Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
-
Genç kadın beyaz gömleğinin üstüne siyah bir korse geçirdi, altına ise siyah ispanyol paça pantolonunu giydi.
Kendini süzdü, güzel bir kadındı. Sanırım. Öyle denirdi.
Son olarak siyah paltosunu aldı ve evden çıktı.
Hava soğuktu, düşen kar taneleri ortama romantik bir hava katıyordu.
Onu için romantizim biteli çok olmuştu.
Arabasına doğru ilerledi, arabasına girdi ve sürmeye başlamıştı.
Gideceği yere varmıştı , herkesin saat 19.00'da orada olması gerekiyordu. O daha erken geldi, geç kalmazdı.
Sevmezdi beklemeyi, bekletmeyi.
Masaya göz gezdirdi, eski dostlarından Amerika, Yunanistan, Güney Kore, Rusya, Macaristan, İtalya ve daha fazlası buradaydı.
"Merhaba Türkiye! Yıllar sana ters işliyor sanırım. Biz yaşlandıkça çöküyoruz hanımefendi gençleşiyor!" dedi İtalya.
"Daha yirmili yaşlarda olan bir insan için çok iddialı sözler değil mi bunlar İtalya?" dedi Türkiye buruk bir gülümseme ile,
"Evlilik yaşlandırıyor insanı. Sana bir tavsiyem evlenme."
Türkiye'nin gülümsemesi soldu, İtalya ise sonradan pot kırdığını fark etti.
"Ben çok özür dilerim öyle demek inan ki istememiş-"
"İnan önemli değil" dedi sahte bir gülümseme ile.
Yediye 3 kaldığında herkes gelmişti .
"İstersen başlayalım Amerika ne dersin?"
"Hayır onunda burada olması gerekiyordu!"
Herkes bir an birbirine baktı,
"Kim gelecek yine Amerika! Aptal flörtlerinden biri değildir umarım!" Macaristan cümlesini kurarken, kapıdan şemsiyeli bir adam girdi. Bu o'ydu
"Ah bekletmişsem çok özür dile-" Onunda gözleri Türkiye ' yi bulmuş olacak ki bir anda sustu.
"Sen böyle geç eski dostum!" dedi Amerika. Herkes gergin bir şekilde ortamda nasıl bir hava olduğunu çözmeye çalışıyordu.
Gergin miydi? Özlem bitişi miydi?
"Neden öylece duruyorsunuz! Eski dostumuz geldi işte!"
Herkes bir anda şoktan çıkıp selamlaşmaya başladılar. Türkiye Almanya ile selamlaşmadı, o da bunun üstüne düşmedi.
-
Gece bitmeye yakın herkes plan yapmaya başladı.
"Bence yarın bir kampa çıkalım!"
Dedi yarı ayık yarı sarhoş Rusya.
"Bilmem yapar mıyız?" dedi Yunanistan.
"Hadi yaparız güzel kocam benim hadi!" Yunanistan İtalya ' nın bu sözlerine gülümsedi.
"Yani bize uyar"
Türkiye dışında herkes gelebileceğini söyledi.
"Hem kar yağıyor, hava çok soğuk"
"Yahu sen gel, iste benden ne istersen!" dedi İrlanda.
"Avrupa Birliği!" Türkiye'nin şaka ile karışık söylediği şeye herkes güldü.
"Yarın akşam 21.00 gibi çıkarız o zaman. 00.00 gibide varırız." dedi İrlanda.
"Herkes grup oluştursun bence" diye bir fikir ortaya attı İsviçre.
"Tamam o zaman kura ile grupları belirleriz"
"Ne kadar saçma anlaşan anlaştığı ile gitsin işte!" dedi Türkiye.
Herkes eşlerini, sevgililerini söylerken tek iki kişi kalmıştı.
Almanya ile Türkiye...
(not=klişelik...)
-
Uzun bir aradan sonra ilham perim kayboldu sanırım.
