Peki ya bize iyi hisettirip sonra gidenler? En acı anımızda gelirler hayatımıza, dinlerler dertlerimizi, bakarlar yaralarımıza, dokunurlar kalbimize, ruhumuzdaki her çizgiye bir yıldız çizerler. Sonra bizi bir anda yapa yalnız bırakıp giderler. Neden geliyorlar ki hayatımıza yani madem gideceksiniz neden geliyorsunuz? Her şeyi güzelleştirip sonra bir anda çıkıp gidiyorlar...
Peki canımızın nasıl yandığını bilmiyorlar mı?
Onlar hayatımızın merkezinde bize hayat verirken bir anda çıkıp gitmeleri nelere mal oluyor bilmiyorlar mı? Ölüyoruz! O arkasını dönüp gidiyor ama arkasında kalan geberiyor. Belki iki gündür tanıyorduk belki iki yıldır belkide bir ömür bizimleydi ama gitti. Hiç mi acımadı canı? Bu satır bizi bırakıp giden her kese bir ceza olsun. Sen zaten beni haketmedin ki! Şu an canı acıyan biri bu satırlar karşısında güçlü kalamaz, gidenler bizi öyle bir hale getirir ki kim gelsede onun yerini veremez. Bekleriz aslında bir kasım bekleriz, iki kasım, üç kasım, yedi kasım belkide tüm sonbaharı bekleriz. Bir ömür bile bekleyenler var. Ama gelmiyorlar.
Canımızı çok yakıyo
Canımızı çok yakıyo
Canımızı çok yakıyo
Canımızı çok yakıyo
Canımızı çok yakıyo
Ne kadar canımızın yandığını söylesekde anlatamıyoruz, anlatamayız.
Oysa gidenler gittikleri yerde mutludurlar, hiç bir üzüntüleri yokdur. Bizim kalbimiz burda kan ağlarken onlar keyiflerince takılırlar. Bunu neden yaptı diye sorarız kendimize: Fazla mı darladım? Beni hiç mi sevmedi? Benden çok mu soğudu? Ben kötü birimiyim? Benden nefret ediyor mu? Acaba onunla konuşsam gurursuz olur muyum?
Duyuyorum! Hepinizi duyuyorum, nasıl acıttığını biliyorum. Üzülün, ağlayın, günlerce çıkmayın o yatakdan, susun, bağırın, uyuyun ya da uyumayın ama söz veriyorum geçicek. Şu an imkansız gelicek hatta belkide imkansız senin için, kiminin annesi gider, kiminin sevdiği, kiminin babası, kiminin canından çok istediği gider. Hatta öyle kişiler ki var ki onların her şeyi gider ve bir hiç olarak kalırlar. Ben duyuyorum hepinizi, burdayım merak etmeyin. Sen şu an bir hiçsin belki ama ben bu satırlarla sana kocaman sarılıyorum ve her şeyim olan güzel sözlerimi sana armağan ediyorum. Bak şu an sen bir hiç değilsin, sen benim her şeyimsin! İşte bazen canımızdan çok sevdiklerimiz bizi yaptıklarıyla yirmi yerimizden bıçaklar bazı insanlar ise o yaralara cümleler ile melhem sürer. Belki geçmiyicek ama alışacaksın. Hani düşersin de bir yara açılırdı dizine küçükken hatırlıyor musun? Ağlayıp bağırırdın sen. Kanardı, acırdı ama sonra geçip giderdi. Sonra yeni bir yara açılırdı oda acırdı, kanardı geçerdi. Sonra bir yara daha, bir yara daha ve bir sürü yara daha. İzi kalmıştır belki o yaraların. Peki yine kanıyor mu? Yine acıyor mu? HAYIR. Hani derler ya sen büyüdükce dertlerin de büyür, şimdi o dizindeki yara kalbine açılmış. Şimdi hayat yaralayamaz büyüdün sen artık bazı insanlar gelir onlar acıtır. Hepsi hayatın oyunu, madem bu kadar çok istiyo oynayalım bakalım. O dizinin acısından bu kalbinin acısına kadar geldin küçüğüm, bu da geçicek sana söz veriyorum, alışacaksın inan bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolojik cinayetler
PoezieKansız cinayetler... Konumuz bıçak, zehir, silah kullanmadan tek damla kan akıtmadan, nefes kesmeden öldürülen insanlar. Konumuz her gün karşılaşılan katiller. Bu kitapda seninle bir çok cinayete tanıdık olup, bir çok katil ile tanışacağız. Hazırsın...