13-Duygular engel midir ?

1K 75 72
                                    

Herkese merhaba,
Öncelikle bu uzun ayrılık için hepinizden tek tek özür dilerim. Sebebi tahminimden uzun süren rahatsızlığım idi. Yorumlarınızı tek tek okudum ve çok mutlu ettiniz beni. ( durduk yere kahkaha patlattığım oldu ; harikasınız ) İyi ki varsınız.
Dizinin bitmesine sevindiğimi ek olarak iletmem gerekiyor izninizle. Senaryoyu yerle yeksan etmişlerdi ve ben artık ne izlediğimi anlamaz hale gelmiştim. Dizinin bana kattığı tek bir gerçeklik var , o da Devrim Özkan. Yoku hep açık olsun, doğru projeler ve doğru insanlarla karşılaşsın inşallah. Ertan saban için diyeceğim bir şey yok o zaten ustaların Nirvanası.
Sizlere gelince , siz olmasanız bu dizi ve bu başarı olmazdı unutmayın. Siz yoksanız sektör de yoktur. Oyuncu ne kadar iyi olursa olsun .
Hepinize tekrar tekrar teşekkürler .

Bu bölüm için yorumlarınızı özellikle merak ediyorum. 😈😈. ( unutmayın acının sonu tatlıdır )

Mersin Emniyeti'nde organize şube odasında hummalı bir çalışma vardı. İstanbul'daki görevin üstünden haftalar geçmiş olmasına rağmen henüz bir ilerleme kaydedememiş olmaları herkesin sinirlerini germişti; bir kişi hariç:Sadi.
Sadi yıllardır üzerine yapışık olan mutsuzluğu defetmenin vermiş olduğu rahatlığı sonuna kadar kullanıyordu. Tek atımlık kurşun olduğu zamanlarda ne kadar gri baktığını şimdi etrafını gökkuşağı gibi gördüğü için çok net anlamıştı .Artık yalnız değildi ;Sadi'nin başına gelen en güzel şeydi Songül . Emniyette çok dikkatli olsalar da baş başa kalınca  birbirlerinin yanında kendilerini buluyorlardı. Yalnız geçirdikleri yılların  acısını çıkarırcasına beraber zaman geçiriyorlardı.

Sadi'nin misafirleri daha doğrusu ev arkadaşları geçen hafta kendi evlerine çıkmışlar; Sadi'ye teşekkürlerini de sürpriz bir yemekle etmişlerdi. O akşam Songül ile yaptıkları programı iptal etmek zorunda kalsalar da, Sadi  akşamları Songül'ü görmeye kısa sürede o kadar alışmıştı ki; gecenin bir yarısı sadece onun güzel yüzünü görüp ,onu öpebilmek için kapısına dayanmıştı. Songül uykudan uyandığı net belli bir şekilde kapıyı açtığında Sadi'yi görmenin şaşkınlığını atlatamadan , kendisine sarılan kollara ve yüzünü ,gözünü öpen dudaklara maruz kalmıştı. Daha ne olduğunu anlamadan Sadi kendisinden uzaklaşmış , gülümseyerek : ' Sana iyi geceler demeden olmazdı, aşkım.Gideyim ki , bölünmüş uykun daha fazla bölünmesin' demişti.
Songül uyku mahmurluğunu attığında ise Sadi'nin kendisinden uzaklaştığını görmüş, iki eli ile hemen ceketinin önünden tutarak kendisine doğru çekmişti onu. Uzunca bir süre kapının önünde öpüşmüşlerdi. Sadi Songül'den ayrılıp eve döndüğünde kendi dirayetine hayran kalmıştı; ondan ayrılmak çok zor gelmişti. Hele kadının kendisini çekip onu öpmesi yok muydu ? O güzel kokudan nasıl ayrılabilmişti  ki ?

Sadi kendisine mükerrer kez seslenilmesine rağmen dalmıştı bir kere, duymuyordu sesleneni.En sonunda Şahin'in koluna dokunması ile dünyaya geri döner.
Şa: Sadi ?
Sa:Efendim ?
Se: Özgür Kantar'ı haftalardır takip ediyoruz ancak bir gelişme yok. Songül Amir ile çoktan iletişime geçmiş olur diye düşünmüştüm ancak yanılmışım. Şahısla ilgili değerlendirmediğimiz bir nokta olabilir mi ? Sen yakın temasta bulundun.

Sadi ,Özgür Kantar ismini duyduğunda hissettiği hoşnutsuzluğu  içinde tutmaya çabalarken sakince değerlendirme yapması gerektiğinin farkındaydı.

Sa: Songül Amir ile iletişime geçeceğine eminim Sevda komiserim. Biraz gecikmiş olması bunun olmayacağı anlamına gelmiyor.
Se: Adam mütevazi bir yaşam sürüyor gibi görünüyor. Sanat galerisi ve ev , gece hayatı yok, arkadaşlar yok, hiç bir şey yok.
Sa: İnan bana Sevda komiserim o adam antisosyal , asosyal ya da buna benzer başka bir şey değil.Eğer takipten bir şey çıkmadıysa yanlış takip ediyorlar demektir. Bakmaları gereken yerlere bakmıyorlardır.
Ba: Katılıyorum Sadi'ye . O kadar mütevazi bir yaşam sürüyor olamaz.
Şa: Songül amirin verdiği numara peki ? Onu inceletmiştir muhakkak.
Se: Onu hallettim ben. Canan Kara adına kayıtlı. Evli ve 2 çocuk annesi. Şu an uluslararası Arya şirketinin Londra şubesinde  Basın ve Halkla İlişkiler Bölümü'nde online olarak çalışıyor. Eşi Selim Kara Dışişleri Bakanlığı'nda belirlenemeyen bir görevde çalışıyor. 6 Aydır Türkiye'deler.
Sa: Bu detayları Songül Amir biliyor mu ?
Se: Elbette biliyor Sadi Başkomiserim, onunla beraber ayarladık zaten ; hatta çoğu detayı o verdi.
Mel: Teknedeki sniperın hedefinin ne ya da kim olduğuna dair bir bilgi ya da ipucu edinemememiz beni sinir ediyor.
Met: Al benden de o kadar. Partiden biri ama kim ?
Şa: iyi ki Songül Amir hemen yangın alarmını çalıştırdı ;değilse neler olurdu tahmin etmek istemiyorum.
Se: Songül amir efsanedir.
Mel: Beraber çalışmaktan zevk aldığım neredeyse tek amir.
Sa: Güzellemeniz bittiyse eğer, görevimize odaklanalım mı ?
Şa: Abi ne güzellemesi Allah aşkına.Panik yapmadan hemen yangın alarmını çalıştırttı bize. Çok haklısın Melike komiserim.

SEN MAZİ OLMA,KÂFİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin