemişti bunu. Ne derlerse desinler onlara muhtaç olmamak için her işte çalışırdım. Bu yüzden sırrımı ölene kadar saklamalıyım.

Sonunda eve vardığımda yüzüm ellerim donmuştu. Orda atıştırıp geliyordum. Annem salonda kardeşim odasındaydı büyük ihtimalle. Annemin yanına adımladım. Gecenin bu vakti hala gözlüklerini takmış el işi yapıyordu. Yanına oturdum.

"Hoşgeldin oğlum. Üşümüşsün yavrum."

"Hoşbuldum annem. Aç mısınız? Size bir şeyler hazırlayayım mı?"

"Yok annem. Biz yedik. Sen açsan yiyesin yatmadan. Tüm gün mutfaktasın yine kilo veriyorsun. Çocuk değilsin ki peşinde tabakla koşayım."

"Başlama yine anne. Ben halimden memnunum. Uyumaya gidiyorum o zaman"

"İyi bir şey demedik canım. Allah rahatlık versin yavrum."

"Sana da annem" diyip öptüm. Odama gitmeden Mehmetin odasına bakayım dedim. Kapıyı vurdum ses gelmedi. Bir süre bekleyip girdim. Bilgisayar masasında oyun oynuyordu. Beni görse de konuşmadı. Bende geri çıkıp kapıyı kapadım. Ergenliğe girdiğinden beri böyleydi. Babam da onu çok etkilemişti doğal olarak. Bizimle çok konuşmuyordu. Konuşsa da çok agresif oluyordu. Odama girip kendimi yatağa attım. Çok yoruluyordum sabaha kadar uyumam lazım. Zar zor üstümü değiştirip yorganın içine girip saniyesinde uyudum.

Sabah erken kalkıp duş alıp çıktım. Koştura koştura konağa doğru gittim. Kahvaltıyı hızlıca hazırlayıp kurmalarını beklemeden öğle için hazırlık yapmaya başladım. Doğu mutfağı zaten ağırdı. Ama sevdikleri şeyler ekstra uğraşyırıcıydı. Yorulmamın sebeplerinden biri de bu. Ama hiç gocunan bir tarafım olmadı. Hızlı hızlı çeşit çıkarmaya çalışıyordum. Öğle yemeği saati yaklaşırken Kader ve Nazlı abla çocuklarıyla gelmişlerdi. Bende son birkaç şeyi tamamlamaya çalışıyordum. İçeri geçip yanlarına gittim.

Bir Sır Gibi (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin