a y s a r

106 11 12
                                    

Nasıl da beklerdim senin gelişini,
Önümden bir eda ile geçişini.
Duyardım uzaklardan rüzgarın esişini,
Hüzünle bakardım sokaktan gidişini.

Ben seni hâlâ aynı yerde bekliyorum,
Burada yıllarca duran heykellere benziyorum.
Senin yokluğunda ne yapıyorum?
Sadece tekrar geçişini umuyorum.

-

Almanya çaresizce telefonuna baktı, bugün burada kalacaklardı, dışarıda ki yağmur tam hızı ile devam ederken, gök gürültüsü sesi yükselirken çadır kurmalarının mümkünatı yoktu. Araba ne kadar konforlu olmasada orada kalacaklardı.

Almanya arabadan çıktı ve bagajı açtı, oradan battaniyelerini aldı, ve tekrar içeri girip ısıtmayı açtı. Ve elzem'inin üzerini örttü.

"Almanya" dedi genç kadın uykulu sesi ile,

"Efendim? "

"Hâla gelmedik mi? "

"Ah geldik ama onlar yarın gelecekmiş yani- sanırım " Almanya tedirgin bir şekilde soruya cevap verdi.

Türkiye "Tamam o zaman "  dedi ve elini Almanya'nın elinin üzerine koydu.

Tanrı aşkına bu da neyin nesiydi? Türkiye'nin Almanya'yı terslemesi gerekirken, neden daha yakın davranıyordu .

"Almanya"

"Efendim elzem? "

"Ay ışığı ne güzel değil mi ? Aynı o gün ki gibi? "

"Bazen ay ışığının karekterimi değiştirdiğine inanıyorum biliyor musun? "

"Aysar"

"Anlayamadım? "

"Dediğin şeye aysar denir"

"Nerden biliyorsun? "

"Sen söylemiştin"

"Ne zaman? "

"Eskiden"

"Ne kadar eskiden? "

"Çok eskiden"

"Unutmak hayatta kalmak için gerekli bir şey"

"Seni affetmek istiyorum Almanya ama-"

"Ama? "

"Seni affedersem kendime, benliğime ihanet ederim"

"Haklısın elzem. Ve haklı olman ilk defa üzüyor çünkü bir şey diyemiyorum"

"İyi geceler altın saçlı çocuk"

"İyi geceler aysar"

Genç kadın uyurken Almanya onu izledi.

-

Sabahın ilk ışıkları ile kalkan Türkiye dışarıyı inceledi, biraz affalamıştı ama sonra neden burda olduğunu hatırlamıştı.

Altın saçlı çocuğa baktı, sarı saçlarının arasında ki beyaz gözüne çarptı. Bu acı bir gerçekti fakat yaşlanıyorlardı, ne kadar kabul etmeselerde zamana karşı koyamazlardı. Ve bu maalesef ki bir gerçekti.

Çökmemeli, güçlü kalmalıydı. Yoksa ataları gibi tarihin tozlu sayfalarına karışırdı , bu acı bir gerçekti. Güç budalası olmamalıydı.

Almanya'yı ve ölüm korkusunu düşündü, babası güç sarhoşluğu yüzünden tarihin tozlu sayfalarına karışmıştı. Ve o ölmekten korkuyordu.


-

Bu kitaba geri döndüm! Bölümleri uzatacağım bilginize.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
militat omnis amans,,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin