Final

6 1 2
                                    

21 Eylül 2022

20.46

Bugün Taehyung ile buluşamamıştık. Hem onun işleri yoğundu hem de benim yazdığım senaryoyu bitirmem gerekiyordu. Bu yüzden tüm gün boyunca hiçbir etkileşime girememiştik. İşten çıktığım gibi onun evine yol almıştım. Ona sürpriz yapmak, birazda pasta yemek istiyordum. Evin yakınlarındaki pastaneden çilekli bir pasta aldım ve onun evine girdim.

Işığı açıp aydınlattım evi. Taehyung ortalarda gözükmüyordu ve evde tuhaf bir sessizlik vardı. Yeontan ve Bam koşarak yanıma geldiler ve havlamaya başlayarak bu sessizliği bozdular. "Oğullarım, aç mısınız? Taehyung babanız size yemek vermeyi unutmuştur kesin. Gelin bakayım benimle." Mutfağa ilerleyip pastayı masanın üzerine koydum. Onların mamalarını çıkaracak iken Bam hırkamdan tutup çekiştirmeye başladı. "Bam ne yapıyorsun bebeğim?"

Yeontan bir yere gidince arkasını dönüp bana havladı. Bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı. Kaşlarımı çatıp Yeontan'ın peşinden gittim. Tan koşmaya başlayınca ben de koşmak zorunda kaldım. "Tanrım... İçimde hiç iyi bir his yok."

İkinci kata çıktığımızda Taehyung'un odasına götürdü beni. Bam'da peşimizden geliyordu havlayarak. Odanın kapısı açıktı. İçeriye geçtim fakat hâlâ anlamamıştım ne olduğunu, bomboştu. Yeontan banyo kapısının önünde durup havlamaya başladı. Yanına gidip kapıyı açtım.

Küvetin kenarına yaslanmış zeminde oturan Taehyung, yerdeki bıçak ve kanlı bilekle olduğum yerde donup kaldım.

Oğullarımın havlamasıyla kendime gelip koşarak Taehyung'un yanına gittim ve yana düşen başını kollarım arasına aldım. "Taehyung! Kendine gel!" Ağlamaya başladım. Aklıma gelenle telefonumu cebimden çıkarıp 119'u aradım. İşim bittiği gibi telefonu bir yere fırlattım ve Taehyung'u bırakıp bir şeyler yapmaya çalıştım. Bez, bez bulmalıydım.

Üzerimdeki hırkayı çıkarıp hırkanın kolunu bileğine sardım. Tekrardan Taehyung'un başını kollarım arasına aldım. "Taehyung, aşkım. Seni seviyorum, seni seviyorum, seni çok seviyorum. Dayan aşkım. Gelecekler, iyileşeceksin. Yanındayım."

Daha yapmamız gereken çok şey vardı. Daha yeni tanımıştık birbirimizi. Bu kadar hızlı bitmemeliydi.

"Balım."

Duyduğum sesle irkilip Taehyung'un yüzünü uzaklaştırdım kendimden. Dudaklarını hareket ettirmeye çalışıyor, ağzını aralamaya çalışıyordu. Gülümsedim, yaşıyordu. "Evet, evet aşkım. Devam et. Buradayım, seninleyim."

"Ağlama."

Bir elimi ondan çekip göz yaşlarımı sildim hızlıca. "Tamam, tamam ağlamıyorum bak. Sen iyi olacaksan, iyi olacaksak hiç ağlamam. Yaşayacaksın Taehyung, kurtaracağım seni."

Yaklaşıp dudaklarını öptüm. O, sevdiğini kabul etmese bile sevgimizden, aşkımızdan güç bulsun istedim. Yaşasın istedim.

Hastane kıyafetleriyle içeri giren insanlar yanımıza gelip bizi ayırarak taehyung'u sedyeye kaldırdılar. Çocuklarım havlıyorlar, ben ise ağlamamaya çalışırken daha da çok ağlıyordum. Oğullarımın başına bir öpücük kondurup "babanız gelecek bebeklerim. Hatta... Babalarınız gelecek tamam mı? Üzülmeyin sizde." Bir kere daha ikisini de öptükten sonra Görevlilerin çıktığı kapıdan çıktım onlarla. Kapıdaki görevliye köpeklerle ilgilenmesini söyledim. Onların güvende olmaları gerekiyordu.

Taehyung'un kaldırıldığı ambulansa bindim ve Taehyung'un elini tuttum. Beni hissetmeliydi, bizim için yaşamalıydı o. En çok o yaşamayı hak ediyordu.

Hastaneye varınca ameliyata aldılar onu. Babası olacak o şerefsizi aradılar. Gelmemesini umuyordum. Anneme haber verdiğim gibi koşarak gelmişti yanıma. Ağlarken sırtımı sıvazlıyor, her şeyin iyiye gideceğini söylüyordu. Umarım öyle olur anne.

Aslında Alkol Hâlâ Damarımda | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin