10-İÇSEL HESAPLAŞMALAR

933 88 128
                                    

Songül evine girip kapıyı kapattığında saatlerce içinde tutmuşçasına bıraktı nefesini. Bugün nasıl bir gün olmuştu öyle ? Her şey üst üste gelmişti .Sanki kaderinin  tüm ihtimalleri anlaşmıştı da Songül'e yüklenelim demişlerdi.

Sağ elinin sızısı, kaybetme korkusunu yaşayan kalbinin sarsıntısına eşlik ediyor ,baş ağrısını da tetikliyordu.
Sadi'nin iyi olduğunu görmesi hatta onu nerdeyse öpecek olması onu çok rahatlatsa da kaybetme korkusunu unutturmuyordu. Gün boyu tuttuğu göz yaşları akmaya başlamıştı artık. Hayalet gibi üstündekileri çıkararak duşa girer. Sadi'ye bir şey olma düşüncesi bile onu bu hale getirmişken, Sadi yıllarca nasıl dayanmıştı yaşadıklarına ? Nasıl dayanmıştı sevdiği birinin kendisine 'seni sevmiyorum' demesine , evlilik teklifi edeceği kadının başka birisini sevdiğini düşünmesine ? Bugün nasıl da uzaklaşmıştı 'başkası ile  nişanlısın' diyerek. 'Bana umut verme 'derken neler anlatmıştı o mavi gözler? Songül'ün kafasında düşünceler birbirini kovalarken belli belirsiz bir sesle hem kendisine hem Sadi'ye soru sorarcasına  'Nasıl dayandın Sadi , nasıl dayandın be adam ? ' diyordu. Duşta uzunca bir süre kalmıştı.Çıkıp aynada kendisini gördüğünde ;kıpkırmızı gözler de kendisine bakıyordu. Bu durumu düzeltecekti Songül , yanlış anlaşılmaları en başta anlatması gerekiyordu; sonrasını sonrasında düşünürlerdi. Aklına yine hastanedeki  o an gelir. Ya bugün olan yakınlaşmaları ? O neydi peki ? Geçmişin özlemi mi yoksa bugünün yeni başlangıçlara yelken açan  sevgisi miydi? Yoksa her ikisi de mi ? Songül kendi akıl ve kalp sağlığı için her ikisininde doğru olmasını diledi.

Çalan telefonun sesi kendisini irkiltmişti.Sinem'in aradığını görünce  hayal kırıklığı mı  yaşamıştı azıcık birazcık. Sanki Sadi arayabilirmiş gibi. Bir an bile olsa aklından Sadi'nin arayabilme ihtimalinin geçmesine şaşırmıştı. Eski Sadi olsa defalarca aramıştı çoktan ama Sadi eski Sadi değildi ki.

So: Sinem?
Si: Songül ? Sesin niye öyle ? Ağladın mı sen ?
So: Biraz ağlamış olabilirim evet.
Si: Ne oldu ? Neyse dur , gelince konuşuruz.10 dakikaya oradayım.
So: Tamam. Bekliyorum.

Songül giyinmiş saçlarını kurulamıştı ki Sinem'in geldiğini belli eden zilin sesini duymuştu.

Kapıyı açıp Sinem'i gördüğünde gözleri yine dolu dolu olmuştu. Arkadaşının o halini gören Sinem içeri girer girmez sarılmıştı Songül'e.

Songül derin derin nefes alarak gözyaşlarını durdurmuştu.
Si: Ne olduğunu anlatmak ister misin ?

Songül Sadi'nin suçluyu sorgulamasından başlayarak bugün olanlar da dahil her şeyi anlatır Sinem'e.

Sinem ise içten içten gülümsüyordur. Sonunda bu ikisi bir yerlere varmaya başlamıştır artık.

Songül Sinem'e bakar : Gülümsüyorsun biliyorum.
Sinem gerçekten de gülümsemeye başlar.
Si: Böyle güzel gelişmeler seni neden ağlattı onu anlamadım ki tatlım .
So: Kendi ahmaklığıma ağlıyorum sanırım. Hayatımın uzunca bir süresi kızgın olduğum bir adamı, ki o adam bir zamanlar sevdiğim adam, nasıl da silmişim , çıkarmışım ben hayatımdan ?
Si: Songül. Adı üstünde geçmiş. Senin yapacağın şey bir an evvel geçmişinizi açık açık konuşmanızı sağlamak olacak. Ve bu konuşmayı en kısa sürede yapmalısın, yapmalısınız artık.  
Songül 'evet 'der kafasını sallayarak.
Si: Söylemek ve konuşmak istediğin çok şey var farkındayım. Belki de korkuyorsun bu konuşmayı başlatmaya...
So: Sadi'den neden beklemiyorsun bu konuşmayı başlatmasını ?
Sinem 'gerçekten mi ' dercesine bakar Songül'e.
So: Cidden soruyorum. Sonuç olarak bugün ona hayatımda biri olmadığını söyledim.
Si: Bu açıklamayı Sadi'nin duymuş olması, senin yıllar  önce onun yüzüne karşı söylediğin 'seni sevmiyorum ' cümlesini unutturur mu ?
Sinem'in cümlesi Songül'e tokat gibi inmişti. Songül'ün yüzündeki umudun hüzne dönüşünü görmüştü Sinem ama doğruyu  konuşmak zorunda idi. Doğrular ise  acı idi.
Si: Demişsin ki kimse ile ilişkim yok.Onu sevdiğini söylememişsin, geçmişe dair bir açıklama yapmamışsın.
So: Ya yakınlaşmamız ? Yakınlaşamamamız daha doğrusu ?
Si: Songül... Mazide bir hikayeniz var, sıfırdan başlamıyorsunuz siz. Bu yaşadığınız ya da senin deyişinle yaşayamadığınız an konuşmadığınız sürece sadece anı olarak kalır.Hem söylesene 10 günlük istirahatini kullanması için bu kadar baskı yapmanın başka sebebi var mı ?
Songül bu soruya vereceği cevabı düşünür.
So: Ben de bunu kendime sordum acaba başka bilmediğim, farkına varmadığım bir sebep mi var diye. Sanırım yaşadığım kaybetme korkusu ile canı hiç yanmasın istiyorum. Yıllardır canını yakanın ben olduğumu düşündükçe onu kendimden koruyorumdur belki.
Si: Çok içten bir düşüncede olsa, mantıklı bir sebep değil bu söylediğin. İkinizde kendi acınızı yaşadınız. İkiniz de mağdur oldunuz.
Songül Sinemin sözleri ile rahatlasa da ayrılığa kendisinin sebep olması , yıllardır mutlu olabilecekken Sadi ile dünyalar kadar uzak olmasının suçunu benliğinden atamıyordu.

SEN MAZİ OLMA,KÂFİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin